Ahmet TAŞGETİREN
Farkında mısınız, üç aylara girdik. Bir kalb gündeminiz var mı?
Üç aylar, İslam kültüründe Ramazan’la sona eren bir zaman silsilesini ifade ediyor. Hazreti Peygamber (S.A.V.)’in şöyle bir duası var: “Ya Rabbi Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan’a eriştir.” Bu duadan yola çıkarak bu üç ayı farklı bir mevsim olarak gördü mü’minler. Bir tür yürekleri Ramazan’a hazırlıyor önündeki iki ay. Ramazan ise, külli bir arınma ayı. Ramazan’a gireceksiniz, çıktığınızda kendini yenilemiş bir kişilikle donanacaksınız. Bunun için de yüreklerinizi Ramazan’a hazırlayacaksınız.
Bir kalb gündemi olmalı insanın, Müslümanın.
Hayat öğütüyor insanı, yaralıyor, dönüştürüyor. Onarım gerekiyor ve onarım için kalbe bakmak gerekiyor.
Ben “Herkes zaman zaman kişilik MR’ı çektirmeli” derim.
MR’ın fiziksel mahiyeti, kişinin vücudundaki anormal farklılaşmaları görüntülemesi, tespit etmesidir. Kişilik MR’ı ise, kişiliğimizdeki değişim, dönüşüm, pörsüme, başkalaşma, her ne ise… Onları belirlemektir.
“Farkında mısınız?” sorusu, hayat akışının “farkındalığı” bile törpüleyebilme potansiyelinden kaynaklanıyor.
Dalgalar var, limandan uzaklaşmışsınız, farkında değilsiniz.
* * *
İçinde bulunduğunuz şartlar “sizde” yeni bir “siz” oluşturmuş, farkında değilsiniz. Çıkarlarınızı kutsamışsınız, ilişkileriniz ana mecranın bin kilometre ötesine düşmüş, babanızla bile kavgalı hale gelmişsiniz, trafikte hedefinizi kutsamışsınız, şerit canavarı haline gelmişsiniz, siyasi duruşunuzu kutsamışsınız kalbinizi kaybetmişsiniz, mezhebinizi, tarikatinizi, cemaatinizi kutsamışsınız onların dışında kalan Müslümanlar düşmanınız olmuş… Patronsunuz patron gözlüğü takmışsınız çalışanın hukukunu kaybetmişsiniz, çalışansınız işyerinizin hukukunu çiğniyorsunuz, babasınız, annesiniz, evlatsınız, eşsiniz ilişkiler fırtınalı günlerin savrulmasını yaşıyor. Gençsiniz enerjinizin hukukundan habersiz hale gelmişsiniz, yaşlısınız hâlâ bir ebedi hayat kaygısı düşmemiş gündeminize…
Elinizin, dilinizin, gözünüzün, kulağınızın, dimağınızın, kalbinizin hukukunu kaybetmişsiniz.
Farkında mısınız? Ellerinize baktınız mı hiç, kirlenme var mı diye, bugün bir yetimin başını mı okşadınız, yoksa bir insanın hukukuna tecavüz eden bir yazıya imza mı attınız?
Dilinize baktınız mı? Yalan, iftira, gıybetle ilişkisi nasıl? Hangi vasatlar bunları meşrulaştırıyor da farkına varmıyorsunuz? Nasıl bir dosya götürüyorsunuz ebedi aleme dilinizle ilgili?
Gözünüze baktınız mı? Gözleriniz kirlenmiş olmasın?
Dimağınız fabrika ayarlarını koruyor mu? Düşünce sisteminiz hayatı ve ölümü nereye yerleştiriyor? Hep hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamanın getirdiği sorumsuzluk duygusu istila etmesin dimağ ikliminizi?
Ya kalbiniz? Kalb kaldı mı içinizde ve nasıl bir kalb kaldı? “Allah’ı unutmayan, Allah’ı görüyormuş gibi bir duyarlılığı özümsemiş ve ona göre bir hayata kan taşıyan bir kalb” ne söyler size?
Kur’an’da bir ayet var: “Allah ve Rasulü sizi size hayat verecek, sizi diri kılacak şeylere çağırdığında o çağrıya uyun” mealinde. Dirilik o çağrılara uymakla mümkün bizim değerler dünyamızda. Ötesi fizik olarak diri, öz olarak ölü durumu demek.
Kişilik MR’ı bir anlamda diri ve ölü yanlarımızı ortaya çıkaracak. Ebedi aleme “Diri”gitmek için dünyada iken diri kalmak lazım.
Kişilik MR’nın İslam dilindeki ifadesi “Muhasebe”dir. Kendi kendine bakmak… İyi bakmak. Ebedi hayatı düşünerek, burada iken kendimize acımadan, Öte’nin acılarının çok daha çetin olacağı bilinciyle bakmak. En şeffaf zamandan, mahşer penceresinden bakmak. Rabbin huzurunda duruyor gibi bakmak.
Ayları, günleri kutlu hale getirmek için bizden bekleneni yapmak. Sonra Rasulullah’ın duasına amin demek. Yolunuz – yolumuz açık olsun.
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025