Yıldıray OĞUR
22 Temmuz 2004 günü Sakarya’nın Pamukova ilçesinde meydana gelen tren kazasında yeni açılan Ankara-İstanbul hızlandırılmış tren seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı tren aşırı hızdan dolayı raydan çıkmış, kazada 41 yolcu hayatını kaybetmiş, 89 yolcu da yaralanmıştı.
Uzmanlara göre kazanın sebebi, Ankara-İstanbul arasında yetersiz altyapıya rağmen hızlandırılmış trenin acele edilerek açılmasıydı. O kazayla ilgili de iki makinist gözaltına alınmıştı.
Ama son kazadan farklı olarak 2004’deki tren kazası ertesi gün hükümete yönelik eleştirel başlıklarla bütün gazetelerin manşetlerindeydi.
(Akşam: Hızlı Facia, Cumhuriyet: Hızlandırılmış Katliam, Hürriyet: Seri Cinayet, Milliyet: Bir Şov Uğruna Öldüler, Posta: Göz Göre Göre Facia, Sabah: Hızlandırılmış Katliam, Takvim: Kaderimiz Pisi Pisine Ölmek, Vakit: Hızlı Tren Raydan Çıktı, Vatan: Cinayet, Yeni Şafak: Facia.)
4 Ağustos 2004 günü Pamukova tren kazasını görüşmek üzere CHP grubu tatilde olan Meclis’i toplantıya çağırdı.
CHP milletvekilleri, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım hakkında gensoru önergesi verdiler.
Gensoru önergesinin Meclis genel kurulunun gündemine alınıp alınmamasıyla ilgili ön görüşmelere geçildi.
Eski anayasanın 99’uncu maddesine göre, bu görüşmede, önerge sahiplerinden bir üyeye, siyasî parti grupları adına birer milletvekiline ve Bakanlar Kurulu adına Başbakan veya bir bakana söz verilmesi gerekiyordu.
Hükümet ve Ulaştırma Bakanı Meclis’teki yerlerini aldı.
Televizyonlardan canlı yayınlanan Meclis oturumunda kürsüye çıkan konuşmacılar kaza üzerine hararetli ve bilgilendirici konuşmalar yaptılar, hükümete sorular sordular.
CHP grubu adına söz alan genel başkan Deniz Baykal, Ulaştırma Bakanı’na dönerek “İnsana değer veriyorsanız bu noktada istifa etmeyeceksiniz de ne zaman istifa edeceksiniz” dedi.
Daha sonra konuşmalara cevap vermek üzere kürsüye Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım çıktı. Konuşmasına “Her şeyden önce, gensoruya konu olan tren kazası hakkında kasıtlı olarak kamuoyunda oluşturulan bilgi kirliliğinin giderilmesine fırsat tanıdığı için, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna özellikle teşekkür ediyorum. AK Parti Grubuna da, bu önergeye müspet yaklaşıp destek verdikleri için ayrıca teşekkür ediyorum” diyerek başladı ve kazayla ilgili Meclis’e ayrıntılı bilgi verdi, sözlü sataşmalar arasında sözlerini tamamladı.
Görüşmeler sonunda gensorunun Meclis’te görüşülmesi beklendiği gibi reddedildi. Zaten parlamenter sistemde bir bakanın gensoruyla düşürülmesi hükümetin de teamüller gereği sonu demek olduğu için bu şaşırtıcı olamadı.
Ama anayasanın ve Meclis iç tüzüğünün sağladığı gensoru ön görüşme imkanı, yasamanın yürütmeyi sorgulamasına, muhalefetin iktidara hesap sormasına, kamuoyunun kafasındaki soruların sorulup, cevapların verilmesine imkan sağlamış oldu.
Ama artık bu görüşme sadece arşiv sayfalarında kalan bir hatıra.
Bundan 14 yıl önce meydana gelen Pamukova’daki tren kazasıyla ilgili Meclis’te yaşanan bu tartışmaların Çorlu’daki tren kazasından sonra yaşanması mümkün değil.
Çünkü cumhurbaşkanlığı sistemi için yapılan anayasa değişikliğiyle gensoru tarih oldu.
Artık, gensoru dışında da bakanların Meclis’te milletvekillerinin karşısına çıkıp, icraatlarıyla ilgili hesap vermesi mümkün değil.
Çünkü artık bakanlar Meclis’te değiller.
Bakanlar Meclis’ten seçilmediği gibi, Meclis’e çağrılıp icraatlarıyla ilgili bir konuda bilgi de vermeyecekler.
Yine Pamukova Kazası ile ilgili 22 Temmuz 2004’den itibaren Meclis’te hükümete sorulan sözlü sorularla yaşanan yüz yüze tartışmalar da artık yaşanmayacak.
Çünkü, bakanlar Meclis’te olmayacağı için sözlü soru da artık yok.
Milletvekillerinin Çorlu kazası gibi bir olayla ilgili yapabilecekleri iki şey var.
Birincisi; Meclis’te konuyla ilgili genel görüşme açılması veya araştırma komitesi kurulması için önergesi vermek.
Fakat bu genel görüşme ve Meclis araştırmalarına da yeni anayasaya göre bakanlar katılamayacak.
Yani konunun doğrudan muhatapları olmadan Meclis’te bu konular tartışılabilecek. Tabii Meclis çoğunluğu bunu isterse.
Vekillerin yapabileceği ikinci şey, ilgili bakana yazılı soru sormak. Bu sorulara bakanlığın 15 gün içinde cevap vermesi gerekiyor. Ama bu cevabın sorunun tam cevabı olması gerekli değil. Bakan uygun gördüğü şekilde bu soruya cevap verebilir.
Hatta süresi içinde yazılı soruya cevap Meclis’te az rastlanan bir uygulama.
Örneğin 25. dönemde milletvekillerinin bakanlara sorduğu 28829 yazılı sorudan sadece yüzde 10’u (3011’i) zamanında cevaplandırılmış.
9755’i üzerinden zaman geçtikten sonra cevaplandırılmış, 14.239’u ise hiç cevaplandırılmamış.
Doğrudan yüz yüze soru sormaya imkan verdiği için sözlü sorularda bu oran daha yüksek. Yine son Meclis dönemi olan 26. dönemde 1622 sözlü soru önergesinden 568’i bakanlar tarafından soruyu soran muhatabına karşı cevaplandırılmış. Vekiller böylece takip eden soru sorma imkanını da kullanmışlar.
Ama yeni sistemde artık milletvekilleri sadece Meclis’te değil bakanları Ankara’da da çok sık göremeyebilirler.
Mevcut kabinede Cumhurbaşkanı ve dört bakan dışındaki bakanlar bürokrasi ve iş dünyasından teknokratlar olduğu, siyasi kimlikleri de olmadığı için milletvekillerinin bakanlar üzerindeki ağırlıkları ve yaptırım güçleri azalacak.
Yani orta ya da uzun vadede seçmenlerin Meclis’e gidip, milletvekilleri üzerinden bakanlıklarda ve bürokraside işlerini halletmesi devri de yavaş yavaş kapanacak.
Güç ilişkileri konusunda uzman tecrübeli Ankara bürokrasisi de bu durumla ilgili hızlıca vaziyet alacaktır.
Bunun, Ankara’da bir genel müdürün ya da üst düzey bir bürokratın bir milletvekilinin telefonuna anında cevap verme refleksini zayıflatan bir vaziyet alma olacağını tahmin etmek zor değil.
“Bütün bunlar zaten angarya işlerdi, milletvekillerinin işi yasa yapmak, ona yoğunlaşsınlar” denebilir.
Ama yasama kısmında da vekillerin başı eskisi kadar sıkışık olmayabilir.
Bunun için yine geçen dönemin yani son parlamenter sistemle Meclis’in çalıştığı 26. dönemin yasama istatistiklerine bakmak yeterli.
26. dönemde Meclis’e 953 “kanun tasarısı” gelmiş. Kanun tasarısı hükümetten Meclis’e gönderilen yasa tasarılarına verilen ad. Bu tasarılar bakanlıkların ihtiyaçlarına göre, onların bürokrasileri tarafından hazırlanmış tasarılar. Bu 953 tasarıdan 477’si kanunlaşmış, 427’si de komisyonlarda beklemiş. (Tabii artık onlar da kadük oldu)
Buna karşın bu 2 yıl beş aylık 26. dönemde Meclis’e gelen “kanun teklifleri”, yani milletvekillerinin hazırladığı yasa önerilerinin sayısı 2348 olmuş ve bunlardan sadece 50’si kanunlaşmış.
Yani 26. dönemde Meclis mesaisinin yüzde 90’ını hükümetten gelen kanun tekliflerini görüşmek ve yasalaştırmak oluşturmuş.
Yeni cumhurbaşkanlığı sistemiyle bakanlıkların ihtiyacı olan bu kanun tekliflerinin büyük bir çoğunluğu artık kararnamelerle çözülebilecek. Yani Meclis’in üzerinden mesaisinin en büyük kısmını kaplayan bir yük de kalkmış olacak.
Yeni dönemde rutin işler dışında Meclis iş yükünü eğer ihtiyaç duyulursa ceza kanununda veya sayı yetersiz olsa da anayasada yapılacak değişikler ve en çok bütçe oluşturacak.
Cumhurbaşkanlığı’ndan gelecek bütçe eğer genel kurulda reddedilirse Cumhurbaşkanı, geçen yıl ki bütçeyi enflasyon oranında artırarak yola devam edebilecek.
Burada tek heyecanlı olabilecek kısım bütçenin bütçe komisyonunda görüşülmesi.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı’ndan gelecek bütçe Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 45 gün görüşülerek, değiştirebilecek. Komisyonda değiştirilip, genel kurulda kabul edilen bir bütçeyi Cumhurbaşkanı’nın geri çevirmesi mümkün değil.
Burada kritik olan son anayasa değişikliğiyle artık bütçe komisyonunda iktidara 40 üyeden 25’inin otomatik olarak verilmemesi. Her parti Meclis’teki vekil sayısına göre komisyonda temsil edilecek. Yani bütçe için komisyonda çoğunluk olmak kritik.
Ama son 390 vekil sayısına göre AK Parti 19, MHP 3 vekille komisyonda yer alacağı için burada da bir sorun çıkması beklenemez. Ama komisyonlardaki bu kritik sayı AK Parti-MHP’nin koalisyon vasfını güçlendirecektir.
Muhalefet vekillerinin yürütme karşısında denge ve denetim için ellerindeki Meclis’te söz alma imkanlarının da son tüzük değişikliğiyle epey kısıtlandığı düşünülürse, artık daha sessiz bir Meclis’le karşı karşıya kalacağız.
Muhalefetin elinde grup toplantıları dışında, basın toplantıları, siyaseti Meclis dışına taşımak, gölge kabineler kurmak gibi alternatifler var... Tabii Meclis televizyonu dışında görünmeyi başarabilirlerse...
Yani 27. dönem milletvekillerinin, Meclis’te 26. dönem milletvekillerine göre biraz daha sıkılacağı kesin...
Siyasetçilerin yerini teknokratlara bırakacağı bu dönemde, Ankara’ya gelecek seçmenler de Meclis yerine, işlerini halletmek için doğrudan Beştepe’nin ve bakanlıkların kapılarını zorlayacaktır.
Belki böylece milletvekilleri de sakinleşecek Meclis’teki odalarında boş zamanlarını olan biten üzerine düşünmek, bolca kitap okumak için bir fırsata çevirirler...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025