Yüksel TAŞKIN
Bu aralar Cem Karaca’nın ölümsüzleştirdiği şarkının, “…insanlar gülüyordu de, trende, vapurda, otobüste. Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle…” sözleri düşüyor aklıma.
İstanbulluların büyük bölümü “Metrobüs kavgaları” dediğimde neyi kastettiğimi bilir. Metrobüs kavgalarına benzetiyorum durumumuzu. Metrobüse binmek ve yer kapmak için diğerlerini hırpalamanız gerekir. Bu sırada canı yananlar veya ayakta kalanlar, “kendilerine haksızlık edildiğini” iddia eden çıkışlarda bulunur ve kavga patlak verir.
Metrobüste haksızca mağdur edildiklerini düşünenler, bir sonraki sefere yer kaptıklarında, “olaylara karışmama” moduna geçerler. Kulaklıklarına sığınıp “reel hayata” perde çekerler.
Bir metrobüse benzetiyorum ülkemizi.
Orada öyle bir sistem var ki, asla insani değil. Ya insanlıktan çıkıp, birbirimizi hırpalamaya devam ederiz. Ya da sistemin hepimizin canını yaktığını kavrayarak dayanışmayı öğreniriz. Yani sistemi insani kılmaya gayret ederiz. Dönüştürürüz.
Siyaset bunun için var. Çözemediği meseleleri korkuya çevirmek için değil.
Türkiye siyaseti mutsuzluk ve korku üretiyor. Hem de yıllardır. Sorunları çözmeleri beklenen siyaset sınıfı ve en başta iktidar mensupları, çözemedikleri sorunların hesabının sorulmasını engellemek için, sorumluluktan kaçmayı alışkanlık haline getirdiler.
İktidar propagandistlerinin hiçbir ahlaki sınırı yok. Bugün yaşanan “Almanya krizi” olmasaydı, başka bir Almanya krizi elbette yaratılacaktı. Çünkü iktidarın, “dış güçlerin Türkiye üzerinde oynadıkları oyunlar” masalına ihtiyacı var.
Bunun getirisi de var anlaşılan. Türkiye’de doların “dış güçler” nedeniyle yükseldiğine inanan milyonlarca insan var. Oysa dolar, siyasetçilerin kutuplaştırıcı söylemleri nedeniyle yükseldi. İçeride ve dışarıda herkesle kavgalı bir üslup, doları zıvanadan çıkardı.
Yani asıl fail, oldu mu yine mağdur…
İktidarın mağduriyet susuzluğu dinmiyor. Öyle ki, “CHP neden yumuşak kampanya yapıyor” diye yakınanlar var. Düştükleri durumun farkında değiller.
Mağduriyet mühendislerinin alınganlık yaratacak durumlara ihtiyaçları var. Sürekli alınganlığın bir tür kibre dönüştüğünü göremiyorlar.
Tüm bu kötücül mühendisliğin, “algı operasyonlarının” temelinde Milleti “kandırılabilir cahiller” gibi görmek var. Sadece kötülük değil bu, basbayağı seçkincilik de.
Bu türden “siyasetler” herkesin korktuğu bir ülke yarattı maalesef. Bugün Türkiye’de korkmayan yok. “Evet”çiler de korkuyor, “Hayır”cılar da. Üstelik birbirlerinden korkuyorlar.
Memurların gözü KHK listelerinde, “atıldık mı” diye. Dile kolay 100 bin kişi sokağa atıldı, KHK’larla.
AK Partililer, “yeterince Reisçi” bulunmamaktan ürküyorlar. Üstelik bir şeylerin fena halde yanlış gittiğinin farkındalar ama kedi görmüş bıldırcın gibi kilitlenmiş durumdalar.
Devlet, “en hakiki Reisçi” benim yarışıyla paralize olmuş, çalışamaz halde.
AK Parti bir tür İslamcılık iddiasıyla yol alıyor. İslamcılar, bu hürriyetsiz İslamcılığın nasıl bir iflas olduğunu anlamamış görünüyorlar. Birkaç çatlak ses var, o kadar.
Statükocu siyaset de birbirlerinden korkanlar sayesinde temel meselelerimizi çözmeden, üstelik sorumluluk da üstlenmeden yol almaya devam ediyor.
“Evet” kampanyasını sürükleyenler öyle korkuyorlar ki, ellerindeki muazzam araçları hoyratça kullanmaktan geri durmuyorlar. Sokakta hayır kampanyası yürütmek fiilen imkânsız hale gelmiş durumda.
Gerginlik siyaseti, kendi gönüllü tetikçilerini ve günah keçilerini de yaratıyor elbette.
Devletin, yerel yönetimlerin, medyanın ve sermayenin imkânları oransızca “Evet” için seferber edilmiş durumda. Etrafınıza baktığınızda ortalık “Evet” afişlerinden geçilmiyor.
Aslında yaşanan “Evetçi Fil” ve “Hayırcı karıncaların” siyasi mücadelesi. Fil o kadar korkuyor ki, nefes dahi alamasınlar diye karıncaların üzerinde tepiniyor.
Fil o kadar tepiniyor ki, neredeyse kendi kendine devrilip gidecek. Karıncaların sabırla yol alması bile Fil’i çıldırtmaya yetiyor.
Hayırcılar da kazanmaktan korkuyorlar. Düşünün Fil karşısında seçim kazanma ihtimali olan karıncalarsınız. Bu referandumu kazanmanın ne kadar muazzam bir zafer olduğunun sevincini dahi yaşamaktan korkuyorsunuz.
Yazık bu ülkeye…
Tüm bu korkularımızın temelinde “dış güçler” falan yatmıyor. AK Parti’nin yanlış tercihlerle dayattığı siyasetler sonucunda ülkece korkar hale geldik.
Metrobüs benzetmesine geri dönersek, sorun bir sistem sorunudur. AK Parti seçkinlerinin, mağduriyet bahanesi aramaktan vaz geçip, yarattıkları milyonlarca mağdurla yüzleşmeleri gerekiyor, öncelikle.
Bu yüzleşmeyi onlar yapmazlarsa, toplum bir şekilde yaptıracaktır. Ardından sistem sorunumuzu çözmek için Anayasa Uzlaşma masasını yeniden kurmalıyız.
Yanlış bir hayatın doğru yaşanmasının mümkün olmaması gibi, bizim asıl meselemizin gücü ve yetkiyi tek elde toplamakla çözülemeyeceğini kavramamız gerekiyor. Bu çözüm değil sorunun kendisi.
Asıl meselemiz, tam tersi, çoğulculuğu, güç ve yetki paylaşmayı esas alan yeni bir toplum sözleşmesi kotarmaktır.
Ve bunu sıradan karıncalar başaracak, kahramanlar değil…
Ortak Söz
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017