Bülent KORUCU
Diyarbakır gergin günler yaşıyor. Çözüm sürecinin sağlayacağı huzur ortamı için umut sürerken çıkan olaylar endişe uyandırdı.
Olayın özeti şöyle: Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen legal yapılanmalar, Dicle Üniversitesi’nde Kutlu Doğum etkinliği organize ediyor. Rektörlük başta olmak üzere izinler alınarak duyurular dağıtılıyor. Film tam bu noktada kopuyor; PKK’ya yakın öğrenciler bildiri dağıtılmasını engellemeye çalışıyor. Tartışma, çatışmaya dönüşüyor. Hizbullah’a yakın dernekler bölgede çeşitli çapta Kutlu Doğum programları yıllardır organize ediyor. Bugüne kadar tepki göstermeyen PKK’nın, Abdullah Öcalan’ın bile İslam kardeşliğinden bahsettiği ortamda takındığı tavır enteresan! O halde tavrın organizasyonun muhtevasıyla ilgili olmadığı söylenebilir. Kimin yaptığı da belirleyici değil. Birincisi; zaten çoğunlukla aynı ekip benzer programlar yapıyordu. Önceden problem görülmüyordu; şimdi neden maraza çıkarıldı? Ayrıca, aynı coğrafyayı paylaşan iki örgüt ister istemez belirli mahallî çarpışmalar yaşıyordu. Hemen ‘akil adamları’ devreye girip kıvılcımın yangına dönüşmesini önlüyordu. Şiddet dengesinin kurduğu bir ‘soğuk savaş’ hüküm sürüyor, baltalar çıkarılmıyordu.
Böyle olunca zamanlamaya bir de tarafların tavırlarına odaklanmak gerekiyor. PKK başından beri kendi dışında kimsenin o coğrafyada yaşamasına tahammül etmek istemedi. Silahlı-silahsız bütün örgütleri yok ederek veya sürerek tek hâkim güç olmaya çalıştı. Bunu önemli ölçüde başardı. Tek istisna Hizbullah oldu. Hem toplumsal tabanı hem de güçle sindirilemeyişi ile var olmaya devam etti. PKK’nın çatışmayı seçmiş olmasının bugünden çok yarınla alakalı olduğu kanaatindeyim. Yeni döneme hazırlanıyorlar. Kürt meselesinin neredeyse tek muhatabı haline gelmiş olmalarını, stratejik kazanım olarak koruma amacındalar. Yani bugün yaşadıklarımız yarına dair ‘alan hâkimiyeti’ mücadelesi. Bölgedeki yegâne güç olma peşindeler. KCK sözleşmesine baktığımızda, bu tekçi ve otokratik bakış açısının her alana yayılacağını görüyoruz.
Legal unsurların yaklaşımı da ilgi çekici ayrıntılar içeriyor. Bazı BDP’liler sert bir üslupla konuşurken HÜDAPAR, ilk günden itibaren sakinleştirici olmayı seçti. HÜDAPAR yukarıda değindiğim tekçi ve dayatmacı yaklaşıma şöyle dikkat çekti: “PKK’li grup üniversitede kendilerinden habersiz hiçbir etkinliğin düzenlenemeyeceğini, üniversitede yapılacak etkinlikler için rektörlükten değil kendilerinden izin alınması gerektiğini söyleyerek afiş ve broşürleri yırtıp bunları dağıtan öğrencileri darp etmişlerdir. Bu tip tahammülsüz davranışlar içinde bulunan kişileri farklı düşüncelere saygı göstermeye, provokatif eylemlerde bulunmamaya ve tarafları sağduyulu davranmaya davet ediyoruz.” Dün de genel başkanları Hüseyin Yılmaz sağduyu çağrısı yaptı. Yılmaz’ın şu sözleri ilgi çekiciydi: “Bu konuda sabırlı, sükunete sahip olmalarını provokatörlerin kim olursa olsun kendi ağabeyleri de olsa, kendi liderleri de olsa, kendi yöneticileri de olsa Kürt gençlerini birbirine çatıştıracak, birbirine çatıştırıp istenmeyen hadislere sebep verecek olan her türlü talimatı yönlendirmeyi reddetmelerini ve bu provokasyonlara gelmemelerini istiyorum.” Başta Aysel Tuğluk olmak üzere karşı kanadın açıklamalarında söz konusu hassasiyeti görmek pek mümkün değildi. Tersine alan hakimiyeti stratejisinin izlerini taşıyordu.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: PKK pastaya ortak istemediğini güçlü biçimde göstermek istedi. Karşı taraf ise bunun o kadar da kolay olmadığı mesajını verdi. Bu siyasi ve sosyal bir çekişme olarak kalırsa ne ala, ama fiilî mücadeleye dönüşürse kötü şeyler olabilir.
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016