A.Turan ALKAN
Bu gidişatın gidişat olmadığını siz de hissediyorsunuz değil mi; siz, yani olup bitenlerden memnun görünen, “Dağ gibi liderimiz, kapı gibi iktidarımız, koç gibi teşkilatımız oldukça daha nice komployu yarar geçeriz” diye düşünen arkadaşlar...
Tamam, attığınız her ok daha havada iken yere düşmeden kebap oluveriyor; atılan yanlış adımlar, siyasi gaflar, yanlış politikalar, tedbirsizlik ve hatta aptallıklar bile etkili algı yönetimi sayesinde kâr hanenize yazılıyor. Bürokrasi ağzınıza bakıyor; emniyetiyle adliyesiyle hatta jandarmasıyla güç ibresi sizden yana bükülmeye başladı artık... Basın derseniz sizden bile hevesli; yayınlarıyla her saçmalığın etrafını tezhiple süsleyen bir vazife aşkıyla “çalışıyor”. Milli irâde derseniz iktidarına hayran; “Sen ne yapsan da vardır bir hikmeti; senden gönlümüz asla vazgeçmez” niyâzıyla dudakları kıpır kıpır...
İş dünyası, aşkını ayan-âşikâre serenatlar yaparak ilân etmese bile pek mânidar şekilde emrinize mûtî; diliyle dişinin arasında “ama böyle de olmaz ki” diye mırıldansa da, “Ne diyorsun sen bakayım, ayağa kalk da yüzüme söyle” diye azar yediğinde, “hık-mık; haklısınız efendim, ben kendi kendime öyle mânâlı mânasız saçmalayıp duruyorum, her emrinize muntazırım” diyerek kısa günün kâr ü kisbine bakıyor: “Benim bankama dokunmayan...”
İçinizden, “Bu gidişat iyi değil dostlar, aklımızı başımıza alalım” diyebilecek bir deli bile çıkmıyor. Bu kadar ‘âkil’, akla ziyan!
Bir deliniz bile yoksa ne gam, bir otobüs dolusu entelektüel çamaşır yıkayıcınız var.
Hâsılı bu kadarını siz bile beklemiyordunuz değil mi? Önceleri vicdanlar ayağa kalkıp “dur bakalım arkadaş, ne yapıyorsun” diye sorar zannediyordunuz; başlarda pek tedirgin, mahcup, hatta suçluluk telâşı içindeydiniz. Höt-zöt’ün işe yaradığını farkedince cesaretiniz geldi, “Biz bağırdıkça bunlar siniyor yahu; o zaman daha iyi bağıralım” demeye başladınız; öyle bir üstünlük hissi geldi ki, aranızdaki çürük elmaları bile çöpe atmaya kıyamaz oldunuz.
Ama yine de bu gidişatın gidişat olmadığını, hayırlı bir âkıbete doğru seyretmediğini bilenler var hâlâ aranızda. “Bu kadar fazla açılmasak; bu kadar kin biriktirmesek, mâsumlara bu kadar cevr ü cefâ etmesek” diye için için sancılandığı halde, kötü not almamak, beyefendilerin hışmına uğramamak için sesini kesip kendi köşesinde yoğurdunu kaşıklamakla yetinenler olsa gerek birkaç tane...
Benim fikrimi itibara alıp gidişâtınıza şu noktadan sonra çekidüzen vereceğinizi beklemiyorum. İstikametiniz bellidir, varış yeriniz de...
Şu hâliniz bana ‘Amok koşucusu’nu hatırlatıyor. Nasıl anlatayım; Malezya veya Hindistan dolaylarında rastlanan bir nevi cinnet durumu, bir asabiyet infilâkı... Kişiye Amok krizi geldiğinde eline geçirdiği ilk öldürücü âletle koşmaya başlıyor ve önüne gelen herkesi mahvetmeye çalışarak koşuyor, koşuyor; tükeninceye veya kendini helâk edene, ettirene kadar koşacaktır...
Âkıbetiniz iyi değil, sebebi de şu: Sözün bir şeyler ifade ettiği durağı çoktan geçtiniz. Çok âşikâr zulüm ve haksızlıklara şahit olduktan sonra korkuyla veya “şimdilik bana ilişmiyor, üstelik işime de geliyor” duygusuyla kendini uyuşturan kitlelerin kapıldığı, “şimdilik işler yolunda gidiyor” iyimserliği, Amok koşucuları gibi tüketiyor sizi. 30’lu yıllarda Orta Avrupa’da orta sınıfların aynı tarihi tecrübeyi geçirdiğini kaçınız bilip anlayabilir; ki onların yaşayan torunlarına bile sirâyet etmiştir bu genetik suçluluk duygusu... İşte o yüzden tarihlerinin o faslını hiç yaşanmamış gibi üstü kapalı geçmeyi tercih ederler.
Sahi, tarih okumazdınız siz; hele Avrupa tarihi hiç; okusanız ne iyi olurdu. Avrupa’nın yakın tarihi, bizim geleceğimizi anlatır okumasını bilene. [email protected]
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016