Hakan TAHMAZ
İktidarın, bu süreci kendi siyasi ajandasına göre yönetme alışkanlığından uzaklaşması, barışın toplumsal bir değer olarak sahiplenilmesi açısından zaruridir. Bu aynı zamanda, Kürt meselesinin silahın vesayetinden kurtarılarak, gerçek anlamda bir demokrasi meselesi haline getirilmesinin ön koşuludur.
PKK’nın yarım yüzyılı aşan silahlı mücadelesini sonlandırarak örgütsel feshe gitmesi, Türkiye'nin yakın tarihinde dönüm noktası niteliğinde bir gelişmedir. Bu makale, 2025 yılı itibariyle süregelen silah bırakma ve fesih sürecini, devletin ve siyasi aktörlerin yaklaşımları, toplumsal algılar, demokratik siyaset zemini ile birlikte ele almakta; sürecin başarıya ulaşabilmesi için gerekli yapısal ve hukuksal ön koşullara odaklanmaktadır.
2025 yılı itibarıyla Türkiye'nin en temel siyasal ve toplumsal meselelerinden biri olan Kürt sorununda yeni bir dönem yaşanmaktadır. PKK, elli yıllık silahlı mücadelesinin ardından örgütsel fesih ve silahsızlanma kararı almış; bu gelişme, sürecin pratiğe döküldüğü somut adımlarla gözlemlenmiştir. Süleymaniye’de, Kandil’in eteğinde bir grup silahlı PKK mensubu, MİT, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ve Türkiyeli gözlemcilerin eşliğinde silahlarını imhası söz konusu.
Benzer bir gelişme, daha önce 1999 ve 2009 yıllarında yaşanan tek taraflı “teslim” adımlarından farklı olarak, doğrudan örgütün kapanışını ve yeni bir mücadele paradigmalarına geçişi temsil etmektedir.
1999 ve 2009 Deneyimleri
* 1999: Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla 15 silahlı PKK’lı Türkiye’ye gelerek askere teslim olmuştu.
* 2009: “Demokratik Açılım” sürecinde, silahsız bir grup PKK’lı Habur’dan giriş yaptı.
Her iki süreçte de devletin tutumu net tanımlanmadığı, hukuksal çerçeve oluşturulmadığı ve kamuoyu desteği etkin biçimde yönetilmediği için süreçler kısa süre sonra toplumsal ve siyasal tıkanmalarla karşılaştı.
2025 süreci
19 Haziran 2025 tarihinde Abdullah Öcalan tarafından kamuoyuna duyurulan mektupta, PKK’nın tarihsel varlık gerekçesinin sona erdiği şu sözlerle ifade edilmiştir:
“Varlık inkârına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir.”
Bu açıklama ile birlikte Öcalan, silahlı mücadeleye son verilmesini, siyasal ve demokratik mücadelenin öncelenmesini savunmakta; “silahın değil siyasetin gücüne” inanılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Bir anlamda daha öncekilerde çok farklı ve etkili Öcalan dönemi başlamıştır. Kendisi PKK adına sürecin tek yetkisidir
Süreçteki en büyük açmazlardan biri, hükümetin silah bırakma ve fesih sürecine hukuki ve kurumsal bir çerçeve sunmamasıdır. Süreç, yalnızca idari ve güvenlik bürokrasisi eliyle yürütülmekte; toplumsal katılım, siyasal sahiplenme ve hukuki güvence alanlarında ciddi eksiklikler gözlemlenmektedir.
Buna karşın iktidarın, aynı süreçte ana muhalefet partisi CHP’ye karşı siyasi ve yargısal baskılar uygulaması, demokratik zemini daraltmakta; toplumda çelişkili bir güven duygusu oluşmasına neden olmaktadır.
Toplumsal algı ve güvensizlik
Anketler, toplumun %80’lere varan oranlarda bu süreci desteklediğini göstermektedir. Ancak bu destek büyük oranda pasif, yani edilgen bir destek düzeyindedir. Sürece dair kamuoyunda heyecan, umut ya da güven duygusu yaratılmamış, kamu bilgilendirme süreçleri yetersiz kalmıştır.
Geçmiş deneyimlerin travması, toplumsal güveni zayıflatmakta; bu da sürecin kitleselleşmesini engellemektedir. Ana muhalefet partisi dâhil olmak üzere sürece dair bilgi akışı ya çok sınırlı kalmakta ya da tamamen dışlanmaktadır.
Hukuksal boşluk: Silahsızlanma süreci için özel bir yasa çıkarılmamış, yasal güvenceler tanımlanmamıştır.
Cezaevi politikaları: Hasta tutuklular ve infaz sistemindeki hukuksuzluklar, “umut hakkı” beklentileri karşılanmamaktadır.
Demokratik denetim eksikliği: Sürecin izlenebilirliği ve toplumsal denetimi yoktur.
Bu eksiklikler, süreci “devletin tek taraflı idari düzenlemesi” konumuna indirgemekte, Kürt sorununu demokratik siyaset zeminine taşımaktan uzaklaştırmaktadır.
Güven veren demokratik sürece ihtiyaç var
PKK’nın silah bırakması ve feshi, Türkiye siyasetinde demokratik siyasetin önünü açabilecek, uzun vadeli barış için fırsat niteliği taşıyan tarihsel bir adımdır. Ancak bu sürecin başarıyla tamamlanabilmesi için:
* Hukuksal çerçeve oluşturulmalı, hızla TBMM yetki, görev ve sorumlulukları net, sivil toplum örgütlerini ve akademisyenleri içeren Barış Komisyonu kanunla kurulmalı.
* Toplumsal desteği mobilize edebilecek bir yola girilmelidir. ,
* Ana muhalefet dışlanmamalı, CHP yönelik siyasi operasyonlar durdurulmalıdır.
* İnfaz adaletinden ifade özgürlüğüne kadar birçok konuda reform adımları atılmalıdır.
İktidarın, bu süreci kendi siyasi ajandasına göre yönetme alışkanlığından uzaklaşması, barışın toplumsal bir değer olarak sahiplenilmesi açısından zaruridir. Bu aynı zamanda, Kürt meselesinin silahın vesayetinden kurtarılarak, gerçek anlamda bir demokrasi meselesi haline getirilmesinin ön koşuludur.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜROperasyonlar neden silah tüccarlarına yöneldi? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÖzel: Erdoğan zengin sever… 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUÖyleyse… Yaşıyor demektir! 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİSavcı Bey size söylüyor iktidar zenginleri 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBugün FETÖ yargısı yok, kim var? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZRojava çözüm süreci zorluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
21.05.2025
1.04.2025
20.02.2025