Yıldıray OĞUR
Bülent Ersoy 1 oy, Ajda Pekkan 1 oy, Rahşan Ecevit 3 oy, Aynur Aydan 1 Oy (CHP’li İçişleri Bakanı’nın aktris sevgilisi), Muhsin Batur 38 oy, Mardin Bağımsız Milletvekili Nurettin Yılmaz 80 oy…
1980’in Mart ayında Meclis’te başlayan 7. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk iki turunun oy dağılımı bu.
Sonuçsuz 115 turdan sonra turlara devam edilmek üzere ara verilen Meclis ertesi gün darbeyle kapatılmıştı. Darbenin gerekçelerinden biri de Meclis’in aylarca Cumhurbaşkanı’nı seçememesiydi. Nurettin Yılmaz, bu tehlikeyi görmüş ve adaylığını koyarak turları başlatmıştı.
Ömrü darbecilikle geçmiş solcu general Muhsin Batur’dan iki kat daha fazla oy alması ise tesadüf değildi.
Siyasi hayatı Musa Anter’in Diyarbakır’da çıkan İleri Yurt gazetesindeki Amma Ne İleri Yurt başlıklı köşesinde “Qimil” adlı Kürtçe bir şiir yayınlamasıyla başlamıştı. Kürtçesi, Türkçesi aynı bildiğimiz Kımıl. Buğday tarlasına dadanmış kımıl zararlılarından dert yanan bir genç kızın yaktığı türküydü şiir. Musa Anter’e destek verdiği için tutuklanan 49 Kürt kanaat önderinden biri de sırada Ankara’da Hukuk Fakültesi’nde son sınıf öğrencisi olan Nurettin Yılmaz’dı.
1973’te yenilikçi Ecevit’e inanıp listelerinden Meclis’e girdiği CHP, 1977 seçimlerinde Kürtçü çıkışları yüzünden onu aday yapmadı. Bu kez bağımsız olarak Mardin’den seçildi. Yine de MC hükümetlerine karşı CHP’yi destekledi, 141, 141, 163. maddenin kalkması için önergeler verdi, sıkı yönetim yasalarının aleyhine oy kullandı. Sol aydınların kurduğu Barış Derneği’ne yönetici oldu.
1980’de liderlerin aday gösteremediği Meclis’in önünü açmak için aday olunca, ilk Kürt cumhurbaşkanı adayı unvanının da sahibi olmuş oldu. Bu cüretinin cezasını ise 12 Eylül’den sonra gördü. Defalarca tutuklandı, yargılandı. Diyarbakır Cezaevi’nde işkence gördü. İşkencecibaşı Esat Oktay Yıldıran, onu “Ooo Kürdistan Cumhurbaşkanı gelmiş" diye karşılamış, Andımızı (geçen yıl kaldırılan) okumasını istemiş, okumayı reddedince de dövüp, lağıma atmıştı.
Hapisten çıkınca bir sosyal demokrat olarak SHP’ye üye olan Nurettin Yılmaz, 1987 seçimlerinde SHP’den Mardin milletvekilliği için başvurunca aslan sosyal demokratlardan ikinci vetoyu yedi. Adaylığına karşı çıkanların başında partinin genç yenilikçi solcu isimlerinden İsmail Cem geliyordu. SHP’nin aday göstermediği Nurettin Yılmaz’ı Özal ANAP’tan aday gösterdi. YSK, adaylığını SHP’lilerin başvurusuyla önce iptal etti, sonra itirazlar üzerine seçildi. 1989’da “Kürt meselesine sıcak bakışı" nedeniyle Özal’ın cumhurbaşkanlığına Meclis’teki Kürt vekillerle destek verdi, parti içindeki milliyetçi vekillerle Kürtçe için kavga etti…
Selahattin Demirtaş’ın dünkü toplantısını izlerken insan ister istemez ilk Kürt cumhurbaşkanı adayı Nurettin Yılmaz’ı hatırlıyor.
Onun başına gelenleri. Bir solcu olarak, sürekli kredi açtığı solcuların ona attığı kazıkları…
Demirtaş da genç yaşta siyasetin çarklarında epey saç ağarttı.
Birkaç ay önce spor kıyafetlerle dağda bayırda röportajlar veren genç yaşta emekliliğe sevk edilmiş bir siyasetçiydi Demirtaş. Kürt olduğu için Türkiye partisi HDP’nin eş başkanlığına uygun görülmemiş, Diyarbakır Belediye Başkanlığı arzusu ise kadın kotası numarasıyla engellenmişti.
Ne hoş bir tesadüf. Kaderini değiştiren şey, dün salonda onu coşkuyla alkışlayanların da arasında olduğu dostlarının, 30 Mart’ta tatava yapmayıp Mustafa Sarıgül’e, Mansur Yavaş’a basıp geçmesi oldu.
Böylece anti-Erdoğan aşkı karşısında HDP projesi çökünce Demirtaş, yeniden liderlik koltuğuna geldi, birkaç ay önce Mustafa Sarıgül’ü bile Sırrı Süreyya’ya tercih edenler ise Demirtaş’ın yanına. Çünkü şimdi anti-Erdoğan siyaseti için en hayırlısı bu.
Eğer, HDP projesi başarısız olmasaydı, muhtemelen bugün Selahattin Demirtaş’ın yerine aynı kalabalık CHP’li Rıza Türmen’i alkışlıyor olacaktı. HDP’nin, özellikle onun etrafını kuşatmış anti-Erdoğancı Türk solcularının birinci tercihi Rıza Türmen ismi üzerinden CHP’yle ittifaka gitmekti çünkü. Ama CHP gidip MHP’yle, Türk Solu’nun de desteklediği bir Türk-İslam sentezcisi üzerinde anlaştı.
Başdöndüren geçişkenlikler. Mahkemede Kürtçe savunmaya bile ret oyu vermiş CHP’ye, ülkenin bölünme ihtimal olursa silahlanırız diyen Kılıçdaroğlu’na, 30 yıl barış masasını kuran AKP’den bu yüzden siyasi hayatını ortaya koymuş Erdoğan’dan daha yakın olmak.
Bir Kürt siyasetçi için Kürtlerden yüzde bir civarı oylar alan CHP yerine, Kürt seçmenin yarısının oy verdiği Erdoğan’la kavga etmek daha rasyonel bulunabilir. Ama bunu Öcalan’ın darbe dediği 17 Aralık’ın, Kürt meselesini Sri Lanka gibi çözmeyi teklif eden, KCK operasyonlarının banisi cemaatçi polis şeflerinin “hırsızlar” jargonuyla yapmak herhalde Erdoğan’ı değil barışı birinci mesele yapması beklenen bir Kürt siyasetçi için pek akıl kârı değil.
Ama zaten Demirtaş’ın adaylığı pek çokları için, konuşmasındaki zekânın görülmediği heyecanlı bir politbüro elinden çıkmış IŞİD’i destekleyen Türkiye masalları, neo-liberalizme sövgüleri, dünya barışı hedeflerinin doldurulduğu kendisinden yaşlı seçim vaadleri yüzünden değil, barışa destek için hiç değil, “Seçilirsem Allah Erdoğan’a yardım etsin”ler için, “Bir Cumhurbaşkanı düşünün bağlamadan başka bir şey çalmıyor" sloganı için heyecan verici.
Kürtleri, Gezi’den 17 Aralık’tan beri durdukları yerden, barış masasından kaldırıp, anti-AKP direniş cephesine ekleme ihtimali, barışa kanıp Erdoğan’a ilk turda gitmesi muhtemelen Kürt oylarını kaptırmama telaşı…
Birinci turda güya destek verilen Selahattin Demirtaş’a dün en çok sorulan sorunun “ikinci turda ne yapacaksınız” olması o yüzden hiç şaşırtıcı değildi. Tepesinde Türkiye Türklerindir yazan Doğan grubunda çalışan bir gazetecinin Demirtaş’ın verdiği cevaplardan tatmin olmadığını söylediği an unutulmazlar arasına bile girdi şimdiden…
Demirtaş’ın siyaset kumaşının iyi bir kumaş olduğuna kuşku yok. Kendisinden ikinci turda Erdoğan’a karşı Ekmeleddin Bey’e oy vereceğiz ya da Erdoğan’a kesinlikle oy vermeyeceğiz gibi net açıklamalar almak için didinen “bağımsız” gazetecileri hayal kırıklığına uğratmadan atlattığı cevaplarda bile bunu görmek mümkündü.
O yüzden o büyük şamatanın, övgülerin ömrünün bir kelebeğin ömründen biraz daha uzun, en fazla 10 Ağustos'a kadar olduğunu o da biliyor olmalı. Ezkaza muhtemel bir ikinci tur öncesi ağzından çıkacak bir gri laftan sonra bütün o övgülerin, “arkasında PKK, Öcalan olmasa”, “daha tecrübesiz toy siyasetçi” diye kepçeyle alınacağının da farkındadır herhalde.
Musa Anter Qimil şiirinde nasıl diyordu: Dağa tırmandım amca, zavallı dağ mahzunlaştı/Arpa olgunlaştı amca, buğday un ufak oldu biçare/Kımıl geldi amca, kafile halen de zavallı/Buğdayı yedi, geride samanı bıraktı zavallı…
Öcalan’ın son görüşmede Cumhurbaşkanlığı seçimi için şöyle dediğini de duymuş olmalı: “Barışa giden yolda tarihsel bir referandum niteliği taşıyacaktır.”
Peki bu referandumda barış için kime oy verilecek? Kim kazanırsa ‘barış’a evet çıkmış olur. Peki ya seçeneklerin ikiye düşeceği ikinci turda? İki seçenekten “barış” olanı, kariyerinde Hamas’la FKÖ arasındaki çatışmalarda bir gün süren bir barış olan Ekmeleddin Bey olmasa gerek.
“Özgürlük ay ışığında dans etmekse, yeni yaşamda birlikte dans edelim" romantik çağrılar yapan Demirtaş’ı zor bir dans bekliyor. Selefi Nurettin Yılmaz’ın hikâyesinde de ibretlik çok ders var. Kimlerle dans ettiğini birkaç ay önce Sarıgül’e tercih edilmiş Sırrı Süreyya ona arada hatırlatabilir.
Ya da Ape Musa’nın şiirinin son mısrasını okuyarak:
“Üzülme, seni kımıl, süne ve sömürenlerin zararından kurtaracak kardeşlerin yetişiyor artık."
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025