Yüksel TAŞKIN
Türkiye Sağı, siyasal ve iktisadi meseleleri kültürel alana taşıyıp oraya kilitlemekte mahirdir. Kültürel mağduriyet söylemi üzerinden muazzam güç elde etmek, AKP öncesindeki sağ partilerin de başarıyla uyguladıkları bir yöntemdi. Türkiye siyasetinin aşırı sembolik doğası devam ettikçe, AKP’nin adeta muhalefetteymiş gibi bundan istifade ettiği, tabanını sağlamlaştırdığı açık.
Fakat deniz bitiyor. Genel olarak muhalefetin, özellikle de CHP’nin bu defa başörtüsü tuzağına düşmemesi, bütün toplum için çok iyi haber. Toplum, semboller ve kültürel değerler alanına sıkışmamış bir siyasete su gibi muhtaç.
Kökleri AKP öncesine giden mücadelelere AKP’nin de taraf olmasıyla, Türkiye’de yeni bir Müesses Nizam büyük ölçüde şekillendi. Ordu’nun pasifize edilmesi nispeten zor gerçekleşse de, Yargı’nın üst kademelerinden Kemalistlerin tasfiyesi, beklenmeyen bir hızda oldu. Eski Müesses Nizam’ın zapt edilemez sanılan kalelerinin, “kâğıttan kaplanlar” gibi etkisizleştirilmelerinde, Cemaat desteğinin belirleyici olduğu, “herkesin bildiği bir sır”. Güvenlik Bürokrasisi’nde hangi aktörlerin etkin olduğunu detaylıca yazmaya gerek yok...
İktisadi alana gelince, Özal’la başlayan birikim, AKP hükümetleri ve yerel yönetimlerinin sağladıkları olanaklarla daha da yoğunlaştı. Bu alanda da AKP’ye yakın MÜSİAD ve Gülencilere yakın TUSKON arasında güç paylaşımı zarureti doğdu. AKP’nin bir başka hamlesi de “havuç ve sopa” yoluyla TOBB’u etki alanına almasıdır. AKP, iş dünyası için “vazgeçilmez bir aktör olmanın” yolunun TOBB’dan geçtiğini elbette biliyor.
Kültür alanında da yeni ilişkiler şekilleniyor: “Neo-liberal zamanlarda” çok sayıda devlet üniversitesi kurma tercihinde bulunan AKP’nin, buralara da kendi kadrolarını yerleştirme gayretinde olduğu, yine Cemaat başta olmak üzere farklı İslami oluşumlarla güç paylaşmak durumunda kaldığı görülüyor. Görsel ve yazılı medyada da “AKP’nin kravatlıları” ve Gülenciler ana bölünmesi ve bunlara ek tali bölünmeler sözkonusu. İşte merkeze yürüyüşünü büyük ölçüde tamamlamış olan yeni Müesses Nizam bu.
Yeni Müesses Nizam, eskisinin şekillenmesine içkin hiyerarşik mantıkla ve yeni eşitsizlikler yüklü olarak dünyaya geldi. Türkiye’nin kaderini ilgilendiren çok sayıda karar, sivil topluma danışılmadan, doğru düzgün planlama yapılmadan, yeni Müesses Nizam’ın aktörlerini güçlendirme kararlılığıyla uygulamaya sokuluyor. AKP, kendi kadrolarını bürokrasiye, üniversitelere, bir bütün olarak kültür alanına yerleştirme azminde hiçbir sınır tanımıyor.
Bir iktidar, “makbul kadrolarının” seçiminde “İslami hassasiyetleri olanlar ve olmayanlar” diye bir ayrım noktasından hareket edebiliyorsa, orada demokrasi adına büyük bir ayrımcılık yapılıyor demektir. Üstelik bu ayrımcılık, siyasetçilerin çok sevdikleri ifadeyle söylersek, “beraber çalışılabilecek üst düzey yönetici kadrolarla” da sınırlı değil. Eğer partizanlık gözlerinizi körleştirmediyse, en alt düzeydeki kadrolarda da bu ayrım üzerinden tercihler yapıldığını görebilirsiniz.
İktidar değiştiğinde en alt kademedeki kadroların dahi değiştiği bir ülke demokrasi değildir. Siyasal iktidarın gündelik yaşamımızda bu denli belirleyici ve etkin olabildiği süreçlerin geriletilmesi; işte siyasetin asıl konusu bu olmalıdır. Şimdi yeni mağdurlara, asla rövanşist olmayan ve adalet ilkesine dayalı yeni çözümler önermek, siyasetin esas görevidir.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017