Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Özel hayata saldırıları nasıl aşmalı
31.01.2015
1500

Yaklaşık on yıl Türkiye’yi beraberce yöneten AK Parti ve Cemaat’in aralarının bozulmasıyla iki aktör de soğukkanlılığını yitirdi. Böylece ortaya inanılmaz bilgiler saçılmaya başlandı. Aslında ortalara saçılan bu kiri iyi analiz ederek, özel hayatımıza yapılan saldırıları aşma yönünde bir irade oluşturabilirdik, oluşturabiliriz.

Bu köşede daha önce de yazdım: Ben AK Parti’yi de Cemaat’i de topluma yaşattıkları sıkıntılar yüzünden eleştiriyorum. AK Partililerin, “bizim bunlardan haberimiz yoktu” tarzı temiz kalma çabalarına ikna olmuyorum. Bu konuda Ahmet Hakan çok yerinde bir yazı kaleme aldı, “Cemaat uyarısı yapanlara, bakın neler diyordunuz” başlığıyla. Yazı bu perşembe yayımlandı.

Elbette AK Partililerin bilmedikleri şeyler de vardı. Ama genel olarak iki aktör de Makyavelist bir işbirliğini rahatlıkla yürüttüler. Etik dışı işlerin gerekçesi elbette hep aynıdır: Düşmanını güçlendiren, kendi yıkımını da hazırlar. Düşmanlarımız her türlü yoldan bizi alt etmeye çalıştığına göre bizler de aynı yollarla kendimizi savunma hakkına sahibiz.

Bu işbirliğinin bozulmasıyla iki taraf da ahlaki üstünlüğü ele geçirmeye gayret ediyor. Ama iki aktör de beni ikna edemiyor. Ben bugün bu hususlarda Cemaat’e de güvenmiyorum. Bu yapıdan gelip yanlış işler yapanların ayıklanması, hakkaniyetli biçimde yargıda hesap vermeleri önemli. Keşke yargıya güvenebilsek.

Ama biliyoruz ki, bu ülkede Neyzen Tevfik’in taşlaması hâlâ geçerli: “Hamam yine o hamam, bir varsa tas değişti; yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti.” Çok önemli suçları yargılarken bile yeni mağduriyetler yaratmayı başarabilen bir ülkeyiz, maalesef.

Yine de Cemaat’in son on yıldaki doğrultusu nedeniyle yeterince özeleştiri yaptığına ikna olmuş değilim. Belki de en iyi özeleştiri, önümüzdeki süreçte tercih edecekleri hareket tarzı olacaktır. Cemaat, tüm bu süreçleri iyi değerlendirip, daha şeffaf ve güvenilir bir yapıya dönüşebilir mi? Hep beraber göreceğiz.

Peki, AK Parti’ye güveniyor muyum? Yani özel hayatımızın, temel özgürlüklerimizin korunması hususunda şimdi daha mı güvende hissediyorum. Hayır. Bugün de teknoloji ve yasaların açtığı, hatta açmadığı imkânların kullanılmasıyla hepimizin fişlenebileceğini, izlenebileceğini biliyorum.

İşin tuhafı, mevcut yapı zaten hepimizin fişlenmesini normal görüyor. Yani bu pratikler ve mevzuatlar olduğu sürece güvende hissetmemiz mümkün değil. Asıl skandal bu ve özellikle siyasetçiler bu hayati meseleyle yeterince ilgili değiller.

Bu konuda da özellikle İsmet Berkan’ın yazılarını izlemenin yararlı olduğuna inanıyorum. Berkan’ın “Yeni doğmuş bebeklere kadar herkesin fişlenmesi normal mi?” başlıklı, 14 Ocak tarihli yazısını herkese, özellikle de muhalefet partilerine şiddetle öneriyorum.

Berkan, aralık ayında 10 polis memuru hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı davanın iddianamesinden bir bölüm paylaşıyor: “Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu’nun ek madde 7/1 fıkrası gereğince emniyet ve asayişi sağlamak üzere ülke genelinde herkese ait istihbarat bilgilerini, sanal ortamda detaylı veri analizi (DEVA 1 ve 2) programı ile topladığı, program içerisinde ülkedeki herkese ait istihbari bilgilerin bulunduğu…” Berkan’ın izleyen yorumları da çarpıcı: “Bunca yıllık gazeteciyim; özel hayatın korunması konusunda kendimce hassas olduğumu düşünüyorum ve özel hayatı tehdit eden şeyleri yeri geldikçe yazıp çiziyorum ama devletimizin polisinin hepimize ait bilgileri DEVA adlı bir bilgisayar programında sakladığını ilk kez bu iddianame sayesinde öğreniyorum. Sanmayın ki iddianame bu DEVA adlı program üzerinde 75 milyon insanın potansiyel suçlu muamelesi yapılmasını konu ediyor. Hayır, savcıya göre hepimiz hakkındaki bilgilerin (artık kim tarafından nasıl toplandıysa) bir yerde toplanması ‘normal’.

Savcının esas meselesi dönemin başbakanının ve ailesinin gizli bilgilerine bakılması. Anlayacağınız, klasik bir filler ve çimenler meselesi…

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar