Yıldıray OĞUR
25 Ağustos 2015 günü Tuzla Piyade Okulu’nun da içinde olduğu Kartal Aydos Ormanları’nda bir yangın çıktı. Yangın güçlükle söndürüldü. 15 gün sonra 10 Eylül 2015 günü askerî bölge olan aynı yerde yeni bir orman yanığını daha çıkınca polis yangınların sabotaj olma ihtimalini araştırmaya başladı.
Bir süre sonra bu yangını çıkaran, marketlere, AK Parti ofislerine saldırılar düzenleyen bir grup PKK’lı gözaltına aldı.
Onlardan elde edilen bilgilerle PKK’nın İstanbul ve diğer bölgelerdeki raporlarını Diyarbakır’daki merkeze götüren bir ‘kurye’ye ulaşıldı.
Kurye izlendi ve 7 Ekim 2015 günü İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan Diyarbakır uçağına binmek üzereyken gözaltına alındı.
Gözaltına alınan kişi sınavda dereceyle girilen Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği’nde son sınıfta okuyan H.D.’ydi.
Eşbaşkanlıklarını Sabahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün yürüttüğü yasal bir yapılanma Halkların Demokratik Kongresi Gençlik Meclisi üyesi olan H.D.'nin o güne kadar herhangi bir illegal faaliyeti yoktu. Polise göre kurye olarak bu yüzden seçilmişti. Üzerinden içinde taşıdığı raporların olduğu bir flash disk çıktığı basına yansıdı. Raporlar Diyarbakır’da bulunan Türkiye sorumlusu olan yeri ve adı belli birine gidiyordu.
Polis kaynaklarına göre o flash diskteki raporlardan biri PKK’nın Çukurova bölgesinden gelmişti ve raporda bir kadın militan “Gerekirse canlı bombalı saldırıya bile hazır olduğunu” bildiriyordu.
Buraya kadar olan kısmı medyaya yansıyan, benim bulabildiğim polisin iddiaları.
Şimdi bir de H.D.’nin avukatının ne dediğine bakalım:
“H.D’nin evi basıldı ve yasaklı olmayan kitaplarına el konuldu. Bunlar, Kültür Bakanlığı bandrolü taşıyan kitaplar. Bunun yanında birkaç dergiye el konuldu. Ayrıca telefonunda da birkaç müzik parçası buluyorlar ve bunları alıp indiriyorlar. Daha sonra ‘Sen bunları dinleyip bu kitapları da okuyorsan, o zaman örgüt üyesisin’ dediler. Youtube’da izlediği video ve dinlediği müzikleri göstererek, ‘Bu videolarda örgüt üyeleri var’ deyip, H.D.'yi bu gerekçeyle suçladılar.”
Bir önceki yazıda da örnekleri verilen avukat savunmalarını andıran “külliyen hiçbir şey yoktur” savunması bu.
Polis eziyet olsun diye bir üniversite öğrencisini, Youtube’da dinlediği müziklere bakarak evinde okulunda da değil, havaalanında gözaltına aldı demek.
Yine de şüpheci olmakta haklı sebeplerimiz var. Türkiye’de hukuksuz gözaltılar, kolayca örgüt üyeliğine bağlamalar bir gelenek. Geçmişte çok çok olmuştur, şimdi de olmaktadır.
Medyanın bir kısmı haberi polisin iddialarından, diğer kısmı ise avukatın açıklamalarından verdi.
Yine şüphenin olmadığı haberlerdi bunlar.
“Örneğin:
“HDK üyesi Boğaziçili, okuduğu kitaplar ve dinlediği şarkılar yüzünden tutuklandı!” http://www.diken.com.tr/hdk-uyesi-bogazicili-okudugu-kitaplar-ve-dinledigi-sarkilar-yuzunden-tutuklandi/”
Ama galiba insanları evlerinden çıkamaz hâle getirmeyi başaran terörle boğuşurken kimsenin şüphesiz, siyasi kaygılarla hakikatlere çarpıtma lüksü kalmadı artık.
Özellikle de her tarafta canlı bombaların patladığı, Sur’da, Cizre’de PKK’nın silahlı ‘direnişe’ geçtiği bir ülkede, dünyanın terörle mücadele ettiği, Türkiye’nin o terör odaklarına komşu olduğu bir zamanda, üstelik devleti terör eylemleri, canlı bombalarla ilgili istihbarat, zamanında engelleyeme üzerinden haklı olarak eleştirirken, bir üniversiteye düşen, üstelik Türkiye’nin açık ara en iyi üniversitesinin hocalarına düşen daha tedbirli, daha şüpheci davranmak olmalıydı.
Üzerlerinde o kadar öğrencinin sorumluluğu varken üstelik.
Hayır bu kez de olmadı. Partizanlık, devrimci dayanışma, sorgusuz kefil olma hepsine baskın geldi, bir önceki yazıda gazetecilerin yaptığını bu kez akademisyenler yaptı.
Aralarında çok ünlü, sahasının en iyisi, kolay kolay külyutmaz hocaların da olduğu 200’e yakın Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi “öğrencimize sahip çıkıyoruz” başlıklı bir bildiriyi imzaladılar. http://www.milliyet.com.tr/bogazici-universitesi-ogrencisine-gundem-2133242/
Bu da yetmedi. Açık ki Boğaziçi Üniversitesi’nden hocaların referansıyla Orta Doğu araştırmalarının en ünlü kurumlarından ABD’deki Middle East Studies Association’ın (MESA) http://mesana.org/committees/academic-freedom/intervention/letters-turkey.html#Turkey20151030Başkanı Prof. Dr. Beth Baron’a da H.D. için Başbakan Davutoğlu’na bir mektup dahi yazdırıldı...
(Mektubun yazılmasını kimin sağladığı konusunda bir tahminim var. Ama elimde bir bilgi yok o yüzden sadece şu linki şuraya bırakayım. http://www.jadaliyya.com/pages/about)
Onların bu bildiriyi yazdığı sırada, H.D.’nin avukatı olan az önce yukarıda savunmasını okuduğunuz Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nden Hüseyin Boğatekin Balıkesir’de başka bir davada başka öğrencilerin hakkını savunmaktaydı. (Boğatekin ve derneğinin kurduğu PKK davalarında yargılanan öğrencilere destek veren bir hukuki destek ağı var.)
O öğrencilerden biri 6 ay sonra Ankara’da canlı bomba olarak kendini patlattı.
Yani, H.D.’nin masumiyetine dair etrafta dolaşan bütün bilgilerin kaynağı olan, MESA başkanının Başbakan Davutoğlu’na yazdığı mektupta bile adı geçen avukatın benzer argümanlarla savunduğu başka bir müvekkili beş ay sonra intihar bombacısı olarak Ankara’nın ortasında kendini patlattı.
Tabii ki bir avukat herkesi savunabilir. Birini savunduğu için suçlanamaz. Ama bu birine kefil olurken kafanıza şüphe bulutlarına neden olması gereken bir bilgidir. Özellikle de ortada aylar önce iftiraya uğramış öğrenci olarak mahkemede savunulmuş bir intihar bombacısı ve 37 masum insanın ölümü söz konusu ise.
Ama bu bile yazının başlığındaki Boğaziçi’nde Yaşayan Simonlarda bir şüpheye, kafa karışıklığına neden olmuş gözükmüyor.
Üstelik polise göre kurye olan öğrencilerinin taşıdığı raporlardan birinde bir kadının canlı bomba olma irade beyanı da yer alırken...
Üstelik daha 20 gün kadar önce canlı bombalı saldırıda kullanılacak şüphesiyle iki aracın içinde ve dışındaki otoparklarda yakalandığı bir üniversiteden bahsediyoruz.
İlk aracın yakalanma hikayesini Hürriyet’in haberinden okuyalım:
“Funda Kaya’ sahte kimlikli Sinem Oğuz’u takibe almıştı. Polisin tespitine göre, bombalı saldırı için kullanılacak olan ikiz plakalı Citroen marka otomobile düzenekler kuruldu, Diyarbakır’dan getirilecek patlayıcılar beklenmeye başlandı. Otomobil Sinem Oğuz'un Boğaziçi Üniversitesi’nde görevli bir tanıdığı aracılığıyla okulun otoparkına götürüldü.
Oğuz’a yardım eden üniversite görevlisi R.Ü. kayıplara karışırken Sinem Oğuz Diyarbakır’a gitti. PKK üyesi oldukları belirtilen Oğuz ile yanındaki H.A., Diyarbakır’da 27 Ocak’ta yakalanıp tutuklandı.”
İçerisinde bomba yerleştirilecek düzenek bulunan aracı Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘misafir eden’ üniversite görevlisi R.Ü’nün adını baş harflerinden üniversitenin idari görevliler listesinde arayınca karşınıza muhtemelen üniversitenin bütün bilişim ağına hakim bir yöneticisi çıkıyor.
Polis kaynaklarına göre bombacı Sinem Oğuz ve yanındaki kişi Diyarbakır’a araca konacak bombaları almak için gitmişti. Peki yakalanmadan geri dönselerdi, Boğaziçi Üniversitesi’nde bekleyen aracın hedefi neresiydi? Yine polis kaynaklarına göre Taksim Meydanı’nın hemen arkasında duran çevik kuvvet noktası. Yani Taksim Meydanı! Yani hepimiz!
Eğer bu kadar bilgi bir devletin elinde olsaydı ama devlet “yok canım o yapmaz öyle şeyler” deseydi ve o adam ya da onun yardımıyla başka biri bir eylem yapsaydı o devlet kurumları ağır biçimde suçlanırdı ve bunun için çok haklı olunurdu
Peki, milyonda bir doğru olma ihtimalini bile düşününce insanın tüylerinin diken diken edecek böyle bir vaka karşısında böylesine bir sorumluluğun altına bu kadar kolay imza atmak?
Canlı bombalar, terör konusunda devleti, istihbaratı eleştirmekte, daha fazla tedbir alınmasını istemekte hepimiz haklıyız.
Peki ya siyasi kavgaları, ideolojik hısımlıkları, devrimci dayanışmaları yüzünden terörün, canlı bombalara nefes alacak, hareket edecek alanlar açanlar, onlara kefil olanlar, gazetelerinde, mahkemelerde, üniversitelerde yollarını açanlar, propagandalarına hiç sorgusuz sualsiz inananlar, alet olanlar...
Eğer özgürlüklerimizi ve güvenliğimizi korumak istiyorsak hiçbirimizin özellikle de şimdi, Suruç, Ankara, Sultanahmet, Ankara, İstiklal diye giden bir liste önümüzde dururken Simon olma hakkı yok...
Yazarlar
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025
11.07.2025