Akif BEKİ
Haliç Kongre Merkezi'nde, dün İmamoğlu'nun adaylık toplantısını izledim.
Pazar günü de Erdoğan, AK Parti'nin İstanbul adayını aynı yerde açıklayacak.
Herkes, kim olacağını merak ediyor.
Tevfik Göksu, Ergün Turan, Ali Yerlikaya ve Murat Kurum'un adları geçiyordu.
Son bahislerde Kurum, arayı açmaya başladı.
Erdoğan, bir sürprizle şaşırtabilir de. Adaylık yarışında ipi hangi AK Partilinin göğüsleyeceği hâlâ belli değil yani.
Fakat sanıldığı kadar belirleyici de olmayabilir.
CHP lideri Özgür Özel ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu dinledikten sonra bir kez daha onu fark ettim.
AK Parti, İmamoğlu'nun karşısına kimden çok neyi, hangi propagandayı çıkaracağına dikkat etse daha iyi eder sanki.
Seçimi kim, hangi parti kazanırsa kazansın sonunda millet kazanacaksa siyasi yarış, kimin daha iyi hizmet edeceği etrafında dönmeli. Kimlik kavgası üzerinden, neye oy verdiği konusunda milleti yanıltma becerisi göstermekte değil.
Ayak oyunları, karalama çalımlarıyla kazanmak, marifet de istemez. İçe sindirebilecek mide genişliği yeter.
Siyasi rekabetin ve demokratik başarının kalitesi de buradan ölçülür.
Özel ile İmamoğlu'nun dünkü konuşmalarına kimlik değil, hizmet söylemi hakimdi.
AK Parti döneminde İstanbul'da ne vardı da şimdi yok, ne yoktu da şimdi var; onu anlattılar.
Şehre ihanet, acımasız imar yolsuzlukları, kupon arazi yağması, rant ve peşkeş ile envaiçeşit hortumların kendilerinden önce varken artık olmadığı, dönemlerinde kesildiği iddiası üzerinde durdular. İddialarını örneklendirdiler.
2019'da, AK Parti adayına karşı kazandıkları ilk seçimin allem kallem sayılmayıp yeniletildiğini de pas geçmediler.
Meselâ İmamoğlu döneminde, belediye hizmetlerinin maliyeti yarıya düşerken miktarı ikiye katlanmış. Özgür Özel, CHP ile Ak Parti belediyeciliği arasındaki farkı, kendi Rabia işaretleriyle ortaya koydu. İstanbullulara ulaşan hizmet birken dört oldu, diye.
İmamoğlu da şehrin kaynaklarını, dar bir kaymak tabakasına sunulurken tabana, 16 milyona yaydıklarını rakamlarla öne sürdü. Sık sık da karşılaştıkları engellemeleri ve ne başardılarsa iktidara rağmen başardıklarını hatırlattı.
Onun için diyorum; AK Parti'nin kimle değil ne ile CHP adayı İmamoğlu'nun karşısına çıkacağı daha belirleyici olacak.
SANDIKTA YENEMEDİĞİNİ MAHKEMEDE YENMEYE KALKARSAN
Geçen sefer İmamoğlu'nun yerine Sisi'yi koyup, Binali Yıldırım'la Sisi arasında bir seçim yapmaya çağırmışlardı.
Bu seferse seçimi, Netanyahu ile AK Parti adayı arasında yaptıracaklarına dair işaretler veriliyor.
Sanki İstanbul'u kimin daha iyi yöneteceğini seçmek için değil de Netanyahu'yu gömmek için sandıklar kurulacak.
Biz daha iyi yönetiriz, iddiası yerine rakibi kötüleyerek kendini seçtirme taktiği devam ettirilecek gibi.
Din ve vatan savaşında terörist, dış düşman, küffar tepelemek için oy istenmişti ama 2019'da işe yaramadı.
Bu nefret söylemi, ayrıştırma ve düşmanlaştırma propagandası; en azından önceki İstanbul ve Ankara seçimlerinde tutmadı.
İktidar mücadelesine cihat ve terörle mücadele süsü vermek, şimdi niye bu belediyeleri geri kazandırsın?
Bugüne dek sadece milleti daha da böldü, karşı karşıya getirdi.
Yine de 2019 seçim yenilgisini tekrar yaşamamak için gereken ders, alınmışa benzemiyor.
Önümüzdeki seçimlerde İstanbul Belediyesini CHP'den değil, Gazze'yi Netanyahu'dan, İBB'yi de teröristlerden kurtarmaya çalışıyormuş gibi bir kampanya yürütülürse AK Parti'ye yine kazandırmayacağı gibi millete de kaybettirmez mi?
Zaten İmamoğlu; 'ahmak' sözünü Soylu'ya iade etti, diye zorlama suçlamalarla siyasetten yasaklanmak ve başkanlıktan düşürülmek isteniyor.
Sandıkta yenemediği İmamoğlu'nu mahkemede yenmekte ısrar da mı ters tepmez?
Bunları AK Parti, kendi tecrübesinden bilmeyecek de kim bilecek!
Karar, AK Parti'nin. Ya hizmette yarışacak; kim kazanırsa kazansın millete kazandıracak. Ya da hizmet iddiası kalmamış gibi hamasi, ucuz popülizme başvuracak. Milleti suya götürüp susuz getiren dolduruşların, ne kadar boş olduğunu bile bile...
Hizmette siyasi rekabetten kaçınılırsa bedelini, yine millet ödeyecek.
Eskiden önünde ceketini iliklediği doktoru dövebilmeyi, elitlerle eşitlenmek ve halk iktidarı zanneden davanın garibanları da kazananlar arasında olmayacak. Vesselam.
Yazarlar
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025