Yıldıray OĞUR
Kalyn Keller, ABD’nin Michael Phelps’in de içinde olduğu olimpiyat şampiyonu efsanevi yüzme takımının en parlak üyelerinden biriydi.
2000, 2004 , 2008 yaz olimpiyatlarında bireysel ve takım olarak iki altın, bir gümüş madalya kazanmıştı.
38 yaşındaki eski şampiyon son olarak kameraların önüne 6 Ocak günü ABD Kongresi’nde çıktı.
Kongre’yi basanların içinde..
Uzun boyu ve maske takmaması yüzünden fotoğraflarda hemen fark edildi. Uzamış sakalları ve şapkasına rağmen omuzuna taktığı olimpiyat arması sayesinde de tanınması uzun sürmedi. Geçen hafta Kongre baskını soruşturmasında gözaltına alındı.
Video kayıtlarında barmen Eric G. Munchel ile birlikte Kongre binası içinde ellerinde silah ve plastik kelepçelerle dolaştıkları görülüyordu. İddialara göre, hazırlıklı gelmelerinin sebebi senatörlerden bir kaçını kaçırma planı yapmalarıydı
Munchel de gösteriye annesiyle birlikte katılmış, gösterinin ardından kaldıkları Washington’daki lüks otele gitmiş ve o gün yaptıklarını bütün açıklığıyla bir kameraya anlatmıştı.
70 yaşındaki Lonnie Coffman, Alabama’dan kamyonuyla Washington’a gelmişti. Kamyonunda polis çok sayıda silah ve tehlikeli maddeler kullanılmış Molotof kokteyller buldu. Bir de “Berbat adam” yazılmış bir Müslüman kongre üyesinin de aralarında olduğu Demokrat siyasetçilerin adları ve adreslerinin elle yazıldığı bir liste.
Kongreye girip Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin odasını basan, koltuğuna oturup ayağını masasına uzatarak o pozu veren Richard Barnett, 60 yaşında bunu yapmak üzere Arkansas’tan Washington’a gelmişti. O da tutuklandı.
Polise saldırıdan tutuklanan Mark Leffingwell, Washington’a Seattle’dan gelmiş Irak savaşında savaşmış emekli bir askerdi.
Kongre binasına girmek için camları kıran 43 yaşındaki Dominic Pezzola da eski bir denizciydi. New Yorklu adam 10 yıl yurtdışı üslerde görev yaptıktan sonra ordudan ayrılmış, Proud Boys adlı aşırı sağcı grubun içine girmişti.
Senato salonunun girişinde kapıya tırmanırken polisin vurup öldürdüğü 35 yaşındaki Ashli Babbitt da eski bir hava kuvvetleri askeriydi.
Kongre baskını için gözaltına alınanların listesine bakılınca, bu insanların hepsinin kafasında boynuzlu yarı çıplak şaman gibi tuhaf karakterler olmadığını görülüyor.
Orta sınıf anne-babalar, savaş gazisi askerler hatta yarbaylar, eski polisler hatta olimpiyat madalyalı yüzücüler.
Ama hepsi benzer komplo teorileri, seçim hırsızlığı iddialarıyla radikalleşmişler, Trump’ın çağrısıyla Washington’da toplanmışlar, en vatansever olmalarına rağmen “ABD, ABD” diye tezahürat ederek ABD tarihinin ve siyasetinin kalbi olan Kongre’yi basıp ülkelerine verebilecek en büyük zararı vermişlerdi.
Bütün bunları da ulvi bir amaca hizmet ettikleri düşüncesi ve vatanseverlik duygularıyla yapmışlardı.
Gözaltına alınanlar bütün bunları Trump’ın çağrısıyla yaptıklarını söyleseler de, Trump “Kongre’ye yürüyeceğiz, ben de sizinle geleceğim” dediği taraftarlarını ilk gün sattı.
Onların şiddetini tasvip etmediğini en sert ifadelerle bir kaç kez tekrarladı. Şiddetle arasına mesafe koydu. Cumhuriyetçiler de Kongre’yi basanların aslında Antifa adlı solcu örgütün mensupları provokatörler olduklarını iddia ediyor.
Çünkü ABD; İç Savaş, başkan suikastları yaşamış, şiddetin en azından ülke içindeki siyasette yeri olmadığı konusunda herkesin hemfikir olduğu bir ülke.
Birbirlerinin yüzüne karşı bağıran hatta küfreden ama asla temas etmeyen karşıt fikirli protestocu görüntüsü Amerikan klasikleri arasındadır.
Ama bu ABD’de bile Kongre baskını kitlelerin siyasi amaçlar için nasıl kolayca şiddete yönlendirilebildiğinin bir örneği oldu.
Bundan duyulan korku nedeniyle ayaklanmayı kışkırtmakla suçlanan Trump, bütün sosyal medya platformlarından çıkarıldı, hakkında yeniden azil soruşturması açıldı.
Türkiye, siyasal şiddetin acılarını çok daha yakın bir zamanda bir iç savaşla yaşamış bir ülke.
1970’lerde 5000 ülkücü ve devrimci genç siyasi nedenlerle öldürüldü.
Onlarca siyasetçi, gazeteci, aydın suikastların kurbanı oldu. Bu siyasi suikastlar 80’ler, 90’lar hatta 2000’lerde sürdü.
Bir kaç gün sonra siyasi cinayetlerin en sonuncularından biri olan Hrant Dink cinayetinin 14. yıldönümü olacak.
Rahip Santora cinayeti, Hrant Dink cinayeti ve Malatya’da Zirve kitapevinde üç misyonerin boğazları kesilerek öldürülmesi olaylarında örgütsel bağlantı olsun, olmasın, katiller o yıllarda yaratılan siyasi iklimle radikalleşmiş profillerdi.
2015’de iki DHKP-C militanının savcı Selim Kiraz’ı öldürmesinden sonra pek çok tanınan ismin cinayeti meşrulaştıran paylaşımları hala hafızalarda.
Türkiye, siyasi amaçlarla şiddet kullanılmasının kolayca meşrulaştırıldığı, şiddete kategorik olarak mesafe koymanın zor olduğu bir ülke.
Siyasette şiddet ne solda ne de sağda tümden reddedilmiş değil.
Aynı zamanda şiddet ve terör bağlantısı siyaseten de kullanışlı.
Bundan beş yıl öncesine kadar muhalefet iktidarı IŞİD’çilikle suçluyordu.
Son zamanlarda iktidarın elindeki en işlevsel silah muhalefeti PKK, FETÖ ile birlikte göstermek ve bunu soruşturmalara çevirmek.
İktidar özellikle HDP’nin de muhalefet cephesinde olması yüzünden bütün muhaliflerini terör örgütleriyle mesafesizlikle suçluyor.
1991’den beri siyasette ve Meclis’te var olan bir geleneği temsil eden HDP, sanki ilk defa karşılaşılmış ve daha önce hiç muhatap olunmamış gibi suçlanıyor, haklı olarak terörle, şiddetle arasına mesafe koyması isteniyor. Hatta bu yüzden 10’uncu kez kapatılması gündemde.
Ama dün Ankara’da yaşananlar şiddetle arasına mesafe koyması gereken tek siyasi aktörün HDP olmadığını gösterdi.
Olayın kronolojisi şöyle:
12 Ocak’ta Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Twitter hesabından MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin 17/25 Aralık’taki tutumunu hatırlatan tweetler attı.
13 Ocak günü onun bu eleştirilerini ziyaret ettiği Yeniçağ Gazetesi’nin Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu köşesine taşıdı.
Bunun üzerine 13 Ocak günü MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Twitter hesabından seri tweetler atarak Özdağ için “dönek, hain, oportünist, revizyonist, bukalemun, satılmış, satıcı” gibi sıfatlar kullandı.
Buraya kadarki kısmı sert bir siyasi tartışma olarak kalabilirdi.
Ama öyle olmadı.
Dün öğlen önce Ankara’daki evinden Cuma namazı için çıkan Selçuk Özdağ, arabasına binerken sopalı ve silahlı bir grubun saldırına uğradı, başına 15 dikiş atıldı, kolu kırıldı, ameliyat oldu.
Ardından yine sopalı bir grup bu kez yine Ankara’da gazeteci Orhan Uğuroğlu’na yine arabasına binerken saldırıp yaraladı.
Bir gün önce de yine MHP’ye yönelik eleştiriler dile getiren eski Ülkü Ocakları Başkanı ve KRT programcısı avukat Afşin Hatipoğlu İstanbul’da bir grubun saldırısına uğramıştı.
Daha önce de benzer eleştiriler yüzünden İYİ Parti’den isimler, bazı milliyetçi gazeteciler sokak ortasında dövülmüş, hatta bazılarının dövülmesine bazı MHP’li siyasetçiler açıkça destek vermişti.
Saldırıları, uzun süren bir sessizliğin ardından önce Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı kınadı ve faillerin yakalanacağını söyledi.
Ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, AK Parti TBMM Grup başkenvekili Bülent Turan, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun kınama mesajları yayınladılar.
Bu yazı yazılırken henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Soylu, MHP Lideri Bahçeli ve diğer MHP’li yetkililerden bir açıklama ya da kınama gelmemişti.
24 saat içinde bir partiye yönelik siyasi eleştiriler yüzünden bir avukat İstanbul’da, bir partinin genel başkan yardımcısı ve 70 yaşında deneyimli bir gazeteci de öğlen vakti Ankara’da saldırıya uğradı.
Bütün bunların tesadüf olduğunu, bunun organize bir saldırı olmadığını herhalde kimse iddia etmeyecek.
Ankara Emniyeti, faillerin üçünü yakaladı, birinin arandığını açıkladı. Ama soruşturmanın talimatı verenlere ve azmettiricilere uzanıp uzanmayacağı belirsiz.
Umarız, Ankara’da AK Parti ve iktidar çevrelerinden gelen eleştiri ve kınamalar bunun üzerine gidilmesine yeter.
Bu siyasi şiddetin üzerine gidilmesi tekrarlanmaması için hayatidir.
Eğer buradan yine cezasızlık çıkarsa söze karşı şiddet sürer, bir süre sonra söz biter.
Söze karşı organize şiddet ciddi bir radikalleşme ve sertleşme işaretidir.
Dünyada siyasi alana organize şiddet çetelerinin, milislerin sokulmasının sonuçlarına dair çok sayıda örnek var. Burada onları tekrarlamaya gerek yok. İsteyenler Google’a yazıp okuyabilir.
Türkiye’de belli bir yaşın üstündeki herkes bunun acı sonuçlarını Google’a bakmadan da hatırlayacaktır.
Başta iktidar ortakları olmak üzere bütün partiler siyasete şiddetin gölgesinin düşmesine karşı net tavır göstermeli, herkes şiddetle arasına net mesafe koymalı...
Şiddetin başladığı yerde söz de, siyaset de biter, demokrasi karanlığa mahkum olu
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları





































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025