Yıldıray OĞUR
Belize, Orta Amerika’nın kuzey doğu kıyısındaki bir Karayip ülkesi. 23 bin km kare toprak üzerinde 450 bine yakın nüfusu var. Bölgede İngiliz milletler topluluğuna bağlı tek ülke. Resmi dili İngilizce.
Peki bütün bu gereksiz coğrafya bilgilerinden bize ne?
Maalesef bizimle tatsız bir ilgisi var.
Ama bu anlamak için önce ABD’nin Utah eyaletinin başkenti Salt Lake City’ye gitmeliyiz.
Utah, ABD’de Mormonların merkezi. Mormon Kilisesi yani gerçek adıyla “İsa Mesih’in Son Zaman Azizleri Kilisesi” aslında yeni bir din.
Mormon inancının ortaya çıkış hikayesi şöyle: 1820’lerin başında Joseph Smith, Moroni adlı bir melekle görüşmeye başlar, o meleğin tarif ettiği bir tepede gömülü taş bir kutunun içinde üzerinde Mısır hiyeroglif alfabesiyle yazılmış yazıtların olduğu altın plakalar bulur. Bunları yine melek Moroni’nin yardımıyla çevirir ve 1830’da Mormon Kitabı’nı yayınlar. Bu Tanrı’nın son mesajıdır. Joseph Smith de aslında son peygamberi.
Joseph Smith, melek Moroni’nin gösterdiği altı levhaları buluyor…
Mormonların Amerikan hayat tarzına ve kültürüne en aykırı inançlarından biri çokeşliliktir.
Joseph Smith ve ilk Mormonlar bu inançlarını yaşarlar, çok eşli hayatlar sürerler.
Ama 1890’da ABD federal hükümeti çok eşliliği yasaklar, Mormon Kilisesi de bir manifesto yayınlayarak mensuplarından kanunlara aykırı evlilikler yapmamalarını ister. Böylece Mormonlar çok eşlilikten vazgeçmiş olurlar.
Ama bu karar bazı radikal Mormonları kızdırır, bu inançtan verilmiş bir taviz olarak görülür. Ana kiliseden kopmalar olur.
Bu ayrılan grupların en radikallerinden biri 1929’da Büyük Depresyon zamanında Salt Lake City’de kurulan The Order (Düzen) ya da kendilerine verdikleri adla Davis County Cooperative Society’dir.
Cemaatin kurucusu ya da kendi tabirleriyle peygamberi Elden Kingston’dur.
Joseph Smith’in geleceğini müjdelediği “Tanrı’nın asasını elinde tutan”, “Tanrı’nı evini yeniden düzene sokacak” seçilmiş kişi olduğu iddiasındadır.
Elden Kingston ve geniş ailesinden bir bölüm
Her Mormon peygamberi gibi o da İsa’nın soyundan geldiğini söyler. Poligami yasağıyla sarsılan “Tanrı’nın Krallığı”nı yeniden kurmak için bağlılarıyla birlikte mallarını mülklerini satarlar, ilk Mormonlar gibi basit bir komün hayatı yaşamak üzere Salt Lake City’nin kuzeyinde bir çadır kente yerleşirler.
Herkes mavi basit elbiseler giymektedir. Bütün evlilikler cemaat içi yapılır, herkes sadece cemaat için çalışır ve bütün ihtiyaçlar da cemaat tarafından karşılanır. Bütün gelirler de kilisenindir.
Bu, püriten, selefi Mormon hayatı 1948 yılında Elden’in ölüp yerini kardeşi Ortell Kingston’a bırakmasıyla değişmeye başlar.
Ortell Kingston, Tanrı’nın seçilmiş kulları olan cemaat mensuplarının çıkarları için, “kafir devlet”in dolandırılmasına cevaz verir. “Canavarı kanatmak” denen, Türkçe’ye “domuzdan kıl kopartmak” diye çevrilebilecek bu fetvayla, illegal olarak çok eşli cemaat mensubu kadınlar, eşleri olmayan çocuklu kadınlara verilen sosyal yardımlardan, yiyecek kuponlarından almaya başlar, cemaat mensupları ticari işletmelerinde gelirlerini gizler, vergi kaçırır.
Cemaatin kapalı devre yapısını korumak için cemaat mensupları banka hesabı açmazlar, çok acil bir durum olmadıkça doğum sertifikalarını beyan etmemek için doktora gitmezler, çocuklar cemaatin kurduğu okullarda okur, aralarındaki sorunları polise ve mahkemeye taşımadan çözerler.
Bütün cemaat mensupları gencinden yaşlısına kadar sadece cemaatin şirketlerinde ve kurumlarında çalışmaktadır. Herkese bunun için para yerine geçen kuponlar verilir, bütün ihtiyaçlar cemaatin kendi işletmelerinden karşılanır, dışarıdaki insanlarla ortaklık kurulmaz hatta yabancılarla fazla da konuşulmaz.
Ve legal erişkin yaşı olan 16’ya basan cemaat mensupları evlenmeye başlar, evlilikler de cemaat içi yapılır, kuzenlerle, yeğenlerle, üvey kız kardeşlerle evlenmek mümkündür.
İşte hikayemizin esas baş kahramanı olan Jacob Kingston, 1976 yılında büyük dedesinin kurduğu The Order olarak bilinen bu kapalı radikal Mormon cemaati içinde doğmuş.
20 karısı, sayısız çocuğu olan amcası Paul Kingston cemaatin lideri yani peygamberi, 14 eşi ve 120 çocuğu olan babası Daniel ise cemaatin iki numarasıdır.
Kan bağıyla kökleri İsa’ya varan seçilmiş bir ailenin mensubu olan Jacob da cemaatin yeni lider adaylarından biridir.
Daha sonra cemaat ortalamasının epey altında olan üç evliliğinden ilkini 15-16 yaşlarındayken aynı yaşlardaki cemaatten bir kızla yapar.
Nüfusu 10 binleri geçen The Order cemaati, 90’larda ekonomik olarak büyür, kömür madeni, emlak şirketi, çöp imha tesisi, hamburger zincirleri, karavan parkları, Utah ve diğer eyaletlerde çok sayıda gayri mülkü olan 150 milyon dolarlık bir holdinge dönüşür.
Cemaatin adı sık sık çocuk yaşta evlilik, aile içi şiddet, çok eşlilik davalarında ve haberlerinde geçmektedir.
Jacob’un babası Daniel, zorla amcasıyla evlendirmeye çalıştığı 16 yaşındaki kızlarından biri düğünden kaçınca onu bayıltıncaya kadar dövmekten bir süre hapis yatmıştır.
Jacob Kingston ise iyi bir eğitim alır. Utah Üniversitesi’nde mühendislik okur, makine ve kimya mühendisliğinden doktora dereceleri kazanır. Kardeşi Isaiah da ekonomi mezunudur.
İki kardeş 2006 yılında cemaatin parasıyla Salt Lake City’de bir dağın eteklerindeki tren yolu üzerinde büyük bir biyodizel üretim tesisi kurarlar: Washakie Renewable Energy.
Jacob (solda) ve Isaiah Kingston iş başında…
Tesisin yapımında “Tanrı’nın rızası” için cemaat mensupları fiilen çalışır. Jacob’un annesi, eşleri de ortaklar arasındadır.
Biyodizele merak salmalarının sebebi tabii ki çevreci olmaları değildi.
2005 yılında yenilenebilir enerjiyi teşvik etmek için ABD Kongresi’nden çevreci bir teşvik yasası geçirilmişti.
Bu yasaya göre atık ürünleri biyodizel yakıtlara çevirenlere ABD Hazine Bakanlığı, çevreye yaptıkları katkı nedeniyle galon başına (3.5 litre) iki dolara kadar teşvik vermekteydi.
Kingstonlar, Utah eyaletinde her yere ilanlar verirler, çiftliklerden atıklar, kullanılmış yemek yağları toplayıp biodizel yakıta çevirdiklerini duyururlar.
2011 yılına geldiklerinde Washakie Renewable Energy, ABD batı yakasının en büyük biyodizel üretim tesisidir artık.
Amerikan gazetelerinde boy boy fotoğrafları çıkmaya başlamıştır.
Şirket büyüyünce cemaat kurallarının dışına çıkarlar, Jazz konserlerine, filmlere sponsor olurlar, siyasetçilere bağışlar yapmaya başlarlar.
İlk ne zaman süte su karıştırmaya başladılar meçhul.
Ama bu dolandırıcılığı büyük çaplı ve profesyonelce yapmaya başlamalarının miladı 2011.
Jacob Kingston, 2011 yılında Las Vegas’taki bir kongrede kendileri gibi biyodizel işi yapan bir adamla tanışır: Levon Termendzhyan.
14 yaşındayken ailesiyle birlikte Ermenistan’dan Los Angeles’e göçmüş Termendzhyan’ın ailesine ait gaz istasyonları, kamyon durakları, kendisine ait de Noil Energy adlı bir biyodizel şirketi vardır.
Ama bu legal işlerin dışında “godfather” gibi giyinen, silahlı adamlarla dolaşan Dermen, Kaliforniya eyaletinin bilinen mafyalarından biridir.
Levon Termendzhyan
Kapalı bir cemaat içinde doğup, büyümüş Kingston kardeşler, yanlarında üst düzey resmi yetkililer ve polislerle konuşup, onlara rüşvet veren, daha sonra iddianamede “şemsiye” olarak adlandırılan bir devlet korumasına sahip olmuş Termendzhyan’ın bağlantılarından ve yeteneklerinden etkilenirler.
Kingstonların Washakie Renewable Energy şirketiyle Termendzhyan’ın Noil Energy Group şirketinin merkezinde olduğu bir şebeke kurulur.
Bunun için 2012 ve 2013’te Panama, Hindistan ve bazı offshore adalarında paravan şirketler kurulur.
ABD Hazinesi’ni dolandırmak için kurulan mekanizma şöyle çalışır:
Kaliforniya ve Teksas’tan Hindistan ve Panama’ya biyodizel yakıt gönderilir. Yakıt oradaki paravan şirketler tarafından alınır, sonra oralardan tekrar gemiye yüklenip Kaliforniya ve Teksas limanlarına geri gönderildiğinde yakıt gümrükten hammadde veya biyodizel yapımında kullanılan bitkisel ve yemeklik yağlar olarak geçirilir. Hammadde Utah’taki Kingstonların rafinerisine götürülür, sanki orada bu hammadde işlenip biyodizele çevrilmiş gibi gösterilir. Böylece ABD Hazinesi’nden galon başına teşvik alınır.
Yıllar boyu bu rotada aynı 15 milyon galon biyodizel Panama-Hindistan-ABD arasında dolaştırılıp durulur.
Sadece bu 15 milyon galonla yıllar içinde ABD Hazinesi’nden 250 milyon dolar teşvik alınır. Hatta çoğu kez ortada dönüp dolaşan bir yakıt bile yoktur, her şey kağıt üstünde olup biter.
Daha sonra yargılanacakları davada 2013-2018 yılları arasında bu yolla ABD Hazinesi’nden 511 milyon dolar teşvik aldıkları tespit edilecektir.
Ama bu dolandırıcılığın sadece bir ayağıdır.
Kurulan paravan şirketlerle Panama- Hindistan-ABD rotaları üzerinden ABD Hazinesi’ni dolandırarak kazanılan paranın aklanması da gerekir.
Önce ilk akla gelen yollara başvururlar.
Jacob Kingston, Termendzhyan’a doğum gününde 1.7 milyon dolarlık bir Bugatti Veyron alır, Termendzhyan da bu hediyeyi karşılıksız bırakmaz Kingston’a kromla kaplanmış 7 milyon dolarlık bir Lamborghini hediye eder.
Kingston ve Termendzhyan, hediyeleşme hatırası…
Sonra Kingston Termendzhyan’a Manhattan Plajı kenarında 3.5 milyon dolarlık denize sıfır bir villa satın alır, Termendzhyan Kingston’a Salt Lake City’de 3.2 milyon dolarlık bir çiftlik…
Ama aklanacak para çok büyüktür. ABD Hazinesi’ni dolandırıp parayı ABD’de dolaştırmak da akıl karı değildir.
İşte hikayenin bizi ilgilendiren yerine geldik.
Para aklamak için seçilen ülkeye.
Yani maalesef Türkiye’ye…
Peki neden Türkiye’yi seçtiler?
Kingston kardeşler ve Dermen’in yargılandıkları davanın iddianamesinde bu şöyle açıklanıyor:
“Sanık Isaiah Kingston ABD hükümetinin bu paraların tam olarak nerede kullanıldığı yönünde bir açıklama getiremediğini öne sürmesi doğrudur. Çünkü Isaiah Kingston paraları Türkiye’ye göndermiştir. Özel Ajan Wade Berrett’in söylediği gibi Türkiye’den finansal bilgi almak son derece güçtür. İşte bundan dolayı ABD savcılığı sanıklar Isaiah ile Jacob Kingston kardeşlerin Türkiye’yi bu dolandırılarak elde edilen paraların öncelikle adresi olarak seçtiğini kaydetmektedir.”
Kara para aklamada Türkiye bağlantısını sağlayan kişi; Levon Termendzhyan’dır
Bu iş için Türkiye’de bulduğu isim ise; Sezgin Baran Korkmaz.
Bir medya taramasında 2013 yılından önce Sezgin Baran Korkmaz adına Kars haber siteleri dışında hiçbir yerde rastlanmıyor.
http://www.karsmanset.com/haber/sezgin-baran-korkmaz-15-ekimde-karsta-9987.htm
https://www.politikars.com/komak-grubu-digora-yurt-yapacak-20628h.htm
Kars haber siteleri de ondan “Kars Digorlu hayırsever işadamı” diye bahsediyorlar.
O günlerde SBK Holding yok. Komak Isı Yalıtım Şirketi var.
Ama Sezgin Baran Korkmaz’ın tam olarak ne iş yaptığını, neden kara para aklamak isteyenler tarafından tercih edildiğini uzun süre sağ kolu olan Bereket Öner, savcıya şöyle anlatmış:
Bereket Öner’in 2016 yılında Antalya’daki düğün fotoğrafı Susurluk fotoğrafı gibi: Mehmet Ağar, Sezgin Baran Korkmaz, Levon Termendzhyan, Mübariz Mansimov yanyana.
https://www.sabah.com.tr/akdeniz/2016/11/02/adina-yakisir-dugun
“1986 dan beri ticaret yapan babamla birlikte ticaret yaparım. Strafor üretimi yapmaktaydık. Maddi durumumuz 2009’da bozulmaya başladı. O tarihlerde 24 yaşımda olduğumdan ve babamı düştüğü darboğazdan çıkarmak için çareler aramaktaydım. Bu amaçla arkadasım olan Ferman Toprak ile görüştüm. Ferman, bana avukat bir tanıdığını, isminin Sezgin Baran Korkmaz olduğunu söyledi. İstersem bu avukata yönlendirerek yardım edebileceğini söyledi. Teklifi kabul ettim. Birkaç gün sonra Sezgin Baran Korkmaz’ın Şişli’deki ofisine gittim. Kendisi ile tanışmam bu şekilde oldu. Yaşadığımız maddi sıkıntıları kendisine anlatınca bana yardımcı olacağını söyledi ve birkaç gün sonra Ankara Sincan’da bulunan fabrikaya gelerek kendisinin aslında avukat olmadığını, fakat bana ve aileme yardım edeceğini söyledi. Çözüm olarak da benim, kendisinin alacaklı olduğu 300 bin lira bedelli bir senet imzalamamı, bu senedi icra takibi başlatarak fabrikamızda bulunan üretim makinelerini alıp Bursa Kestel’de kurduğu Komak Isı Yalıtım Şirketi bünyesinde çalıştıracağını ve bu şirkette üretim yaparak borçlarımı kapatacağını söyledi. Her ne kadar babam bu duruma şiddetle karsı çıksa da, babamı ikna ederek teklifini kabul ettim. Sezgin’in önerisi doğrultusunda makinelerimiz alınarak Bursa’ya götürüldü. Birkaç ay üretim yapıldıktan sonra Sezgin beni aradı ve fabrikada yangın çıktığını söyledi. Fakat kesinlikle umutsuz olmamamı, çoğunu da kuracağı fabrika ile tekrar üretim yapacağını anlattı. Bir süre sonra Çorlu’daki fabrikada da yangın çıkınca, Sezgin Baran Korkmaz’ın art niyetli olabileceğini düşündüm. Fakat yine de kendisi ile ara ara görüşmeye devam ettim. Bu süreçte maddi sıkıntılarımızdan dolayı kendisini sıkıştırdığımdan parça parça ödemeler yapmaktaydı. Bu ödemeler sayesinde rahat nefes almaya çalışıyorduk.”
Gerçekten de Bereket Öner’in anlattığı gibi Eylül 2011de Çorlu’daki Komak Isı Yalıtım fabrikasında yangın çıktığı o günlerde haber olmuş.
https://www.sondakika.com/haber/haber-isi-yalitim-fabrikasinda-yangin-1-3044287/
Tam tarihi belli olmasa da Levon Termendzhyan ile Korkmaz’ın yolu 2012 yılında Kuruçeşme’deki Les Ottoman otelinde birleşiyor.
Sezgin Baran Korkmaz’ın uzun süre sağ kolu olan Bereket Öner bu tanışmaya da tanıklık etmiş:
“Sezgin Baran Korkmaz ile İstanbul’daki Les Ottomans otele sık sık gitmeye başladım. Otelde Maher adında konsiyej müdürü bir kişi ile Karslı olduğunu hatırladığım Ayhan isimli bir kişi vardı. Bu kişiler, adını Levon Termenzhyan olarak bildiğim ve çok zengin olduğunu duyduğum kişiyi Sezgin Baran Korkmaz ile tanıştırdılar. Korkmaz, Termenzhyan’la tanışınca kendisinin işleri iyi olan bir iş adamı olduğunu büyük yatırımlar yaptığını söyledi. Böylece Sezgin ile Levon tanışmış oldu. Tanışmadan bir süre sonra Levon, ABD’ye geri döndü. Kısa bir süre sonra da Korkmaz ve eşi Gökçen Korkmaz da ABD’ye gitti. ABD’de bulunduğu esnada beni görüntülü olarak arayarak çok büyük para kaynağı bulunduğunu bundan sonra çok zengin olacağını söyledi. ABD’den döndükten sonra Levon isimli şahıs tekrar Türkiye’ye geleceği esnada Korkmaz’dan hesap numaralarını isteyerek para göndereceğini söyledi. Ve böylece aralarındaki para trafiği başlamış oldu.”
Peki, para nasıl aklanıyordu?
Önce para aklama sistemine bizzat şahitlik etmiş ola Bereket Öner’in ifadesinden okuyalım:
“Hatırladığım kadarı ile ilk etapta Komak Isı Yalıtım Şirketi hesabına 500 bin dolar civarında para gönderildi. Gönderilen paranın bir kısmı Levon’un şahsi harcamaları için ayrıldı. Kalanı kısmı ile piyasaya dağıtım yapıldı. Sonrasında Korkmaz, bu parayı ikmal ederek Levon, İstanbul’a geldiğinde kendisine teslim etti. Bu para trafiğinden sonra Levon sık sık bu şekilde ABD’den ülkemize gelerek hem tatil yapmaktaydı, hem de para getirmekteydi. Bu süreçten sonra Levon’un getirdiği paraların miktarı 3 – 4 milyon dolar seviyelerine gelmeye başladı. Bu süreçte Sezgin, Levon ile ortak iş yapmaya balladı ve piyasada bulduğu batık şirketleri satın alarak Levon’un getirdiği paraları aklamaya başladı.”
ABD ve Türkiye’deki iddianamelere göre para şirketler arasında dolaştırılarak aklanıyordu.
Kingstonların şirtketi Washakie Energy ve Termendzhyan’ın şirketi Noil Energy’den Korkmaz’ın şirketi Komak Isı Yalıtım’a gelen para daha sonra muhasebede “makine ve teçhizat alımı” için “verilen sipariş avansı” olarak ABD’de Speedy Lion şirketinin hesabına “alınan sipariş avansı” olarak gönderiliyordu. Speedy Lion Fuels şirketinin sahibi de Levon Termendzhyan’ın kardeşi Grigor Termendzhyan’dı.
Ama bu yöntemlerden sadece biriydi.
Washakie’den gelen paranın bir kısmını şirketin ortağı ve müdürü olarak görünen 61 yaşındaki Kamil Feridun Özkahraman nakit olarak çekiyor, daha sonra “ithalat bedeli” olarak Jacob Kingston’un hesabına aktarıyordu.
Aslında ortada ne ithalat vardı ne de emekli bir muhasebeci olan Özkahraman’ın öyle bir parası…
Sezgin Baran Korkmaz, para aklamak için önce iflas etmiş şirketleri kullandı.
Bunlardan biri Blane Teknoloji A.Ş.’ydi. İflas eden şirket, 63 yaşındaki şirketin eski muhasebe müdürü Ayşe Nil Yılmaz adına yeniden kurulmuştu. Şirketin merkezi Komak Isı Yalıtım’la aynı adreste görünüyordu. Ortada aslında bir şirket yoktu. Eski muhasebeci Yılmaz da meslektaşı Özkahraman ile aynı işlemleri yaptı. ABD’nin gelen paranın aklanıp tekrar ABD’ye dönmesine yardım etti.
2013-2016 arası sadece bu şirketler arasında para çevrilerek 25 milyon dolarlık kara para aklandı.
Ama bu sadece iki şirket üzerinden aklanan paraydı.
2013’ün Mart ayında işler büyümeye başladı.
Türkiye’de SBK Holding kuruldu. SBK; Sezgin Baran Korkmaz’ın adının baş harflerinden oluşuyordu.
Tabii sahibi de doğal olarak Sezgin Baran Korkmaz’dı.
Ama aynı sırada Kaliforniya’da aynı ad ve aynı logoyla SBK USA de kurulmuştu. Onun sahibi ise Levon Termendzhyan görünüyordu.
İki paralel holdingin kurulmasıyla kara para aklamada daha üst seviyeye geçilmiş oldu. Daha fazla şirket bu ağın içine alınabilirdi.
Artık Sezgin Baran Korkmaz’ın holding sahibi bir işadamı olarak medyada görünme zamanı gelmişti.
2014 yılında gazetelerde SBK Holding’in sahibi Sezgin Baran Korkmaz’ın art arda şirket satın alma haberleri çıktı.
Önce 1929’da kurulan ve ardından 2006’da yabancı bir fona satılan Münir Şahin İlaç’ı satın aldı. Fon, zarar ederek Türkiye’de ayrılmıştı ama imdada Sezgin Baran Korkmaz yetişmişti. Fabrika çalışanlarıyla fabrika önünde çektirdiği toplu fotoğrafları gazetelerde yer aldı.
whatsapp-image-2021-06-19-at-14-44-00.jpg
https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/85-yillik-munir-sahin-ilac-sbk-holdinge-satildi-27081208
Tabii o günlerde Korkmaz’ın kim olduğu ve parayı nereden bulduğu bilinmiyordu.
Bu satın almayla ilgili Hürriyet gazetesinde çıkan bir haberde şöyle denmişti:
“Korkmaz, mali sıkıntı içindeki tesisler ile ilgilendiklerini ifade ederek satın aldıkları şirketler SBK Holding çatısı altında toplayacaklarını söyledi. Korkmaz, finans desteğini ise Amerikalı bir fondan aldıklarını kaydederek, detaya girmedi.”
Bu satın almadan kısa bir süre sonra SBK Holding, aynı şirket bünyesi içindeki Sanitabant’ı üreten Betesan’ı da satın aldı.
Sezgin Baran Korkmaz, üç ay sonra tekrar gazetelere 1945’de kurulan ve yine bir yabancı fona satılan Biofarma İlaç şirketini satın alma haberiyle çıktı.
Gazetelere bu satın alma için “Umut vadeden Türk şirketlerini yabancılardan alarak tekrar Türk yapacağız” demişti.
Her satın alma için ayrı bir hikayeyle gazetelere çıkmayı başarıyordu.
Örneğin Bukombin.com’a yatırım kararını bir kuaförde verdiğini anlatmıştı: “Markalı bir kuaföre gittim. Takipçisi çok olan bir Instagram kullanıcısına kuaförden önce – kuaförden sonra diyerek fotoğraf paylaşımı yaptırdık ve o kuaförün mekânını işaretledik. Bu paylaşımın ardından aynı gün 17 kişi aynı saç modelini yaptırmak için kuaföre geldi. 100 binden fazla takipçisi olan kişilerle çalışıldığı düşünülünce potansiyeli görüp yatırıma karar verdik.”
Her kesimden gazetecilerle güçlü ilişkiler kurmuştu.
2015 yılında bir grup gazeteciyi alıp, memleketi Kars’ta annesi adına yaptırdığı okul açılışına götürmüş, neredeyse bütün gazetelerde hakkında batık şirketleri kurtaran, “Alo 911 Baran” olduğunu söyleyen övgü haberleri çıkmıştı:
“Yaklaşık 4 bin çalışanın işsiz kalmasını önlediklerini ifade eden SBK Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, işe batmak üzere olan bir madeni yağ fabrikası satın alarak başladığını belirterek, “Biz şirketleri stresten kanserden kurtarıyoruz. İflastan kurtardıklarımızın çoğu sanayi sektöründe. Hasta bir şirket varsa Dr. Baran hazır diyorum. Çünkü bizde bir şirketi kurtaracak tüm unsurlar var” dedi. ‘911 Acil Kurtarma’dan da esinlenen Korkmaz, “Zordaki ya da banka takibine düşen şirketlere Alo 911 Baran diyorum. 2016’da zordaki şirketlere 500 milyon dolar yatırma kapasitemiz var.”
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/sbk-4-bin-kisiyi-issiz-kalmaktan-kurtardi-452407
Buzdağının görünen kısmında her şey harika görünüyordu. Halbuki bütün bu satın almaların tek bir amacı vardı: Kara para aklamak.
Örneğin “Alo Baran” olarak imzadına yetişerek satın aldığı Betasan Tıbbi Bant Sanayi şirketinin yönetim kurulu başkanlığına, daha önce şirketinde bekçi olarak çalışan, boya badana işlerini yapan Kars Digor’dan 60 yaşındaki teyzesinin oğlu Ziyaattin Bartik’i oturtmuştu. Bartik’e daha sonra 8 milyon TL’ye Bebek’te bir de villa satın aldırdı.
MASAK incelemesine göre Kingston kardeşler ve Levon Termendzhyan, SBK Holding ve SBK USA üzerinden Kasım 2013 ile Kasım 2016 arasında Türkiye’de toplamda 46 milyon dolar parayı aklamışlardı.
Sezgin Baran Korkmaz’a Lüksembourg’da kurdurulan Isanne S.A.R.L. şirketi ve satın aldığı Biofarma İlaç üzerinden de Haziran 2015-Kasım 2016 tarihleri arasında 40 milyon dolar para aklanmıştı.
ABD’deki savcılık soruşturmasına göre 2018 yılına kadar Türkiye üzerinden aklanan para 134 milyon dolara ulaşmıştı. Türkiye’de MASAK incelemesine göre 2013-2018 yılları arasında bu yollarla aklanan para 164 milyon dolardı.
Türkiye’de para aklama işi bu kadar kolay ve itibar kazanarak yapılınca şebeke 2015’in mart ayında daha cesur bir adım attı.
BDDK, Mart 2015’de hisselerinin yüzde 99’u Jacob Kingston’a ait varlık yönetim şirketi Mega Varlık Yönetim AŞ.’ye çalışma izni verdi.
BDDK’nın ciddi güvenlik soruşturmaları sonucunda vermesi gereken bu lisansı alarak, kara parasını aklamak isteyen Kingstonlar hayallerinin ötesinde bir fırsat yakaladı. Şirketin çalışma sahası tarifi şöyleydi:
“Mali kurumlar ve kredi sigortası hizmeti veren sigorta şirketlerinin söz konusu hizmetlerinden doğan alacakları ile diğer varlıklarını satın almak, satmak, satın aldığı alacakları tahsil etmek, varlıkları nakde çevirmek veya bunları yeniden yapılandırarak satmak; -Alacakların tahsili amacıyla edindiği gayrimenkul veya sair mal, hak ve varlıkları işletmek, kiralamak ve bunlara yatırım yapmak ; – Alacaklarını tahsil etmek amacıyla borçlularına ilave finansman sağlamak.”
https://www.kap.org.tr/tr/BildirimPdf/569095
Şirket sessiz sedasız da kurulmadı.
Şirketin Türk genel müdürü sık sık gazetelere çıkıp Mega Varlık Yönetimi AŞ’nin “Güçlü öz kaynak yapısı, hâkim hissedarının şirkete olan somut ve güçlü finansal desteği”ni övüp durdu.
https://www.borsagundem.com/haber/mega-varlika-yatirim-yapilabilir-notu/1012943
Türkiye, Amerikalı Kingston kardeşler için tam bir fırsatlar ülkesine dönecekti.
Sezgin Baran Korkmaz, artık aleni bir şekilde her konuşmasında ve röportajında Kingston Ailesi (Jacob Kingston), Washakie Holding ve Levon Termendzhyan’ın adını vererek 2013’ten bu yana birlikte çalıştıklarını anlatıyordu. Paranın kaynağını saklamaktan bile çekinmiyordu.
Kimsenin aklına Amerikalı bir yatırım fonu olmayan, orta büyüklükte biyodizel işi yapan bir şirketin neden Türkiye’de bu kadar çok yatırım yaptığını sorusunu sormak gelmedi. Ya da üzümünü yerken bağını sormak kimsenin işine gelmedi.
Gazetecilerin gelmediği gibi, bu işin başındaki o zamanki adıyla Başbakanlık Yatırım Fonu bile bunu sorgulamadı.
2016 yılının eylül ayında Başbakanlık Yatırım Fonu’nun başkanı Arda Ermut, Türkiye’ye yapılacak yeni yatırımları müjdelemek üzere Sezgin Baran Korkmaz ile birlikte basın toplantısı düzenledi.
15 Temmuz darbe girişimin hemen sonrasıydı. Ermut ve Korkmaz’ın SBK Holding’in şirket logolarının önünde el sıkıştığı basın toplantısının haberi gazetelerde şöyle verildi:
“15 Temmuz gecesi FETÖ darbe girişimi sırasında İstanbul’da bulunan ABD’li Washakie Yenilenebilir Enerji Grup’un yatırımlardan sorumlu üst yöneticisi, şirketin yatırım kararını değiştirmeyerek Türkiye’ye yapılacak 950 milyon dolarlık yatırım için imza attı.”
Sezgin Baran Korkmaz, toplantıda, dönemin şartlarına uygun bir konuşma yapmış, tüm yatırımların 17/25 Aralık sürecinden sonra yapıldığına dikkat çekip, “2010-2013 döneminde başta BDDK olmak üzere Ankara bürokrasisinde olmaması gereken pek çok harekete maruz kaldıklarını” anlatmıştı. Konuşmasının ertesi gün manşetlere çıkan katarsis anı ise şurasıydı:
“Sayın Erol Olçok bir e-ticaret sitesi üzerine yabancılar ile görüşüyordu. 15 Temmuz sabahı Türkiye’nin güvenli bir ülke olduğunu yabancı yatırımcılara anlatıyordu. Darbe olduğu gece Beylerbeyi’nde yemek yiyorduk. Amerikalılar ilk etapta tedirgin oldu. Biz ‘bir şey olmaz’ dedik. Sonra darbe olduğunu öğrendik. İki gün İstanbul’da kaldılar. Bu bizim işimize yaradı. Ertesi sabah olduğunda karşıya geçip kahvaltı ettik. Artık onlar Amerika’dan gelen telefonlara ‘No problem’ (sorun yok) diyordu. Darbeyi burada yaşamaları ve ertesi gün her şeyin normale dönmesi, yatırımın gelmesini sağladı.”
O günlerde müşterisi çok olacak hikayelerdi bunlar.
Öyle de oldu. Bu görüşmeden kısa bir süre sonra hakkında gazetelerde yoğun bir FETÖ kampanyası yapılan işadamı Yalçın Ayaslı, değeri düşen Borajet’i Sezgin Baran Korkmaz’a satmak zorunda kaldı.
(Bunun hikayesini bu köşede okumuştunuz: https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/bir-sezlonga-bir-semsiyeye-yenilenler-1589687)
Sezgin Baran Korkmaz’ın itibarı ise her geçen gün arttı.
O kadar ki Türk-Amerikan Konseyi ile Türk Amerikan İş Konseyi’nin her yıl Washington’da düzenlediği yıllık konferansın 2017 Martında Washington Trump Hotel’de düzenlenen 36’ıncısının sponsoru Sezgin Baran Korkmaz oldu.
Türk-Amerikan gecesinin sponsoru iki cümle dışında İngilizce de bilmeyen Korkmaz’dı.
Korkmaz, Türkiye’den ve ABD’den üst düzey isimlerin katıldığı gala yemeğinde ilk iki cümlesi dışında Türkçe bir konuşma yaptı, konuşmasında Kingston ailesine teşekkür dahi etti. O konuşması hala SBK Holding’in internet sitesinin açılışında yer alıyor.
http://www.taik.org.tr/en-US/Events/2818/36th-ATC-TAIK-Annual-Conference
(O yemekte olan Cansu Çamlıbel’in yazısı
https://www.gazeteduvar.com.tr/ikinci-zarrab-vakasi-korkusunu-tetikleyen-adam-makale-1501711
Sezgin Baran Korkmaz’ın Michael Flyn ile Gülen’i Türkiye’ye getirme pazarlıklarından, Brunson davasında oynadığı tuhaf role kadar Amerika maceraları için ise İsmet Berkan’ın yazısı
https://www.karar.com/guncel-haberler/sezgin-baran-korkmaza-abd-kapisini-acan-isim-kim-1619924)
Ve 2017 Mayıs’ında ABD’yi ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Jacob Kingston, Sezgin Baran Korkmaz ve Mega Varlık Yönetimi A.Ş CEO’su ile görüştü.
“ABD’li işadamı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a inandı, 100 milyon dolar yatırdı” başlıklı haberden bir bölüm okuyalım:
“OHAL’de yabancı yatırımcı gelmiyor” tartışmalarının yaşandığı bu günlerde ABD’den güzel bir haber geldi. Erdoğan, ABD Washington Türk Büyükelçiliğinde önemli bir işadamıyla görüştü. Mormon tarikatının en önemli işadamlarından olan Mega Varlık Yönetim A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Jacob Kingston’la Büyükelçilik’te Erdoğan’la biraraya geldi. Görüşmede Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı Arda Ermut da katıldı. Yapılan görüşme sonrasında Jacob Kingston, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güvendiğini ve inandığını söyleyerek Türkiye’ye 100 Milyon Dolarlık yeni yatırım yapacaklarını söyledi.”
Kasım 2017’de Jacob Kingston, Türkiye’ye geldi ve burada üst düzey görüşmeler yaptı.
“ABD’li dev Türkiye’ye yatırım için atağa geçti” başlıklı çoşkulu haberden okuyalım:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD’de görüşen dünyanın önemli yatırım şirketlerinden Washakie Renewable Energy (WRE) LLC. Başkanı Jacob Ortell Kingston, geçen hafta Ankara ve İstanbul’da bir dizi görüşme yaptı. Ankara’da bir çok üst düzey isim ile görüşme yapan Kingston bu akşam da DEİK Başkanı Nail Olpak ile görüştü. Görüşmede, ABD’li şirketin Türkiye’de yapmayı planladığı yeni yatırımların konuşulduğu öğrenildi.”
https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/abdli-dev-turkiyeye-yatirim-icin-ataga-gecti-40644500
Jacob Kingston, Türkiye’deki o kadar ummadığı bir itibara mazhar olmuştu ki, daha sonra mahkemede tanık olarak dinlenen cemaatinin eski bir mensubu “Kingston’un cep telefonunda Türkiye’de havalimanından polis eskortuyla karşılandığını gösteren bir video olduğunu” anlattı.
Türkiye’de böyle itibar görürlerken 2015’den itibaren Kingston’un şirketi Washakie Renewable Energy, ABD’de soruşturmalara konu olmaya başlamıştı.
Küçük davalarla başlayan soruşturmada 10 Şubat 2016 günü Kingstonların evi, Washakie Renewable Energy’nin bütün binaları mali soruşturmaları yürüten federal ajanlar tarafından basılıp, arandı.
Türk-Amerikan gecesinin sponsoru iki cümle dışında İngilizce de bilmeyen Korkmaz’dı.
Kingstonların Salt Lake City’de 20 milyon dolarlık evi
Aynı sıralarda Levon Termendzhyan’ın Kaliforniya’daki evi, işyeri ve lüks arabası da arandı. Savcılar Türkiye’ye giden 9 milyon dolarlık bir paranın izini sürüyorlardı.
Ama boş raflar ve silinmiş harddisklerden başka hiçbir şey bulamadılar.
Daha sonra ortaya çıktı ki Kingston ve Termendzhyan 20 yıllık bir FBI ajanını rüşvetle bağlamışlar ve FBI ajanı onlara baskının haberini önceden vermişti.
Baskından yeterince delil çıkmasa da ABD hükümeti 2017’de soruşturmayı gizli olarak sürdürdü.
Kingston ve Termendzhyan adım adım izlendi.
Haklarında açılan soruşturmayı kapattırmak için görüşmeler yapmaya başladılar. Hükümete çalıştığını bilmedikleri bir isim üzerinden Utah’daki yargıç ve siyasetçilere rüşvet vermeye, aleyhlerinde konuşacağını öğrendikleri bir tanığı parayla susturmaya çalıştılar.
Her adımları hükümetin takibindeydi.
Ama 2015’den itibaren ABD’de başlayan soruşturmalar nedeniyle ikili kendilerine sığınacak bir liman inşa etmeye başlamışlardı bile: Tabii ki Türkiye’de.
İlk başta para aklamak için kullandıkları Türkiye’de tahminlerinden de öte bir güç ve itibara ulaşınca daha fazla parayı Türkiye’ye ve Sezgin Baran Korkmaz’ın şirket ağlarına göndermeye başladılar.
Bu rakamın sadece tespit edilen kısmı 134 milyon dolar.
Türkiye’de sadece paralarını aklamadılar, yatırımlar da yaptılar.
ABD’deki iddianamede geçen “Boğaz kenarında satın aldıkları yalı”, muhtemelen Sezgin Baran Korkmaz’ın Beylerbeyi’nde oturup, misafirlerini ağırladığı yalı olmalı.
Beylerbeyi’nde daha sonra satışa çıkarılan yalı
Ayrıca Korkmaz, şirket müdürü yaptığı şirketinin bekçisi olan teyzesinin oğluna Kingston için 8 milyon TL’ye Bebek’te eski bir villa satın aldırmıştı. Kingstonlar yakalanınca villa yaşlı adama kaldı, savcıya anlattığına göre o da satıp çocuklarına verdi, çocukları da parayı kısa sürede yiyip bitirdi.
Yine iddianameye göre Kingston ve Termendzhyan, Tuzla Tersanesi’nde bir yat inşa ettiriyordu. Korkmaz’ın otel yatırımları da bu kalıcı yatırımlar arasında sayılabilir.
Türkiye’ye doğru bütün bu hareketlilik ABD’deki soruşturmayı yürütenlerin de dikkatini çekmişti. Bir noktada Türkiye’ye kaçacakları anlaşılmıştı.
Bu soruşturmayla ilgili kapsamlı bir haber yapan Bloomberg’e göre savcılar Türkiye’ye kaçarlarsa iade edilmeyeceklerini düşünüyordu:
“Türkiye’de kendilerini evlerindeki gibi rahat hissediyorlardı. Savcılara göre ikisinin de Türkiye’de şirketleri ve gayrimenkulleri vardı. Eğer Türkiye’ye giderlerse iade edilmeleri imkansızdı.”
Sık sık Türkiye’ye gelip giden Levon Termendzhyan, Ermeni adından dolayı zorluk çıkmasın diye 2017 yılında Türkiye vatandaşlığı ve Lev Aslan Dermen adını aldı. Kingston kardeşler ve Dermen Türkçe dersleri almaya başladılar.
Bir Ermeni ve Azerbaycanlı asla yan yana gelmez diye düşünülürken Termendzhyan, 2016 yılında Mübariz Mansimov’la birlikte iş yapmaya başladı, ABD’de Palmali USA şirketini kurdu.
Nitekim savcıların beklediği gün geldi.
Jacob Kingston, 20 Ağustos 2018 günü için KLM Havayolları’ndan kendisi, eşi Sally ve geniş ailesinden dört kişiye Salt Lake City-İstanbul uçak bileti aldı.
Polis, havalimanında hazır beklemedeydi.
Aile üyeleri uçağa bindiler ama Jacob Kingston görünürde yoktu. Nihayet birazdan ortaya çıktı. Güvenlik noktasından geçmeden uçağa binebilmek için Houston’dan KLM havayollarının başka bir uçağıyla Salt Lake City havalimanına inmiş, havalimanı içinden uçağa aktarma yaparak girmeyi denemişti.
Uçağa biner binmez, gözaltına alındı. Diğer aile üyeleri de uçaktan indirildiler. . Levon Termendzhyan da (Lev Aslan Dermen) Los Angeles’ta yakalandı.
Üçü de tutuklandı. Levon Termendzhyan’ın (Lev Aslan Dermen) kefalet talepleri Türkiye’ye kaçma şüphesi yüzünden reddedildi.
Nihayet Ocak 2020’de mahkeme önüne çıktılar. Önce inkar ardından itiraflar geldi. Kingston kardeşler kendilerini Dermen’in yoldan çıkardığını iddia etti, Dermen’in Michael Jackson’ı da savunan ünlü avukatı Mark Geragos, Kingstonların devleti dolandırmayı bir dini inanç olarak kabul ettiklerini söyledi.
Karşıklı itiraflar ve suçlamalarla ilerleyen davada karar 2020’nin Nisan ayında verildi: Termendzyan, 10 ayrı suçtan 130 yıl, Kingston kardeşler ise 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Kararlar hala temyizde.
Ama paranın sahibi esas patronlar 2018’de ABD’de yakalanmasına rağmen Sezgin Baran Korkmaz, hiçbir şey olmamış gibi Türkiye’deki onların parasını işletmeye devam etti. Kara para aklamak için neden Türkiye’yi seçtikleri sorusunun cevabı gibiydi olup bitenler.
Yatıyla Bodrum’da plaja yanaşıp lahmacun ikram etmek, semt pazarını toptan satın alıp halka dağıtmak, hukuk fakültesini kazanan Karslı öğrencilere Macbook hediye etmek gibi Robin Hood vari haberlerle itibarını korumayı başardı.
Türkiye’nin dünyayla bağlantıları zayıf bir ülke olmasının avantajlarından yararlandı. Güç sahipleriyle, gazeteciler ilişkilerini kuvvetlendirdi.
Herhalde bu PR faaliyetlerinde de kullanmak üzere Paramount Hotel’i aldı. Kıraça Holding’e göz koydu.
Vehbi Koç’un damadı, askerlerin gözdesi İnan Kıraç’ı yargı eliyle kendine borçlandırıp, mal varlığına el koyma kararını bir ay sonra tümden değiştirtip kaldırabilecek, tarifeli uçakla elini kolunu sallayarak yurtdışına çıkabilecek bir güce ulaştı.
Nasıl yapabildi bunları hala meçhul. Sedat Peker’in sorduğu soruların cevabı verilmedi.
Bugün bile gazetecilerle ilişkileri, hakkındaki PR faaliyetleri devam ediyor. Dolandırıcıların parasını aklayan bir işadamı için fazla saygı görüyor.
Hikayenin bundan sonrasını zaten biliyoruz.
https://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/bir-sezlonga-bir-semsiyeye-yenilenler-1589687
Peki bütün bunların küçük Karayip ülkesi Belize ile ne ilgisi var?
Jacob Kingston ve Levon Termendzyan’ın Türkiye dışında para aklamayı denedikleri ülkelerden biri de Belize’ydi.
2012 yılında Belize’de üzerinde bir kumarhane kurmak üzere bir arazi satın almışlardı.
Jacob Kingston, mahkemede itiraflarda bulunurken Lev Aslan Dermen’in Belize’de casino kurmak ve vatandaşlık almak için bakanlara rüşvet verdiğini anlattı ve bir bakanın ismini verdi: 2012-2020 yılları arasında Belize’nin Savunma Bakanı John Saldivar.
Dermen, 2012’de birlikte gittikleri Belize’de bakana 10 bin dolar nakit para vermişti. Sonra 50 bin dolar daha ödemişti. Bakan ile Dermen arasındaki mesajlaşmalar ortaya çıktı.
Dermen ve Kingston Belize’ye gittiklerinde Savunma Bakanı Saldivar onları resmi askeri uçakla gezdirmişti.
İtiraf küçük Belize’de büyük ses getirdi.
Çünkü, itiraftan üç gün önce Saldivar, iktidardaki Birleşik Demokratik Parti’nin kongresinde genel başkanlığa seçilmişti.
Yani Başbakanlık koltuğuna oturmaya hazırlanıyordu.
Ama bu küçük Karayip adasında iddialar görmezden gelinmedi.
Muhalefet ayağa kalktı, Saldivar görevinden istifa etti.
Küçük Karayip ülkesi kara para ve rüşvet skandalıyla böyle yüzleşti.
İşte Belize’de olan buydu.
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025