Yıldıray OĞUR
İnsan grupları arasındaki karmaşık ilişkileri çözmeye, 1919’da İzmir Yunan işgali altındayken, süngülenmekten bir Yunan askerinin merhameti sayesinde kurtulunca karar verdiği söylenir. Yanındaki adamı öldüren Yunanlı asker, sırası gelen bu on üç yaşındaki çocuğa dokunmayarak arkasını dönüp gitmiştir.
1928’de felsefe okumak üzere İstanbul’a, Darülfünun’a gelir. Başlangıçta kuruluşuna tanık olduğu Cumhuriyet’in heyecanına kapılır Şerif. Dönemin en ciddi entelektüeli olan Ziya Gökalp, gözlerini kamaştırır. Ulusal bir yarışmada birinci olarak kazandığı bursla gittiği ABD’de gözündeki perdeler iner. Tarihin başka bir kırılma anına denk gelmiştir yine. Onun gittiği ABD, 1929 kriziyle çalkalanmaktadır. Bu büyük çalkantı Şerif’in politik görüşlerinin şekillenmesinde belirleyici olur, Amerikan soluyla tanışır. Fransa, İsviçre ve Almanya’yı kapsayan bir akademik tura çıkar. Berlin Üniversitesi’nde ders takip ettiği günlerde Almanya Nazi iktidarına doğru kaymaktadır. Gösteriler, yürüyüşler ve siyasi çalkantılarla Almanya’nın faşizme kayışına gözleriyle tanıklık eder.
1932’de döndüğü Gazi Terbiye Enstitüsü’nde ise ırkçılık artık resmî görüş olmuştur. O yüzden fazla kalamaz burada; 1933’te doktora için yeniden ABD’ye döner. Sosyal psikoloji alanında hâlâ bir klasik sayılan Toplumsal Kuralların Psikolojisi’ni 1936 yılında burada yazar. Uluslararası akademik dünyada büyük ses getiren kitabından sonra Türkiye’ye döner.
Döndüğü Ankara, CHP tek parti iktidarının savaşta Alman cephesine yanaştığı, siyasette Nazi, akademide ırkçı rüzgârların estiği bir yerdir artık.
Şerif net bir anti-faşisttir.
Şerif okulda öğrencileriyle sosyal psikoloji tarihine geçecek deneylere imza atar, önemli klasiklerin Türkçe’ye çevrilmesine öncülük eder. Üniversitedeki Nazi ve ırkçı gruplara karşı öğrencileri örgütler. Böylece de CHP’li örgütlü öğrencilerin düşmanlığını kazanır. Merdivenlerde ceketinin cebine yazılar konur. Üniversitede verdiği en büyük mücadele, Rozet Avigdor adındaki Türkiye vatandaşı Sefarad Yahudisi kız öğrenciye yapılan haksızlığa karşıdır. Şerif, başarılı bir öğrenci olan Avigdor’un Yahudi olduğu için Psikoloji Fakültesi’nde sınıfta bırakılmasına karşı hem fakülte hocalarıyla hem de öğrencilerle uzun süre mücadele eder. Onu devlet nezdinde bir nefret objesi haline getiren ise ırkçılığa karşı 1943’te yazdığı Irk Psikoloji adlı çalışma olur. Kitap anti-faşist hareketin başucu kitabı olur, o devrin ulusalcı komplo jargonuyla “ithalat malı” olmakla suçlanır.
Tek parti iktidarının Nazilere yanaştığı, Cumhuriyet gazetesinin sahibi Yunus Nadi’nin adının Yunus Nazi’ye çıktığı yıllarda böyle bir kitabı yazmak cesaret işidir.
Bu ağır havada Ankara Üniversitesi’nin kurulma sürecinde Hatay’daki bir toplantıya giderken pek çok ünlü ismin bulunduğu trende Muzaffer Şerif’in parrhesia nöbeti nükseder. Trendekilerden biri de dönemin ırkçı fikirleriyle ünlü askerî veterineri Süreyya Aygün’dür.
Aygün, yol boyunca “yemeklerin ırkların ruhunu yansıttığı”ndan başlayıp “Kayserililerin pastırma yapımında kullandıkları tekniklerin çiğ etin zararlarını bertaraf ettiğine” kadar işi vardırır. Şerif daha fazla kendini tutamaz ve “Üstad Kayserililer sizin bir heykelinizi dikecekler, ama bu heykel pastırmadan olacak” der. Sinirden deliye dönen Aygün “Türk subayına hakaret” gerekçesiyle Şerif’i şikâyet eder; Şerif hakkında soruşturma açılır.
Parrhesia nöbeti gelmiştir bir kere. Aynı tren yolculuğu sırasında Kayseri istasyonunda yemek yerken İtalya’nın II. Dünya Savaşı sırasında “kayıtsız şartsız teslim olduğu” haberi ulaşır. Şerif bu güzel haberi trendeki pek çoğu faşist olan diğer öğretim üyelerine duyurur hemen. 12 Mart darbesinin ara rejim başbakanı Nihat Erim de onlardan biridir. Erim bu habere bozulur ve Şerif’e “Yanlış bir şey duymuş olacaksınız, Hukuk-u Düvel’e göre kayıtsız şartsız teslim diye bir şey olmaz” diye karşılık verir. Şerif’in cevabı ateşli bir parrhesia hastası olduğunun kanıtıdır: “Hukuk-u Düveli kim ipler (orijinal versiyonu bu kadar kibar değildir) kayıtsız şartsız teslim olmuşlar işte!”
Cadı avı bir yıl sonra başlar. 1944’te ırkçı hareketin ideoloğu Nihal Atsız, “Başvekil Saracoğlu Şükrü’ye Açık Mektup”larından on yedi gün sonra, 16 Mart 1944’te Muzaffer Şerif, üniversiteden arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alınır. Suçları, “Millî menfaatlere düşmanlık”tır. Birlikte gözaltına alındığı iki arkadaşı daha sonra bırakılır ama Şerif bırakılmaz. Önce basında yargılanıp hükmü kesilir. Ardından yargılandığı askerî mahkeme onu yirmi yedi yıl hapis cezasına çarptırır. Çıkardığı Adımlar dergisi kapatılır.
Hapishanedeki günlerini sosyal psikoloji ders kitabının yazmaya başlayarak değerlendiren Şerif’in tutuklanması Harvard’daki arkadaşlarını ayağa kaldırmıştır. Tepkiler üzerine Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Şerif’in bırakılması için Türkiye hükümeti nezdinde girişimlerde bulunur. Ankara’daki elçilikten bir Harvardlı diplomat hükümet yetkilileriyle bire bir görüşür. Onun hapse atıldığı günlerde savaşta da rüzgârlar ters yönde esmeye başlamıştır. Almanların cephelerde kaybetmesiyle, Ankara yavaş yavaş pozisyon değiştirmeye başlamıştır. Önce Almanya’ya krom satışı durdurulur, ardından Varlık Vergisi kaldırılır. Kırk günlük tutukluluktan sonra Şerif de serbest bırakılır. Kısa bir süre sonra rüzgâr tümüyle ters taraftan esecek, yine jest için bu kez o hapishanelere girme sırası onu ihbar eden ırkçılara gelecektir.
ABD hükümeti onu bu fokurdayan kazandan kurtarmak için bir devlet bursu vererek Princeton’a davet eder. Muzaffer Şerif ABD’ye içi üniformalı askerlerle dolu bir Amerikan askerî uçağıyla gelir. Uçaktaki tek sivil kıyafetli kişi odur. Askerlere sosyal psikolog olduğunu söylese de kimse ona inanmaz, herkes onun özel görevli bir istihbaratçı olduğunu düşünür. Kazandığı Dışişleri Bakanlığı bursu yüzünden Beyaz Saray’ın karşısındaki Blair House’a yerleştirilir. Akademik çalışmalarına hız verir. Yaptığı deneyle ve kitaplarla adı Sosyal Psikoloji’nin kurucusu olarak tarihe geçer.
Onun için galiba en doğru tanımlamayı 1943’te Kemal Tahir’e yazdığı mektupta Nazım Hikmet yapmıştır:
“Muzaffer Şerif’i ben tanırım. Enteresan çocuktur, ama ne senin ne de benim şöyle ahbapça arkadaşlığını edebileceğimize pek ihtimal vermiyorum, lüzumundan fazla münevver Amerikalı bilgin.”
“Lüzumundan fazla münevver.”
O Türkiye’deki entelektüel ve akademik dünya için fazla iyidir. O yüzden bir daha Türkiye’ye dönmez.
Türkiye’nin çok partili düzene geçmesinin ardından 1947 yılında ülkesindeki işine yeniden dönmek ister ama bu kez de karşısına evlendiği Amerikalı eşinden dolayı memurluktan çıkarıldığına dair bir mevzuat maddesi çıkarılır. O an kararını verir: Bundan sonra hayatına "Muzafer Sherif" olarak devam edecektir. Türk pasaportunun süresi dolmasına rağmen, ömrünün sonuna kadar ABD vatandaşlığına geçmez. Talihsizlikler peşini bırakmaz. 1951 yılında McCarthy’nin anti-komünist cadı kazanları kaynamaya başladığında üniversitede kalabilmek için sadakat yemini metnini imzalamak zorunda kalır. Bunun dışında devletsizliği, dünya vatandaşlığını tercih eder. 1988’de Alaska’da kalp krizinden ölünceye kadar ne bir daha Türkiye’ye döner ne de sade ve beliğ Türkçesiyle tek bir kelime yazar. Çocuklarına Türk isimleri vermediği gibi Türkiye’den gelen görüşme taleplerini de geri çevirir. Rivayetlere göre bazen odasına kapanır, içki içer ve ağlayarak Ege Türküleri söyler.
30’lı 40’lı yılların ırkçı, anti-semitik, Nazi sever resmî ideolojisi, Kurtuluş Savaşı’nda ölümden son anda dönen, Ziya Gökalp’in cenazesinde milliyetçi nutuklar atan, İzmirli zengin beyaz Türk Muzaffer Şerif’ten sosyal psikolojinin bir Muzafer Sherif meydana getirmiştir. Bunun için de ne kadar övünse azdır...
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025