Yusuf Kaplan
Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülme ihtimali bile, bu ülkenin medeniyet ruhuyla, iddialarıyla kavgalı bazı tuhaf insanların ne kadar Bizans muhibbi olduklarını ifşa etmeye yetti!
İstanbul’un fethinin üzerinden beş buçuk asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen fethin en önemli sembolü Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılma girişimine karşı çıkılabiliyor olması, fethin tamamlanmadığını ve fethin anlamının, ruhunun kavranmadığını gösterir.
Ya da fethin ruhunun yok olduğunu! Bizim ruhumuzu yitirdiğimizi, zihnimizin işgal altında olduğunu, bunun sonraki adımının ülkenin İslâmî geleceğinin tehlikeye düşeceği ürpertici gerçeğini...
İstanbul’un fethi milattır. Sadece bizim ülkemizin tarihi veya sadece İslâm tarihi açısından değil, insanlık tarihi açısından bir milattır fetih: Bir fetihten öncesi vardır; bir de fetihten sonrası.
İstanbul’un fethi, dünya tarihinin yönünü ve yörüngesini bizim belirlemeye, dünya tarihini bizim yapmaya başladığımızın en önemli göstergesidir.
İstanbul’un fethi, dünya tarihinin akışını bizim şekillendirdiğimizin tescilidir. İstanbul’un fethi, bizim tarihin önünde sürüklenen bir figüran değil tarihi önümüze katıp sürükleyen bir aktör olduğumuzun dünya âleme ilanıdır.
İstanbul’un fethi, küresel barış düzeninin nasıl kurulabileceğini, hangi temel ilkeler üzerinden gerçeğe dönüştürülebileceğini gösteren bir medeniyet atılımının işaretidir: Batılılar da aynı zaman dilimleri içinde dünya üzerinde hegemonya kurmaya başladılar, biz de!
Batılılar, dünya üzerindeki hegemonyalarını silahla, güce dayanarak kurdular. Bizse, fikre, fikrin gücüne dayanarak...
İngiltere ile Fransa arasında yaşanan, 1337 yılında başlayan Yüzyıl Savaşları ne zaman bitti? İstanbul “düştüğünde”!
İstanbul’un fethi, Avrupalıları tarihe kışkırttı: Avrupalılar, İstanbul’un fethiyle birlikte toparlandılar, silkelenip kendilerine geldiler ve Protestanlık etrafında modern meydan okumanın temellerini atmaya başladılar.
Batılılar bizi, Türkiye’yi, Osmanlı’nın çocuğu olarak görüyorlar. Osmanlı’nın çocuğu yani en büyük rakipleri. Osmanlı, İslâm medeniyetinin en son ve en güçlü temsilcisiydi: Adalet, merhamet, hakkaniyet ilkelerine dayanan, herkese hayat hakkı tanıyan aşılamamış ve anlaşılamamış bir medeniyet fikrinin zirvesiydi. Anlaşılamadığı için aşılamadığı da anlaşılamayan bir zirve.
İstanbul’un fethedilmesini mümkün kılan medeniyet ruhunu diri tutan, hayata geçirmeye çalışan bir Türkiye, biz istesek de, istemesek de, kabul etmeye yanaşsak da, yanaşmasak da, Batılıların dünya üzerinde kurdukları haksız, zorba, emperyalist hegemonyanın, kapitalist, bencil, insanlığı aşağılayıcı dünya sistemlerinin önündeki en büyük takozdur.
Ayasofya hem fethin sembolüdür hem de bizim dünya üzerinde kurduğumuz hâkimiyetin ve bu hâkimiyetle gerçekleştirdiğimiz adalet, merhamet ve hakkaniyet düzenini İslâm’a borçlu olduğumuzun ifadesidir.
Ayasofya’nın cami yapılması, Müslümanların bütün kiliseleri, sinagogları yakıp yıktıkları anlamına gelmez. Bu anlama geldiğini ısrarla ve utanmadan insanların zihnine kazıyanlar -özür dilerim ama- ya salaktır ya da asalak!
Bütün mabedlerin bir arada var olduğu tek medeniyet tecrübesi İslâm medeniyetidir. Osmanlı da bunun zirve örneklerinden biridir!
Özetle: Ayasofya’nın cami olması zorunluydu: Ayasofya’nın cami olması, İslâm’ın sadece dârü’l-İslâm’da değil bütün yeryüzünde adaleti ve merhameti, hakikati ve hakkaniyeti tesis edecek yegâne kaynağın İslâm medeniyetinin zirvesi ve son örneği Osmanlı Devlet-i Âliye’si olduğunun bütün dünyaya ilan edilmesidir 15. Miladî asırdan itibaren.
Kim ki, İstanbul’un fethinin sembolü Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine karşı çıkıyor, bilin ki, o kişi, ya İstanbul’un fethinin ne anlam ifade ettiğini bilmiyor ya da bu ülkenin Bizans toprağı olduğunu sanıyor, demektir.
Ayasofya, turnusol kâğıdı işlevi görüyor. Vesselâm.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020