Yüksel TAŞKIN
Hükümet yanlısı medyayı kabaca ikiye ayırabiliriz: İdeolojik bir motivasyonla AKP’nin organik sözcülüğüne soyunanlar ve her devrin muktedirlerine yanaşma tercihiyle AKP’ye dönemsel destek verenler. Bu ikinciler, AKP zayıflarsa veya seçimleri yitirirse, kadrolarında bir iki takviye yaparak yeni muktedirlere yanaşma “esnekliğini” gösterecektir.
AKP’den ciddi biçimde ürktükleri için “mecburen dengeli” bir çizgi izleyen basın çevrelerini dışarıda bırakıp, bu iki guruba odaklandığımızda, mevcut yazılı basın içerisinde Hükümetçi medyanın yaklaşık yüzde 30’u oluşturduğu görülecektir. Biz bu oldukça genel hesaplamayı yaparken, Turkuazve Yaysat rakamlarını veren Medyatava sitesindeki son tiraj durumunu esas alıyoruz.
Bu hesaplama elbette öznellik barındırıyor. Başka bir hesaplama az çok farklı sonuçlar da ortaya koyabilir. Mesela bayi tirajlarını dikkate alırsak, Hükümetçi medyanın daha da zorlandığını görebiliriz. Hükümete rakip gazetelerin okurları daha sadık. Bunu da bayie gidip gazetelerini alma heveslerinden çıkarabiliriz.
Bugün Hükümet medyası ve Cemaat’e yakın medya arasında bir gerilim olduğu için, Cemaat medyasını ayrıca değerlendirmemiz gerekiyor. Bu guruba yakın gazetelerin de yüzde 30’a yaklaşan bir tiraj büyüklüğüne sahip oldukları görülüyor.
Hükümet’e yumuşak ve sert muhalefet eden veya dengeli tavır gösteren gazeteleri dikkate aldığımızdaysa, yaklaşık yüzde 35’lik bir ağırlık ortaya çıkıyor. Yakın zamanda oldukça pasifize edilen “Abdi İpekçi’nin gazetesini” buradan düştüğümüzde, sözkonusu ağırlık yüzde 30’lara iniyor. Burada unutulmaması gereken bir husus daha var: Bazı gazeteler, Hükümet’e açık biçimde eleştirel tavır alamasalar da, Hükümet’e muhalif okurlarını koruyabiliyorlar. Bu okurlar hatırına dengeli olmaya gayret ediyorlar ki, işleri oldukça zor.
Bu üçüncü blok içerisinde Ulusalcı basının ağırlığı dikkate alınmalıdır: Ulusalcı gazeteler, üçüncü blok içerisinde yüzde 35’e yakın bir ağırlığa sahip. Ulusalcı gazetelerin okurları oldukça sadık. Ulusalcı gazetelerin sert ideolojik tavırları, sadece takdir görmüyor; aynı zamanda tiraj desteği verme nedeni de sayılıyor. Hürriyet, Milliyet gibi gazetelerin okurları, aynı zamanda Ulusalcı gazeteleri de satın alıp, takip ediyorlar.
Daha pragmatik Kemalistlerle, sert Ulusalcılar arasında alttan alta işleyen rekabet, gazete içerik ve tirajlarına da yansıyor. Ulusalcı gazeteleri takip edenlerin bir bölümü, pragmatik Kemalistlerle köprüleri atmamaları gerektiğini seziyorlar. Durum az çok CHP içerisindeki rekabeti andırıyor...
Gelelim Hükümetçi medyaya. Buradaki medya gurupları, mevcut durumlarını AKP’nin hükümet olmasına borçlular. Bir bakıma taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışıyorlar. AKP’nin olmadığı veya iyice zayıfladığı bir Türkiye’de son derece etkisiz kalacaklar. Burada Hükümetçi medya denirken, İslami- Muhafazakâr eğilimleri belirgin medya anlaşılmamalı. Bu çizgideki bazı gazeteler, Hükümet’ten giderek uzaklaşıyor.
Hükümetçi medya, AKP’yle hem maddiyat hem de gönül bağı olan bazı İslami çevrelerle, AKP’yle sadece “çıkar bağı” olan, ama ideolojik yakınlığı bulunmayan çevrelerden oluşuyor. İkinci gurup, Gemi su aldığında hemen kaçacaktır. Gezi süreci, Hükümetçi medyanın giderek “pravdalaşmasının”, ahlaki inandırıcılığını yitirmesinin miladı oldu. İleride, Gezi sürecinde düşülen durumun yol açtığı tahribat daha iyi anlaşılacak.
Yakın gelecekte Memet Ali Alabora’dan özür dilemek moda olursa sakın şaşırmayın...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017