Yıldıray OĞUR
“Baba çok iyi bir noktaya varıyoruz.” Bu sözler Paris’te öldürülen Fidan Doğan’a ait. DünTaraf’ta Tuğba Tekerek, konuştuğu Doğan’ın babasının en son yılbaşında gördüğü kızının yeni süreçten umudunu kendisiyle böyle paylaştığını anlatıyordu. Avrupa’da PKK için siyasi ve diplomatik faaliyetler yürüten kızının “Silah sıkmakla, kan dökmekle bir yere varamayız” dediğini de ekleyerek.
Daha önce Demirtaş Sakine Cansız’ın da yeni süreçten ümitli olduğunu, “Bu sefer olacak” dediğini aktarmıştı. 20 yıl önce Berlin Duvarı çöktükten sonra PKK içinde başlayan tartışmalarda silahlı mücadeleyi bırakıp, siyasi mücadeleye geçmeyi savunan bir klik içinde yer almış Cansız’ın 1996’dan beri de devletle yürütülen çeşitli müzakere süreçlerinde rol aldığı iddia edilmişti.
Ve Adem Uzun. PKK’nın Avrupa’daki üst düzey yöneticilerinden, KNK’nın yöneticisi, Oslo görüşmelerine katılan, müzakerelerde MİT’le sık sık görüşen isimlerden biriydi.
İlk ikisi Paris’in sayılı merkezlerinden Gar du Norde’deki Kürdistan Enformasyon Ofisi’nde öldürüldü. Üçüncüsü ise bu cinayetten üç ay önce Paris’in Nişantaşısı denebilecek Montparnasse’da bir cumartesi günü bir cafede otururken gözaltına alınıp, tutuklandı.
Çözüm sürecinde aktif rol oynayan üç isimden ikisi öldürüldü, biri tutuklandı. Peki, neden Paris’te oldu tüm bunlar?
Bu suikastla üç ay önceki tutuklama arasında ilişki kuran ilk isim PKK Yürütme Komitesi Üyesi, Kandil’deki en üst düzey kadın yöneticilerden Sozdar Avesta oldu. Dünkü açıklamasında şöyle dedi:
“Adem Uzun’u bütün Avrupa ülkeleri çok iyi biliyor. Görüşmelere katıldı. Devletin çok iyi bildiği bir isim. Fransa’da bir komplo sonucu içerdedir. Böylesi bir tuzakla Adem Uzun eğer o dönem Fransa bu oyunu açığa çıkarsaydı bugün bu katliamda olmazdı”
Adem Uzun’un tutuklanması Türkiye’de pek konuşulmadı. “Fransa’dan terör örgütüne darbe” gibi klişeleri saymazsak. Hâlbuki bu tutuklanmada sahiden pek çok gariplik vardı. Fransız polisinin açıklamasına göre Adem Uzun, bir cumartesi günü Montparnasse’da bir cafede PKK için tanksavar pazarlığı yaparken tutuklandı. Belki de kruvasanını yerken. Silah pazarlığı için fazla şeffaf ve şık bir ortam.
PKK gibi bir gerilla örgütünün tanksavarı ne yapacağını geçtik diyelim, herhalde Suriye’de, Irak’ta pazarlardan Baas eskilerini almaktansa, Avrupa’dan sıfır tanksavar almak istedi PKK.
Peki, Fransa’nın da terörist örgüt listesinde olan PKK’nın üst düzey bir yöneticisi olarak yıllardır Avrupa’da yaşayan, farklı ülkelerde dolaşan, hatta Avrupa Parlamentosu’nda toplantılara katılan, basın toplantıları bile düzenleyen Uzun’un bir örgüt yöneticisi olarak değil de, neredeyse bir silah kaçakçısı olarak gözaltına alınması tuhaf değil mi? Bunca yıl içinde ilk kez mi PKK için silah almaya kalktı acaba? Ya da kimden tanksavar alırken yakalandı? Hangi silah şirketi, hangi örgüt PKK’ya tanksavar satıyordu? Şık bir cafede tanksavar pazarlığı gibi, Bond filmi karesi gibi duran bu dikkat çekici gözaltıyla ilgili bu soruların hiçbirinin bir cevabı yok.
Akla gelen daha makul bir cevap var ama: Bu gözaltıyla, müzakere sürecinde, aktif rol alan, PKK adına Avrupa’daki müzakere organizasyonunu yürüten, rahat seyahat edebildiği için pek çok kilidin açılmasında etkili rol oynayan bir isim etkisiz hâle getirilmiş oldu.
Tam bu noktada Kandil’de Öcalan’a en bağlı grup olduğu söylenen kadın militanların liderlerindenSozdar Avesta’nın açıklamalarında daha da ilginç bir bilgi göze çarpıyor. Bugüne kadar neredeyse bir polisiye gibi didik dik edilmiş suikastla ilgili bilinmeyen bir bilgi bu:
“Sakine Cansız Kürdistan dağlarına dönecekti. Kendisi belli bir çalışma, kısa dönemli bir çalışma için o alana geçmişti. Belli işlemlerini tamamlayıp bu alana dönecekti. Büyük ihtimalle bunu biliyorlardı. Sakine arkadaşın alana dönmesi gerekiyordu. Kendisi işlemlerini yapmak için Fransa’daydı ve serbest dolaşıyordu.”
Peki, bu “kısa dönemli çalışma” neydi? PKK, Sovyetik partilerden sonra dünyanın herhalde en çok rapor yazan örgütü. Her şey raporlarla yürütülüyor. Kısa dönemli iş denince insanın aklına acaba Sakine Cansız bir rapor için mi Paris’e gelmişti sorusu geliyor. Acaba bu kısa dönemli çalışmanın üç ay önce Adem Uzun’un tutuklanmasıyla bir ilgisi de var mıydı?
Acaba Kandil, Avrupa’da kimin bu süreci sabote etmeye çalıştığını mı araştırıyordu? Bu araştırmanın sonucu mu birilerini rahatsız etti ve Sakine Cansız’ın Kandil’e bu bilgilerle dönmesini istemediler?
Bu arada kafaları iyice karıştıran bir şey oldu ve suikastın bir numaralı zanlısı PKK’nın Paris’te Sakine Cansız’ı emanet ettiği yani güvendiği bir isim çıktı. Karayılan söylediği gibi resmen PKK üyesi olmasa da PKK’nın Avrupa’daki yapısı içinde en az iki yıldır yer almış, güvenilir adam mertebesine kadar yükselmiş bir isimden bahsediyoruz. Devletin, Gladyo’nun adamı diye geçiştirilemeyecek bir isimden.
PKK, yıllardır örgütsel menfaatleri için uluslararası aktörlerle dans etmenin bedelini ödüyor sanki. Avrupa’da bu kadar rahat örgütlenmesinin, “siz bize biz size dokunmayalım” sözleşmelerinden daha derin ve girift ilişkiler sayesinde olduğu ortaya çıkıyor. Ve bir gün geliyor o karanlık ilişkiler ağının içinden geçen bir adama bütün kapılar açılıyor ve o da en uygun zamanda işini yapıyor.
Kürtlerin de aydınlatılması gereken bir Uğur Mumcu, bir Hrant Dink cinayeti var artık. En başta aydınlatılması için kendi iktidarlarından, Kandil’den hesap soracakları bir fail-i meçhul cinayet. İlk soru: Neden bu adamı Paris’te Sakine Cansız’ın yanına verdiniz?
Şimdilik Kürtlerin de önüne akli dengesi yerinde değildir denen bir Mehmet Ali Ağca, bir Alparslan Arslan, bir Ogün Samast atıldı. Şimdi bu sorulara makul ve tatmin edici cevap arama sırası Diyarbakır’daki o görkemli cenazede toplanan Sakine’nin, Fidan’ın, Leyla’nın arkadaşlarında.
Onlar yapmazsa herhalde Öcalan ilk görüşmesinde bunu yapacak.
“Katiller bulunsun, hesap sorulsun”un Kürtçesi nasıldı?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları













































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025