Yüksel TAŞKIN
Seçimler CHP’ye istediğini vermedi. Seçim sonuçlarının bir yenilgi olduğunu kabullenmek lazım.
Çünkü hedef, bir şekilde iktidara tutunmak ve bunun için de CHP’nin geleneksel etki alanında duran seçmenlerin ötesine ulaşabilmekti. Bunlar başarılamadı.
CHP’nin Batı bölgelerine sıkıştığına dair tespit de doğru ama genellikle eksik. Türkiye’deki seçmen de yoğunluk bakımından Batı’ya sıkışıyor.
KONDA’nın 7 Haziran seçimleriyle ilgili analizini izlersek, Batı bölgelerinde yaşayan seçmen oranının toplamın yüzde 70’ine ulaştığını görüyoruz. Konuyla ilgili analizler, bu veri akılda tutularak yapılmalı.
Seçmenlerin sadece yüzde 26’sı, Büyükşehir olmayan 53 ilde yaşıyor. Bu kümede CHP’nin 7 Haziran oyu yüzde 17’ydi.
Oysa üç milyondan fazla seçmenin olduğu iki ilde, Ankara ve İstanbul’da yaşayan seçmenlerin oranı yüzde 24. Yani neredeyse 53 ile eşit. Burada CHP’nin 7 Haziran ortalaması yüzde 29,4.
CHP, Türkiye genelindeki toplam oyunun beşte birini İstanbul’dan alıyor. Diğer beşte birini de Ege’den.
Seçmen sayısının 1-3 milyon arası olduğu ikinci büyük kümede dokuz il var. Buradaki seçmen oranı yüzde 24 ve CHP oyu da yüzde 29,5.
Seçmen sayısının 500.000- 1 milyon arasında olduğu ve 17 ilin yer aldığı kümede seçmenlerin yüzde 27’si yaşıyor. Burada CHP oyu yüzde 23,6.
Yani CHP en gelişmiş ve kalabalık iki kümede yüzde 30’a yakın oy alıyor. Asıl tutunması gereken ve yakın gelecekte oylarını artırması en muhtemel alanlar da bunlar.
Burada ABD’deki Demokrat Parti örneği anımsanabilir. Onlar da kabaca söylersek “sahillerden” veya Batı ve Doğu kıyısına yakın yerlerden oy alıyorlar. Ama sözkonusu bölgelerde ABD’nin en büyük ve en dinamik eyaletleri yer alıyor.
Ama CHP’nin, Türkiye’nin en dinamik bölgelerinde yüzde 35’ün üzerine çıkmadan kalıcı olma şansı yok. Yani CHP’nin “Batı’ya sıkıştığı için” değil; Batı’da yeterince büyüyemediği için eleştirilmesi; hattâ bundan sonraki stratejilerini de buradaki dinamik kesimleri yakalamak için geliştirmesi gerekiyor.
Bunun için yönelinmesi gerekenler, öncelikle gençler ve emeğiyle geçinenler. Bu son gurupla ilgili Ersin Kalaycıoğlu’nun analizi çok önemli. Ersin Hoca, Türkiye’de sınıfsal aidiyet konusunda belki en dikkate değer ayrımın, “emeğiyle geçinenler ve hiç çalışmadan geçinenler” olduğunu ısrarla vurguluyor. CHP’nin ilk kategoriden daha çok oy aldığı anlaşılıyor.
Gelelim gençlik konusuna. Yine KONDA verilerine göre, CHP’ye oy veren her 100 kişiden sadece 24’ü 18-28 yaş aralığında. Bu oran AK Parti için 21, MHP için 33, HDP içinse 32. Bu arada kararsızların yüzde 24’ü, oy kullanmayanların da yüzde 33’ü 18-28 yaş aralığından.
CHP üyelerine baktığımızda da gençlerle ilgili dikkat çekici veriler sözkonusu: Partinin Aralık 2014 verilerine göre, 30 yaş altı üyelerin oranı sadece yüzde 12. Oysa aynı yaş gurubundaki seçmenlerin Türkiye ortalaması yüzde 25’in biraz üzerinde.
Aynı açıdan İstanbul örgütüne bakınca da benzer bir sonuç çıkıyor: Bu ilde de seçmenlerin yüzde 25,6’sı 18-29 yaş aralığında. Buna karşılık, aynı yaş gurubunda olan CHP üyelerinin oranı sadece yüzde 10.
CHP’nin parti üyelerinin sayısını önümüzdeki seçimlere kadar ikiye katlamak gibi bir hedefi olmalı. Bu da kabaca 2,5 milyon eder. 12 milyon oy alan bir parti için zor ama imkânsız olmayan bir hedef. Oy verenlerin yüzde 20’si anlamına geliyor.
AK Parti’nin son seçimdeki 23 milyon oyunu ve 10 milyon olan üye sayısını anımsarsak, partinin kendisine oy verenlerin yüzde 40’ından fazlasını örgütlediğini görürüz.
Gençler sözkonusu olduğundaysa hedefin en az parti örgütünün yüzde 30’u olarak ortaya konması gerekiyor.
İşte o zaman yapılacak önseçimlerde, küçük ve örgütlü azınlıkların etkin olmaları engellenebilir. Büyük kentlerin demografisi partide de yakalandıkça başarı kolaylaşacaktır.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017