Yıldıray OĞUR
Sabri Bey’in suçu...
27.04.2019
2369
14 Haziran 2001, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevine ikinci kez atanan Sabri Uzun’un ilk görev günüydü.
(Bu göreve ilk olarak 28 Şubat günlerinde İçişleri Bakanı Meral Akşener tarafından getirilmiş, 1999’da İçişleri Bakanı Sadettin Tantan tarafından görevden alınmıştı.)
Odasına dairenin şube müdürlerinden Recep Güven (şu anda FETÖ davalarının firari sanığı) girdi ve önüne bir şema koydu:
“O gün şube müdürü, Recep Güven odama gelerek bana en üst kısmında 'Ergenekon Örgütü' yazan bir şema gösterdi…Şubesine giderek yanında Tuncay Güney isimli kişinin ifade tutanağını ve bir de bilgi notu getirdi. kim yaptı, neye göre yaptı' diye sordum. 'İstanbul istihbarat gönderdi' dedi…Eğer o gün beni kandırabilselerdi, Ergenekon Operasyonu 2001’de başlayacaktı…”
Görev süresi de kısa oldu. Bir yıl sonra 6 Ağustos 2002’de ikinci kez görevden alındı.
3 Kasım 2002’de AK Parti tek başına iktidara geldi. 13 Haziran 2003’te Sabri Uzun üçüncü kez İstihbarat Daire Başkanlığı’na getirildi. Hanefi Avcı da Kaçakçılık ve Organize İşler Başkanı olmuştu. AK Parti iktidarı, 28 Şubat’ta darbecilere karşı duran emniyetçilerle çalışmaya karar vermişti.
9 Kasım 2005’de Şemdinli’de Umut Kitabevi bombalandı.
Olayı araştırmak için Meclis’te bir komisyon kuruldu.
2 Şubat 2006 günü komisyona ifade veren Sabri Uzun normal demokratik ülkelerde askerin görevlerini, yapıp, yapamayacaklarını anlattı ve ertesi gün gazetelere manşet olan cümleleri kurdu:
“Örgütün üstlenmediği eylemler olursa bu meçhul bir şeydir. Yani başka bir güç bu anormalliği yapıyor demektir. Olayın adını koyamıyoruz bir türlü. Şimdi, hırsız evin içinde olursa kilit işe yaramaz."
Aynı günlerde, 2001’de kendisine Ergenekon şemasını sunmuş şube müdürü Recep Güven yanına geldi ve "Asker içinde bir örgütlenme var, biz bu örgüt üzerinde çalışmak istiyoruz" dedi. Uzun "2001'deki örgüt mü" diye sordu. "Evet" cevabını aldı. Ergenekon operasyonlarını başlatma teklifini sert biçimde bir kere daha geri çevirdi.
Şubat 2006'da Ağustos'taki YAŞ'ta Genelkurmay Başkanı olması beklenen Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın dedesinin Yahudi olduğunu iddia eden ulusalihanet.com sitesi açıldı.
27 Şubat 2006'da Sabri Uzun, üst makamlara bir bilgi notu yazdı ve ‘sitenin arkasında Gülen taraftarları var’ dedi. Notta bir de uyarı vardı: “Bu yayınlar Sayın Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanı olması halinde, Gülen cemaatinin askeri birimlerde görevli taraftarlarına yönelik olası operasyonunun önünü kesmek amacıyla yapılmaktadır.”
Notla birlikte hakkında düğmeye basıldı. 3 Mart 2006’da hakkında İçişleri Bakanlığı’na mali durumunda artış olduğuyla ilgili bir rapor ulaştırıldı. Soruşturma açıldı ve aklandı.
Aynı sıralarda askerlerin önüne ise Şemdinli olaylarında Büyükanıt ve askerleri suçlayan altı sayfalık bir rapor ulaştı. İmzasız raporu onun hazırlattığı dönemin Sabah gazetesinde haber yapıldı.
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/03/23/gnd101.html
Hem sivil hem de askeri cephede hedef haline getirilmişti.
Nitekim 22 Mart 2006’da üçüncü kez Emniyet İstihbarat Müdürlüğü’nden alındı. Yerine halen FETÖ ve Hrank Dink davalarında tutuklu olan Ramazan Akyürek getirildi.
Fakat örgüt peşini bırakmadı. 2008 yılında pasif görevdeyken mahkeme kararıyla telefonu İBDA-C üyesi Hüseyin Özgür sahte adıyla dinlenemeye başlandı.
Dinlemeler 2009 yılında bu kez Hizbullah üyesi Süleyman Karaman sahte adıyla yine mahkeme kararıyla sürdü.
Ardından bir suç çetesi soruşturmasında ve Ergenekon soruşturmasında hakkında sahte adlarla telefon dinleme kararları çıkarıldı.
Kararları talep eden polis şefleri, savcılar ve onaylayan hakimlerin tamamı bugün FETÖ’den ya tutuklu ya da firari.
2009 yılında artık Ergenekon soruşturmaları başlamıştı.
Habertürk’ten Fatih Altaylı’ya bir mektup yazarak Ergenekon soruşturmalarının 2001 ve 2006’da nasıl önüne geldiğini ve soruşturmaları yapmayı nasıl reddettiğini anlattı. Kitabında bu mektupla ülkeyi yönetenleri uyandırmak istediğini ama uyandıramadığını yazacaktı.
https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/616137-imamin-ordusu-ve-ben
4 Aralık 2009 günü Hrant Dink suikastıyla ilgili mülkiye başmüfettişlerine verdiği ifadede cinayeti önceden bildiren haber raporunun kendisinden gizlendiğini söylemişti ama bu ifadesi arşivlerde kayboldu.
20 Eylül 2010 tarihinde Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabının ardından İçişleri Bakanlığı’nın başlattığı soruşturmada mülkiye başmüfettişlerine bir kere daha ifade verdi, Ergenekon soruşturmaları ve o günkü adıyla Gülen cemaatiyle ilgili bildiklerini anlattı.
14 Şubat 2011 günü ODA TV çalışanları, Ahmet Şık ve Nedim Şener’i hedef alan operasyonda, ODA TV’deki bir bilgisayardan Ulusal Medya 2010 adlı belgenin çıktığı ve belgede “Sabri Uzun, kitap yazmakta kararsız, ikna edilmeli..” gibi cümleler yer aldığı iddia edildi. Yine polisin bulduğunu ileri sürdüğü Ahmet Şık’ın İmam’ın Ordusu kitabının taslaklarında, kitabı Sabri Uzun’un yazdırdığını ima eden bölümler olduğu iddia ediliyordu. Yıllarca gözaltı alınmayı bekledi.
FETÖ’nün hala Türkçe Olimpiyatları’na gidilip, okyanus ötesine mesaj verilen makbul bir cemaat olduğu 11 Nisan 2013’de, TBMM’de kurulan Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu'na verdiği ifadede dinlemeleri devlet içinde bir yapının yaptığını, Ergenekon soruşturmasının iki kez önüne getirildiğini ve bu soruşturmaların içlerinin boş olduğunu anlattı hatta komisyon üyesi AK Parti milletvekilleri tarafından devam eden soruşturmalarla ilgili konuşmaması için uyarıldı.
17/25 Aralık’ın ardından 2014 yılının sonunda İN adlı kitabını yazdı.
Bu tarihten sonra biri TRT’de yaptığımız Şimdi ve Burada programı olmak üzere verdiği röportajlarda paralel yapıya yönelik soruşturmaların bir karargahı olmadığından, örgütün esas tehlikeli ve yönetici kısımlarına dokunulmadığından bahsetti, tavsiyelerde bulundu.
https://www.youtube.com/watch?v=JmvCaKVgMWs
Nitekim eleştiriler haklı çıktı ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandı. Darbenin ardından çıktığı Habertürk Tv’de verdiği bir röportajda gözyaşları içinde o gece yaşadıklarını anlattı.
Bir infaz listesinde adının geçmesi nedeniyle darbe davasına müşteki olarak katıldı.
2018 yılında devlet tarafından verilmiş korumalarının statüsünün düşürülmesine tepki gösterdi.
Ve 23 Nisan 2019 günü Cumhurbaşkanı’na hakaret, FETÖ terör örgütüne yardım ve FETÖ terör örgütü propagandası suçlamasıyla gözaltına alındı.
Suçlamaların delili ise 2015 yılından itibaren attığı tweetler ve 2016 yılında FETÖ’nün ihraç ettiği ve mesleğe dönmeye çalışan itirafçı bir polisin ifadesinde kendisinden FETÖ’cü diye bahsetmesi.
Fakat 2016 yılındaki bu ifadeden neden üç yıl sonra işlem yapıldığı belirsiz. Bu ihbarı yapan kişi de belirsiz.
2014’den bu yana Twitter hesabını aktif olarak kullanan Uzun, zaman zaman hükümeti övmüş, zaman zaman da eleştirmiş. Sürekli FETÖ karşıtı mesajlar vermiş, milliyetçi, devletçi meşruiyetçi çizgide yorumlar yapmış, hukuk, demokrasi standartlarını savunmuş.
Cumhurbaşkanı’na hakaret ve FETÖ propagandasına delil olarak gösterilen tweetinde Cumhurbaşkanı’nın adı geçmiyor. Gözaltına alınmadan beş gün önce attığı o tweette İmamoğlu’nu tebrik ederken, ona 17/25 Aralık’ı hatırlatan, “sıfırlama”, “ayakkabı kutusu”, “saat” gibi kavramları kullanıp tavsiyelerde bulunmuş.
17/25 Aralık’taki FETÖcü polislerin bu iddialarını, çok daha ağır ifadeler ve doğrudan isim vererek zamanında MHP lideri Devlet Bahçeli de kullanmıştı.
O yüzden gözaltına alınmasından beş gün önceki tweetin bir gözaltı gerekçesi olması pek mantıklı görünmüyor.
Gözaltı alınmadan bir gün önce attığı tweet ve gelen tepkiler ise daha dikkat çekici.
O tweette MHP Genel Başkanı Bahçeli için “Partiya Harekatı Hırgür genel Başkanı” demiş ve bu mesaj MHP’li vekillerin belediye başkanlarının, il başkanlarının yoğun tepkisini çekmiş. Daha önce doğrudan Bahçeli’yi hedef alan tweetleri var.
Muhtemelen gözaltı kararı bu tweete tepki olarak gelmiş olabilir.
Bu tweetten gözaltı çıkmayacağı için de 2015’den itibaren Cumhurbaşkanı’na hakaret, FETÖ propagandasına yorulabilecek tweetleri toplanmış, bunlara 2016’daki ihbarla da örgüte yardım eklenmiş olma ihtimali hayli yüksek.
Bu yöntemin geçmişte çok örneği var.
Bu delillerle, 2001 yılından bu yana, o günlerde adı “Fethullah Gülen cemaati” iken bile bu örgütle kavgaya tutuşmuş, halen iktidarda olan devlet büyüklerini uyarmaya çalışmış 66 yaşındaki emekli ve hasta bir emniyet müdürü, 2019 yılında FETÖ’ye yardım ve propagandan hapse girmiş oldu.
O gözaltına alındığında, ana muhalefet liderini yumruklayan, linçe kalkan, evini yakın diye bağıranlar da gözaltına alınmıştı.
Onlar emniyetten, savcılıklardan serbest kalıp evlerine döndüler ama ancak sert eleştiriler denecek tweetler atmış emniyet müdürü tutuklandı.
Herkese geçmiş olsun...
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025