Yıldıray OĞUR
2017’deki toksik post-darbe atmosferinden etkilenerek ya da ‘Rıdvan Dilmen’e uyarak “Evet” diyenlerin bile önemli bir kısmının pişman olduğu Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin siyasetin tepesine astığı yüzde 50 çıtası, siyaseti akmaz kokmaz ortalama değerlere doğru çekip partileri kimliksizleştirdi ama siyasetçiler bu sayede ideolojik önyargılarını parçalayacak bir bilim dalıyla tanıştılar: Matematik.
İttifaklar böyle matematiksel bir ihtiyaçtan doğdu.
Matematik; büyük partileri uzlaşmaya, kapsayıcılığa, değişime; küçük partileri ve fırsatçı siyasetçileri ise bu uzlaşmaya karşı ideolojik önyargıların popülist bayraktarlığına doğru savurdu.
Ama iktidarın geçen yıl D’Hondt sistemine yaptığı mikro cerrahi müdahale, meclis seçimlerinde ittifakı matematiksel olarak anlamsızlaştırınca, seviyeli birlikteliklerin bir adım daha ileri taşınıp, tek logo altında mantıksal izdivaçlara dönüşmesi zorunlu hale geldi.
Ama bu matematiksel zorunluluğa ekmeğini uzlaşma yerine sekterlikten çıkarmaya çalışan partiler direndiler.
Muhalefet cephesinde matematiğe direnişin üç örneği var; diğer partiler deprem yüzünden miting yapıp şarkı çalmaya bile soğuk bakarken, mitinglerinde avam rap şarkısıyla dans edecek kadar kendi rüzgarına kapılmış Muharrem İnce ve partisi.
Anketlere bakılırsa ülkeden göndermeyi vaat ettikleri insan sayısının onda biri kadar oy alma şansı görünmeyen Ümit Özdağ’ın partisi.
Ve uzun yıllar basın açıklamalarından sonra olaysız dağılma şeklindeki rutin hayatlarını onları Meclis’e taşıyarak bozan HDP yerine, kendi logosu ve hellaleşmeye karşı hesaplaşma bayrağıyla devrime yürümeyi tercih eden TİP…
21 yıl sonra Erdoğan’ın ilk kez kaybedebileceği bir seçime gidilirken, yıllardır bu anı beklemiş muhalif seçmenin oylarının bir kısmı, bu üç partinin aritmetiğe direnci yüzünden iktidarın üstünden teğet geçerek doğrudan geri dönüşüm kutusuna gidecek gibi görünüyor.
İktidar cephesinde ise irrasyonel bağlarla bağlı oldukları logoları ve davaları uğruna, buz gibi somut bir gerçek olan 300’ün altına düşme riskini alan iki parti oldu: MHP ve YRP.
Çünkü Kemalist, Türkçü, ülkücü, İslamcı ve Sosyalist bu partilerin ortak bir özelliği var: Hepsinin dünyası esnemeyen mutlak hakikatler üzerine kurulu.
O yüzden pragmatik işbirliklerine açık değiller ve bu ideolojik körlük egosantrik bir özgüvene neden oluyor.
Tam da bu durum, dört muhafazakar partiye listelerini açan CHP’nin başardığı şeyin zorluk derecesini gösteriyor.
Eski bir hesap uzmanı olanı olan Kılıçdaroğlu’nun en azından matematikte iyi olduğu kesin.
Öyle ki Millet İttifakı’nda DEVA, Gelecek, Saadet ve DP adaylarına listelerini açan parti, normalde fikren daha yakın oldukları İYİ Parti değil de CHP oldu.
Bu kapsayıcılık CHP’nin değişim konusunda aldığı mesafenin samimiyetinin tek başına sağlaması gibi.
DEVA, Gelecek, Saadet ve DP’nin de ellerin bile gitmediği CHP listelerinde olmayı bir varoluşsal meseleye dönüştürmemesi, matematiksel zorunluluğa direnmemesi, onların da ideolojik deli gömleklerine hapsolmadıklarını gösterdi.
Listelerinde seçilecek yerlerde AK Parti’den gelen isimler, Kürt kimliğiyle tanınan adaylar bulunan İYİ Parti de matematikteki iddiasını ortaya koydu.
Ama herkesin matematiği o kadar iyi değil.
Şimdiden CHP ve Kılıçdaroğlu, “AK Partilileri”, “Yetmez ama evetçileri” Meclis’e sokmakla suçlanmaya başlandı bile.
Dün muhalif bir gazetecinin öfkesi iktidara yakın bütün medyalarda manşetlerdeydi:
“Kemalizmi ırkçılık olarak gören Taraf gazetesi artıkları, FETÖ firarisine saat takan ve Emniyeti FETÖ’ye teslim eden, Hatay’da ölen binlerce kişinin mesulu ve yargıya FETÖ imamlarını yerleştiren, ‘Yetmez ama evet’ diyerek faşizme destek veren Cumhuriyet düşmanları listelerde seçilecek yerlerde. Tebrik ederim herkesi!”
“Kemalizmi ırkçılık olarak gören Taraf gazetesi artığı” dediği kişi, CHP’nin İzmir birinci bölgeden birinci sıraya koyduğu siyaset bilimci Yüksel Taşkın.
Ne ilginçtir; Yüksel Taşkın’dan, babası bakan olan, TRT Yönetim Kurulu üyesi AK Partili bir akademisyen de dün böyle dert yandı:
“Ülkede ne kadar Atatürk düşmanı varsa sıralı tam liste için CHP listelerine bakabilirsiniz. Düşünsenize “Kemalizm ırkçılıktır” diyen adamı İzmir 1. sıraya yazıyorlar. Yetmez General Trikopis’i de yazsaydınız”
Hem ulusalcı muhalifleri hem iktidar destekçilerini kızdıran Yüksel Taşkın, CHP’nin altı yıldır genel başkan yardımcısı. Her zaman sosyal demokrat bir siyaset bilimci olmuş, 2016’da imzaladığı bildiri yüzünden KHK’yla üniversiteden ihraç edilmiş, muhalifliğin bedelini ağır biçimde ödemiş saygın bir entelektüel.
Yüksel Taşkın’a “Taraf artığı”, Sadullah Ergin’e “Yetmez ama evetçi” diyen biri, İYİ Parti’nin Ordu birinci sıradan eski içişleri bakanı İdris Naim Şahin’i aday yapması karşısında çılgına dönmüş olmalı!
HDP’nin eski bir Taraf yazarı olan genel başkanı Mithat Sancar’ı Urfa’dan aday göstermesi, Yetmez ama evetçi liberallerden Hasan Cemal’in Cumhuriyet’in yüzüncü yılında Meclis’i açacak isim olmasını da içlerine sindirmeleri kolay değil.
Ama işte matematik bu kadar hassas bünyeleri üzen soğuk bir bilim dalı.
Yine de CHP İzmir birinci bölge birinci sıradaki Yüksel Taşkın’dan rahatsız olanlar şanslı. Hemen listenin ikinci sırasındaki Tuncay Özkan’a odaklanıp rahatlayabilirler.
Özellikle de 2007’de Cumhuriyet Mitingleri sonrası Tuncay Özkan’ın kurduğu Biz Kaç Kişiyiz Platformu’nun İstanbul il başkanlığını yapmış biri için herhalde bu bir teselli olur.
İttifaka oy verirken hâlâ vatana ihanet ediyormuş gibi hisseden Bornovalı ulusalcı seçmenlerin İzmir birinci bölgede başka alternatifleri de var.
Mesela AK Parti.
Listenin dördüncü sırasında, CHP’yi yeterince Kemalist bulmayıp istifa etmiş, Ergenekon sanığı eski teğmen Mehmet Ali Çelebi bulunuyor.
Beşinci sırasında ise bir zamanların laik ataklar geçiren Yeni Asır’ının başında olan gazeteci Şebnem Bursalı var.
CHP’nin İzmir listesi mi, yoksa AK Parti’nin İzmir listesi mi daha Kemalist, karar vermek kolay değil.
Ankara Çankaya’daki milliyetçi ve ulusalcı seçmenler içinse durum daha karmaşık.
CHP listesinin dördüncü sırasındaki Sadullah Ergin’den 2010 referandumu yüzünden rahatsız olup, oyunun da ziyan olmasını istemeyen bir muhalif seçmenin gidebileceği İYİ Parti’nin ikinci sırasında da, 2022’ye kadar AK Parti’de kalmış Eşref Fakıbaba var.
Belki de en iyi seçenek, Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’in liste başı olduğu AK Parti’dir.
Peki İstanbul birinci bölgede, mesela Üsküdar’da oturan bir muhafazakar seçmen ne yapsın?
Sandık başına gittiğinde ve AK Parti listelerini açtığında, listenin seçilmesi garanti altıncı sırasında gazeteci Mustafa H. Cevizoğlu’nun adını görecek.
Eğer genç değilse ve Cevizoğlu’nu CNNTürk tartışmalarındaki yerli ve milli yeni profiliyle tanımadıysa, onun bir zamanların hızlı 28 Şubatçısı, sıkı Kemalisti, ateşli bir türban karşıtı, 2007’de Cumhuriyet mitingleri konuşmacısı Hulki Cevizoğlu olduğunu hemen anlayacaktır.
Halbuki ahiret hesap korkusuyla elinin gitmediği CHP logosunun altında, İstanbul birinci bölgede Milli Görüşçü Saadet Partili Birol Aydın, DEVA Partisi’nden başörtülü işkadını Elif Esen, El Ezher’de okumuş, eski imam ve eski AK Parti milletvekili Hasan Karal, AK Parti eski İstanbul il başkanı Selim Temurci gibi “mahalleden” isimler, seçilecek sıralardan aday.
İstanbul ikinci bölgede, mesela Fatih’te oturan İslamcı bir seçmen, listenin başındaki Süleyman Soylu’nun hemen altında Halit Yerebakan isminin önemini anlamaya çalışınca, tv’lerde meşhur olmuş, Erdoğan ailesine yakın Rizeli bir doktor olmasından başka mantıklı bir açıklama bulamayabilir. Diğer adayların çoğunun adını da ilk kez duymuş olabilir.
Dördüncü sıradaki yerli ve milli ulusalcı DSP lideri Önder Aksakal’ı CNNTürk ekranlarında muhakkak görmüştür. Ama onun bir zamanlar Meclis’ten başörtülü vekil kovalayan DSP’nin eski bir parti yöneticisi olduğunu, daha genç yıllarında da Devsol’dan hapis yatmış bir isim olduğunu bilmeseler daha iyi.
Halbuki mesela İYİ Parti’nin ikinci bölge aday listesi Fatihli bir İslamcı’ya daha tanıdık gelebilir: Babası BBP’li milletvekili, amcası İslamcı ünlü bir isim olan Buğra Kavuncu, Nakşi kökenli eski DYP milletvekili Salim Ensarioğlu, liberal hukukçu Bahadır Erdem ve Özal’ın danışmanı eski ANAP’lı Engin Güner’in kızı Ece Güner.
İstanbul üçüncü bölgede yaşayan muhafazakâr bir Kürt seçmenin de kafası çok karışabilir.
Eli AK Parti’ye gitmek istese, listenin üst sıralarında Hüdapar lideri Zekeriya Yapıcıoğlu’ndan başka kimliğiyle öne çıkmış güçlü bir Kürt aday göremez.
Halbuki CHP listesinde Türkan Elçi, Bülent Kaya gibi Kürt kimliğiyle öne çıkan isimler, Mustafa Yeneroğlu gibi insan hakları mücadelesi vermiş siyasetçiler var.
Milliyetçi İYİ Parti’nin üçüncü bölge adayları içinde bile AK Parti’den daha fazla Kürt kimliğiyle öne çıkmış isim var.
Mesela Türkçü sitelerin şimdiden Şerafettin Elçi’ye rahmet dileyip Said Nursi’ye Bediüzzaman dediğini jurnallediği Seyithan İzsiz gibi.
Listelere topluca bakınca AK Parti listelerinde mi daha çok eski AK Partili, muhafazakar var, CHP listelerinde mi diye hemen bir cevap vermek kolay değil.
Yeşil Sol Parti listelerindeki liberallik oranı bile AK Parti’den yüksek.
İYİ Parti listelerinde seçilecek yerlerden aday gösterilen eski AK Partililer ve Kürtlerin sayısı da kafaları karıştırabilir.
Yani bu seçimlerde ne AK Parti seccadelerin koruyucusu İslam’ın son kalesi, ne de CHP camileri ahır yapmak için tetikte bekleyen, ellerin gitmediği o eski CHP.
Aksini iddia eden, oyuna ideolojik anlamlar yüklemek isteyerek sadece kendisini kandırmış olur.
Çünkü en azından bu seçimlik ideolojilere matematik molası verildi.
“Atatürk’ün Çankaya’sında kimler aday” diye dizlerini dövenlerin seçim sistemi ve matematik çalışmasında büyük faydalar var.
En azından Manisa seçmeni için durum biraz daha açık.
Manisalılar, AK Parti listesinin tepesinde, Payitaht Abdülhamit dizisinde Tahsin Paşa’yı oynayan ve kendini epey rolüne kaptırmış bir yazarı görünce, ülkedeki acil durumun farkına varmışlardır.
Atını senatör seçtiren imparatorun o kadar da uzağında sayılmayız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025