Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
AKP yıkımını hızlandırıyor
11.02.2014
1893

 İktidarın 17 Aralık sonrası eylemlerinde müthiş bir telaş gözleniyor. AKP, algı yönetimine, anket tarzı çalışmalara muazzam önem atfeden bir parti. AKP’lilerin, bir zamanlar muhalefet ettikleri ANAP ve DYP’nin nasıl yok olduğunu hatırlamamaları imkânsız. İki parti de toplumdan yedikleri sert tekmelerle nakavt oldular.

Bu tekmelerin geldiği yerler son derece ilginç. Seçmenler, hatta partililer, partinin zayıfladığını hissettiklerinde tekme atmaya daha meraklılar. AKP’nin “algı yönetimi her şeydir” diyen yöneticileri, “Bakın ama anketlerde hâlen güçlüyüz” derken tam da bunu engellemeye çalışıyorlar.

Bu, sürdürülebilir bir strateji midir? Bizce değil. AKP’nin şu anda tercih ettiği yol, partinin ANAP ve DYP’nin akıbetini tekrarlamasını engelleyemez; aksine hızlandırır. Gezi sürecinden sonra yaptığımız analizlerde, AKP’nin bugünkü durumunu öngörmüştük. Bu toprakların siyasi tarihini 1876’dan bu yana az çok kavramak ve Türkiye Sağı’nın toplumla ilişkisini anlamaya çalışmak, bize AKP’nin girdiği yolun çıkmaz yol olduğunu gösteriyor.

Erdoğan’ın kutuplaştırma siyaseti, sadece siyaset alanıyla sınırlı değil. Gündelik hayattan iktisadi alana, komşularla ilişkilere kadar her alanda bunun ciddi bir maliyeti var. Toplumun örgütlü ve güçlü kesimleri bu maliyeti daha hızla fark ederek çare arayışına girebiliyor. Örgütsüz ve güçsüz kesimlerin, sözkonusu maliyeti algılamalarının daha uzun sürmesi, onlardan gelebilecek darbelerin çok daha sert olabileceği gerçeğini değiştirmez.

AKP’nin gerginlik siyasetinin çarpan etkisiyle olumsuz geri dönüş yaptığı ve daha da yapabileceği en önemli alan ekonomidir. Zaten kırılgan olan ekonomik dengelerin, “sokaktaki vatandaşın” canını acıtmaya başladığını görmek o kadar zor değil. Bu algının, “sistematik yolsuzluk yüzünden bu durumdayım” fikriyle çakışması, daha önce çok tecrübe edildi.

Seçmenler yaşananları değerlendirirken, Erdoğan’ın yalpaladığını veya sürecin kaybedeni olacağına dair bir fikre yönelirlerse, daha önce “güç sarhoşluğuna” kapılan lider ve partilere yaptıklarını tekrarlamaktan kaçınmazlar. Sandık yoluyla tasfiye ve temizlik yapmanın tadını alan veya daha önce bunun çıkarına olduğunu tecrübe etmiş seçmen, yine aynı yönde hareket edebilir.

AKP’nin zayıfladığı veya yalpaladığı kanaati, parti örgütünde de sarsılmalar yaratacaktır. Sağ partilerde “Aşil’in Topuğu” denebilecek en zayıf nokta da burasıdır. Temel meselelerde danışılmayan, hep sabretmesi telkin edilen, içlerinde biriktirdikleri havayı dışarıya atmaları olanakları yaratılmayan partililerin gazapları çok sert olur. AKP, Erdoğan’ın karizmasıyla yan yana duran, “gevşek bir çıkarlar konfederasyonudur”. Hiziplerin meşru olmadığı bir gelenekte, Pandora’nın Kutusu açıldığında ortaya çıkacak kaosu toparlayacak bir lider bulmak mümkün olmuyor. Zaten Pandora’nın Kutusu da lider karizmasının yara almasıyla birden bire açılıveriyor.

AKP’nin anketçi algı mühendisleri, partinin zayıfladığı kanaati yerleşmesin diye “imaj siyasetine” abanmış durumdalar. Temel iddialarından birisi, “her şeye rağmen seçmen desteğimiz azalmıyor, yani gücümüzü koruyoruz”. Biz bu görüşü fazlaca iyimser bulmakla beraber, varsayalım ki doğru. Buradan yola çıkarak, AKP’li sadık seçmenin, “AKP bu süreçten değişmeden çıksın” fikrini desteklediği sonucu nasıl çıkarılabilir?


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar