Yıldıray OĞUR
“Katillere af yok... Kayseri’ye, Kayseri’ye.. Hain, Hain... Sehpaya, Sehpaya.. İnine, İnine...”
27 mart 1963 akşamı Ankara Kızılay’daki Adalet Partisi genel merkezi önünde toplanmış öfkeli gençler öfkeyle böyle tempo tutarak, binayı taşlıyordu.
Dört gündür sokaklarda olan kalabalıkları böylesine kızdıran bir tahliye kararıydı.
27 Mayıs darbecilerinin idama mahkum ettiği ama yaşı nedeniyle cezası müebbet hapse çevrilen 80 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan İsmet İnönü’nün girişimiyle üç yıldır yattığı Kayseri Cezaevi’nden nihayet sağlık koşulları yüzünden tahliye edilmişti.
Öfkeli kalabalık o akşam Celal Bayar’ın evinin balkonunu tahrip etti, AP’ye yakın Yeni İstanbul gazetesini taşladı, Adalet Partisi genel merkezine girdi, öfkeli kalabalıktan kaçanlardan biri de 39 yaşındaki partinin genç yönetim kurulu üyesi Süleyman Demirel’di.
O günlerde bu tahliye için çok ağır sözler söylenmişti.
Bayar’ın bütün eski defterleri açılmış, “ama onun öldürdüğü gençler akşam evlerinde yatamayacak” yazıları yazılmış, “devrime ihanet”, “bu kararla DP’lilerin bitleri kanlandı” başlıkları atılmıştı.
Önceki gün Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın aldıkları ceza yattıkları süreye sayılıp tahliye edilmesinden sonra verilen tepkiler, 56 yıl önce Bayar’ın tahliyesine verilen tepkileri hatırlattı.
Üstelik bunca öfkenin hedefinde bu kez bir dönemin cumhurbaşkanı değil, konuşmaları ve yazılarından ibaret bir iddianameyle 3.5 yıldır hapis yatan 70 yaş üstü iki yazar vardı.
Sanki bir ağır ceza mahkemesinde değil de, mahkeme-i kübrada yargılanıyorlarmış gibi, karşılarına iddianamelerindeki suçlamalar değil, bütün hayatları boyunca yapıp ettikleri çıkarıldı.
Savcının iddianamesinde onları neyle suçladığını kimse merak etmedi. “Atakürt yazısından, Merve Kavakçı’nın yanında durmaya, İkinci Cumhuriyetçilikten askeri vesayetle mücadeleye kadar haklarında farklı kesimlerde birikmiş siyasi öfke, son dönemde aldıkları pozisyonlar, yazdıkları yazılar, yaptıkları haberler, attıkları başlıklar hatta yapmadıkları haberlerle uzayıp giden bir alternatif iddianameye çevrildi.
Ama herhalde, iktidarın bir uzantısı olarak gördükleri hukuktan, Altanlar ve Ilıcak için müebbet hapis isteyen laikler için onların hala en affedilmez suçu, AK Parti iktidarına destek vermiş olmak, yani kendi mahallelerine ihanet etmekti.
Ama, son pozisyonları yüzünden iktidar yanlısı çevrelerin de nefretini kazanmışlardı.
Böylece herkes için kolay ve maliyetsiz bir hedef haline gelmişlerdi.
Sanki FETÖ’yü onlar kollayıp, büyütmüş, Türkçe Olimpiyatlarında çoşkulu konuşmalar yapmış, Ergenekon davalarını onlar başlatmış, polislerini savcılarını onlar atamış, korumuş, kendilerini bu davaların savcısı ilan etmiş, sanki Hürriyet’inden Sabah’ına, Yeni Şafak’ından, Akit’ine kadar neredeyse bütün gazeteler zamanında bu davalara destek vermemiş, haberlerini yapmamış, sanki darbeyi yapan generalleri onlar terfi ettirmiş gibi bir dönemin bütün suçlarının, o dönemlerin yöneticilerine kesilmesi tehlikeli olan bütün faturaları bu iki isme kesiliverdi.
Tabii ki yanlış kararlar verdiler, pozisyonlar aldılar, kötü, aktivist gazetecilikten kaynaklı büyük yanlışlara imza attılar.
Bu siyasi hesaplaşmayı o zaman yapmak anlamlıydı, ama şimdi bambaşka suçlamalarla 3.5 yıldır haksızlığa uğramış, nihayet tahliye edilmişken yapmaya kalkmak ahlaki ve mertçe değil.
Özellikle de karşımızda hukuken skandal denebilecek bir dava varken...
Bundan 3.5 yıl önce ‘darbe çağrışımıyla subliminal mesaj içeren söylemlerde bulundukları’ gibi hukuk tarihinde eşi benzeri olmayan bir suçlamayla gözaltına alındılar.
Nazlı Ilıcak ve Mehmet Altan tutuklandı. Ahmet Altan önce serbest bırakıldı.
İlk mahalle baskısı o gece yaşandı ve sosyal medyadaki itirazlar üzerine ertesi gün Ahmet Altan hakkında da tutuklama kararı çıkarıldı.
Sonra haklarında iddianame çıktı, bütün ömürlerini bu örgüt içinde geçirmiş Hüseyin Gülerce’nin, Nurettin Veren’in tanık olduğu bir davada Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak FETÖ’nün medya yapılanması olmakla suçlandı.
Haklarındaki suçlamalar bu tanıkların “öyle duydum”lu iddiaları, şu kadar telefon görüşmesi yapmışsın gibi deliller, bir televizyon programındaki konuşmalar, yazılar ve tweetlerden ibaretti.
Hukuk tarihine geçen “Subliminal mesaj”, iddianamede herhalde mahcubiyetle “darbe çağrışımı” na döndürüldü, “anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla haklarında ağırlaştırışmış müebbet istendi. Bu Meclis’i bombalatan darbecilere istenen cezayla aynıydı.
İki yıl boyunca tutuklu yargılandılar. Haklarındaki suçlamaların temelini oluşturan 2 saat 31 dakikalık televizyon programından kesilmiş, bağlamından koparılmış 1 dakika 20 saniyelik bir videoydu. Savcı ve gazeteciler dahil, kimse oturup 2.5 saatlik programı izlememişti.
(Programdaki konuşmaların dökümü için. https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/kanaat-notuyla-tutuklugun-devamina-5950)
İki yıl sonra, üçü de benzer suçlamalarla yargılanmalarına, üçünün de benzer bireysel hak ihlali başvuruları olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi sadece Mehmet Altan ve başka bir davada tutuklu bulunan Şahin Alpay’ın başvurularını seçti, tutuklu yargılanmalarının hak ihlali olduğuna karar verdi.
Verdiği karar aynı zamanda iddianamedeki suçlamaların temelsizliğini de kanıtlıyordu:
“Suç işlediğine dair kuvvetli belirtiler ortaya konulmadan temelde yazılarına ve konuşmalara dayanılarak başvurucu hakkında tutuklama tedbirinin uygulanmasının, ifade ve basın özgürlüklerine ilişkin olarak olağan dönemde Anayasa'nın 26. ve 28. maddelerinde yer alan güvencelere aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.”
Ama bu kararla sadece Mehmet Altan tahliye oldu, aynı durumdaki Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la ilgili tahliye başvuruları reddedildi.
Sonra mahkemeden üçüne de ancak darbeye doğrudan katılmış askerlere verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası çıktı.
Bu arada geçen haziran ayında Anayasa Mahkemesi, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın bireysel başvurularını da inceleyip kararını açıkladı. Aynı dosyada Mehmet Altan için hak ihlali kararı veren mahkeme, Ahmet Altan hakkında 10’a 5, Nazlı Ilıcak hakkında ise bazı tweetlerini gerekçe göstererek oy birliğiyle “hak ihlali yoktur” kararı verdi.
Ama karara karşı çıkan beş üye arasında Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ve başkanvekili Engin Yıldırım da vardı.
Başkan Zühtü Arslan yazdığı karşı oy yazısında, televizyon programındaki tüm konuşmaları ve yazıları tek tek değerlendirip şöyle dedi:
“Suçladığı hükümete yönelik sözlerini bir bütün olarak ve bağlamında değerlendirdiğimizde, bunları “darbeye zemin hazırlamak” şeklinde nitelendirmek ve suç işlendiğine dair kuvvetli belirti olarak görmek mümkün değildir.”
“Soruşturma makamları bu iki yazının birkaç cümlesinden hareketle başvurucunun darbe teşebbüsünden haberdar olduğunu ve darbenin zeminini hazırladığını söylerken bunun olgusal temellerini ortaya koyamamışlardır.”
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Engin Yıldırım’ın karşı oy yazısı daha da netti:
“Ağır eleştirel ifadeler ve üslubunun sertliğinden başka olgusal olarak kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir herhangi bir delil gösterilmemiştir. Dolayısıyla gösterilen gerekçeler ilgili ve yeterli görünmekten uzaktır.”
https://www.anayasa.gov.tr/media/5983/2016-23668.pdf
Bir ay sonra mahkemenin ağırlaştırılmış müebbet kararı temyiz için gittiği Yargıtay’da bozuldu.
Yargıtay, tutuklanmaları üzerinden üç yıl geçtikten sonra, haklarına yapılmış onca haberden sonra Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın 'anayasayı ihlal” den yani darbeden değil FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan yargılanmaları gerektiğini söyledi, neredeyse aynı suçlamalarla yargılanan Mehmet Altan’ın ise “yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığından” beraatını istedi.
Normal şartlarda yattıkları süre düşünülüp, Altan ve Ilıcak’ın da tahliye edilmesi gerekiyordu. Ama yine mahalle baskısı baskın geldi, tahliye talepleri kabul edilmedi.
Mahkeme yeniden görülmeye başlandı. Ve nihayet 3.5 yıl sonra dün savcı mütalaasını açıkladı. Savcı Yargıtay’ın bozma kararındaki cezaları istedi.
Ama bu ceza, mahkemede müşteki olarak bulunan Meclis’in, içinde bir İstiklal Mahkemesi savcısı yatan avukatını kesmedi. Mahkemeden, Yargıtay’ın, Anayasa Mahkemesi’nin kararları bırakıp, ilk ağırlaştırılmış müebbet kararlarında ısrar etmelerini istedi.
hakim, Mehmet Altan hakkında beraat kararı verirken, aynı suçlamalarla yargılanan Ahmet Altan’a terör örgütüne üye olmadan yardımdan 10 yıl 6 ay, Nazlı Ilıcak’a da aynı suçtan 8 yıl 9 ay hapis cezası verdi.
Zaten 3.5 yıldır hapiste oldukları için de aldıkları ceza yattıklarına sayılarak, adli kontrolle tahliye edildiler.
Ama Anayasa Mahkemesi başkanının, başkanvekilinin “delil yok” dediği, Yargıtay’ın iddiaları abartılı bulup bozduğu, en son mahkeme savcısının bile iddialarını düşürüp, suçu “terör örgütüne yardım” a bağlayabildiği, hakimin de böyle karar verdiği bir davada müebbet yerine 10 yıl hapis cezası verilmesi, dosyada ne yazdığını dahi bilmeyenleri hayal kırıklığına uğrattı.
Çünkü onların alternatif iddianamesinde karar çoktan verilmişti: “Hapishanede çürüsünler.”
Yazı ve konuşmalardan ibaret bir iddianameyle 70 yaş üstü iki yazarın hapiste geçen 3.5 yıldan sonra 10 ve 8 yıl yıl hapis cezaları alıp, tahliye olması, “FETÖ’cüler tahliye ediliyor” kampanyasına dönüştürüldü.
Kendini en ileri giden FETÖ avcısı olarak görenlerin iddiaları havada uçuştu, bir anda Altan ve Ilıcak FETÖ’nün beyin takımı ilan edildi.
Ve Türkiye’nin daha sert kırılma anlarında dahi dolaşıma girmemiş o söz tekrar dolaşıma girdi: “Acırsanız acınacak hale gelirsiniz!”
Bu sözü ilk kim kullandı, tarihi, kaynağı nedir herhangi bir iz bulmak zor. Atasözü kitaplarında böyle bir söz yok. "Merhamet etmeyene, merhamet edilmez" gibi tam tersini tavsiye eden bir hadisin olduğu İslam’dan da böyle bir söz çıkarılamaz.
“Acaba Necip Fazıl’ın mı” diye bir an düşünseniz, aklınıza “Merhamet ağızların iğrenç sakızı” diyen acımasız bir mahkeme reisinin, “Siz merhametten, acıma duygusundan, yalnız kötülük doğacağına inanmışsınız” diyen bir dervişe dönüşünün anlatıldığı Reis Bey gelir.
Ancak Machievelli’nin Prens’e tavsiyelerden biri ya da bir mafya raconu olabilecek bu söz, bugün artık “masumiyet karinesi”, “suçun şahsiliği”, “şüpheden sanık yararlanır”, “bir kişi ancak iddianamesindeki suçtan yargılanır” gibi temel hukuk ilkelerinin hepsinin önüne geçmiş durumda.
En son Bülent Arınç, KHK için “facia” deyince karşısına bu sözle çıkıldı.
Bir müdürün, bir yöneticinin tasarrufuyla KHK listelerine girmiş, işinden olmuş, hakkında soruşturma dahi açılmamış, başka bir işe girmesi engellenen, yurtdışına çıkışı yasaklanmış açlık sınırlarında yaşayan insanların mağduriyetine ya da 40 yıldır bütün cumhurbaşkanı, başbakanları kandırmış bir örgüte, herkesin desteklediği meşru bir cemaatken inanıp girmiş ve devlet çıkın dediğinde de çıkmamak dışında bir suç işlememiş insanların hapse atılmasına itiraz ettiğinizde, bir anda bu insanlar haklarındaki iddialar, suçlamalar bir tarafa bırakılıp, köprüde halka ateş açan teröristlerle eşitleniyor, “Acırsanız acınacak duruma düşersiniz” diye korku salınarak, basit hukuk ve adalet ilkelerinin işlemesi engelleniyor.
Halbuki kimsenin kimseye acımasına gerek yok. Sadece hukukun kendi kuralları içinde işlemesine izin vermeniz yeterli.
1963 yılında Başbakan İnönü de askerleri karşısına alma pahasına, hapisteki DP’lilerin tahliye edilmesi kararını verecek hakimlerin önünü açmıştı.
O günlerde hapishaneden tahliye edilenlerden biri DP’li eski Ulaştırma Bakanı Muammer Çavuşoğlu’ydu. Ertesi gün gazetelerde onun hapishane çıkışı kızıyla kucaklaşma görüntüleri vardı.
Kızının adı Nazlı Çavuşoğlu’ydu.
56 yıl sonraki dünkü tahliyelerden geriye en iç acıtıcı fotoğrafı kalan Nazlı Ilıcak...
Nazlı Ilıcak, babasını Kayseri cezaevinde ziyaret ettiğinde orada yatan bütün DP’lilerden defterine bir şeyler yazmasını istemişti.
O milletvekillerinden biri olan Burhan Belge deftere şöyle yazmıştı:
‘Nazlı, senin hayat levhan temiz, boş, tertemiz, manasız husumetlerin yarattığı bir faciaya dair tafsilatın o levhayı kaplamasına ne lüzum var. Sen ve senin neslin, husumeti, düşmanlığı, kini yahut öç almayı değil, yalnız ve yalnız sevgiyi taşıyacaksınız ve sizden sonraki nesillere, sevginin müjde ve mesajını ileteceksiniz ki sadece bugünkü yaraların kapanması ile kalmasın; bu aziz milletin bağrında bir daha böylesine yaralar açılmasın.’
Maalesef öyle olmadı. Kimse masum kalamadı, boş levhalar kirlendi.
Hukukun temel ilkeleri yerine, “Acırsanız acınacak duruma gelirsiniz” dedikçe de bu husumet sarmalından çıkamayacağız, bu yaraları kapatamayacağız...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025