Akif BEKİ
Anayasa Mahkemesi, memuriyete girişte yeni ‘güvenlik soruşturması’ şartını iptal etti. Kim rahatsız olsun istersiniz; tabii ki eskinin ‘sakıncalı piyade’leri.
Güvenlik soruşturmalarından en çok çekmiş, en fazla eleştirmiş kadroların gazeteleri, ayağa kalktı.
“AYM, FETÖ’cü ve PKK’lıların önünü açtı, artık memur olabilecekler” diye suçlayıcı manşet bile atabildiler.
Oysa en önce AYM’yi onların alkışlaması, fişlemeciliğe en başta onların karşı çıkması beklenirdi.
Ne çabuk unuttular 28 Şubat uygulamalarını!
AK Parti iktidarında yaşanan atama krizlerini, mağdurlarına sorsunlar. Ayakkabısını evinin kapısında çıkarması bile Durmuş Yılmaz’ın Merkez Bankası Başkanlığına engel gösterilmemiş miydi?
Eşinin ya da akrabasının başörtüsü yüzünden tayin kararnamesi Çankaya Köşkü’nden geri çevrilen üst düzey bürokratlara, rektörlüğü onaylanmayanlara sorsunlar...
Baloda dansa kalkmamanın, içki içmemenin, namaz kılmanın şüpheli diye mimlenmeye yettiği güvenlik soruşturmalarına isyan eden onlar değildi sanki.
Kırmızı Kitap denilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni ‘gizli anayasa olmaz’ diye değiştiren AK Parti değil miydi?
Hani devlet, İstihbarat raporlarına dayanarak vatandaşlarını iç tehdit ve düşman diye ‘sakıncalı’ya ayıramazdı...
Hani düşman dışarda aranır, vatandaş mahkeme kararıyla ya suçlu ya da suçsuz olurdu...
Hani haktan men edecek bir suçu sabit olmadıkça herkes devlet nezdinde eşit haklara sahipti...
Hani inanç, fikir, giyim ve yaşam tarzları nedeniyle kimsenin hakları elinden alınamazdı...
Hani devlet dedikodu fişleriyle işlem yapmazdı, apartman kapıcısı ve mahalle bakkalına sorarak vatandaşını mimlemezdi...
Kanunda tanımlanmayan suç ve ceza olmazdı, kesinleşmiş yargı kararı olmadan kimseye suçlu muamelesi yapılamazdı hani...
Dünün ‘sakıncalı piyade’leri, ‘iç düşman’ları, ‘gerici tehdit’leri, ‘irticai karşı devrimci’leri bugün ‘sakıncalı piyade’ kovalıyor.
Dün hararetle savundukları ne varsa bugün daha büyük bir hararetle tam tersini savunuyorlar.
AYM, ‘güvenlik soruşturması’ şartını, ‘kişisel veriler ve özel hayatın korunması’ düzenlemelerine aykırılık gerekçesiyle iptal etti.
Bir kimseye FETÖ’cü ve PKK’lı diyebiliyorsanız elinizde bunu kanıtlayan kesinleşmiş yargı kararları var demektir. AYM, bu suçlara af getirmiş ya da mahkumiyet kararlarını iptal etmiş değil ki terörist ve suçlulara memuriyet kapısını açmış olsun.
Aslında işe alımda kamu idaresinin güvenlik soruşturması yapma hakkını bile değil, kötüye kullanılmaya müsait diye bu soruşturmanın kapsamındaki belirsizliği ve genişliği iptal ediyor.
Bakkalın, kapıcının lafıyla hareket edilebilsin, özel hayatlara ilişkin kişisel veriler korunmasın, kişiler fişlensin, devlet de hukukla değil kanaatle amel edebilsin, bu alan keyfiliğe izin vermeyecek şekilde netleştirilmesin istiyorsanız başka. Bu mudur geldiğiniz yer?
Kalın’a yapılan gazetecilik miydi?
Tim Sebastian, Deutsche Welle oturumunda, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la röportaj yapmadı, tartıştı.
Adı üzerinde ‘Conflict Zone’ programıydı. Sebastian, format gereği ‘muktedir’ konuklar ağırlayıp onlarla ağız dalaşına giriyor. Karşı taraf gibi saldırganlığa koşullanıp görüş çatıştırıyor.
Yani o yayında bir gazeteci ve bir iktidar sözcüsü söyleşmedi; iki taraf vardı. Konuğun, terleten sorularla sıkıştırıldığı bir TV mülakatı değildi. Aralarında çene yarıştırdılar; münakaşaya tutuştular.
Sebastian bile ‘röportaj işte böyle yapılır, soru da nah böyle sorulur’ iddiasında değil. Alt etmeye şartlanarak, önyargıyla mindere çıktığını saklamıyor.
Fakat ne hikmetse bizde Kalın gerçek gazetecilikle tanışmış, röportaj ve soru sormanın ideal örneği buymuş gibi gösteriliyor.
Sebastian en birinci medya kahramanı, bir koydu mu iki seksen uzatan şampiyon gazeteci oldu. Son performansıyla muhalif tribünleri coşturdu, çok hayranlar kazandı.
Aksini söyleyen yanıyor...
Birgün’den Ümit Alan, Kalın’ın maruz kaldığı şeyin gazetecilik sınırlarını aştığını yazınca ne tepki aldı, laf anlatabildi mi bilmiyorum.
Ama Prof. Deniz Ülke Arıboğan, bunu Twitter’da denemeye kalktığında, gözü dönmüş linç mangalarına hedef olmaktan kurtulamadı.
Türkiye’de gazetecilik standardı yerlerde sürünüyor, asıl sorular sorulamıyor, sordurulmuyor diye... Ne muhatabı dinlemeyen, ağzına lafı tıkayan saldırgan tavır ‘en doğrusu’ymuş gibi idealize edilebilir ne de militan gazetecilik haklılaştırılabilir.
Bu kadarcığını söyleyebilmek için, HDP’li başkanların görevden alınması, kayyum atamaları ve KHK ihraçları konusunda Kalın’a hak vermeniz gerekmiyor.
Demokrasi ve hukuk mantığıyla açıklanması zor uygulamaları savunmaya çalıştı. Argümanlarına katılmadım, bu konulardaki görüşlerim belli, defalarca yazdım, eleştirilerim baki. Ama kendinizi onun yerine koyun, sözcü olarak Kalın başka ne diyebilirdi ki!
O kazın hesabını ben sorarım
Deniz Zeyrek, Kars ve Ardahanlı bir grup hemşehrisiyle İmamoğlu ve Kaftancıoğlu’na kaz ziyafeti çekiyor. Mekan da başka bir hemşehrilerinin.
Melih Gökçek, çatır çatır kul hakkı yerken suçüstü yakalamış gibi üstüne atlayınca Sözcü yazarı Zeyrek, izahat vermek zorunda kaldı:
O görüntüleri CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu, İBB Başkanı İmamoğlu’nu yıpratmak için sızdırmamış, kendileri servis etmiş. Gökçek gizem katmak için kafasından uyduruyormuş...
Lüks, şatafat ve israf sofrası dediği de Zeyrek’in köyünden gelen kaz etinden ibaretmiş. Ne kamu malına çökme varmış işin içinde ne yağma Hasan’ın böreğini yağmalama...
Hem İmamoğlu’nun içtiği de şarap değil suymuş...
Bence geçsin bunları Zeyrek. Çalma çırpma yoksa, İstanbulluların alın teri vergilerini çarçur etmiyor, işini aksatmıyor, haksız kazanç yemiyorsa afiyet olsun, bize ne yiyip içtiğinden. İster kaz sofrası değil işret alemine otursun, günahı sevabı kendine...
Ama Zeyrek bir izahat da bana borçlu. Kaz sezonu açıldığına göre hani bana söz verdiği o ziyafet! Yıllardır her kış evinde kar görmüş Kars kazı pişen bir arkadaşı olarak bunun hesabını sormazsam!...
Yazarlar
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2025
19.06.2025
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025