Bülent KORUCU
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarından sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yargı ile hesaplaşması bitmiyor.
Sadece hesaplaşmayla da sınırlı değil; Erdoğan yolsuzlukların üzerine giden savcıları pişman edecek tedbirler aldırıyor. Yolsuzluk soruşturması yapanlara uygulanan baskı, geride kalanlara gözdağı vermeye yeter, artar. Soruşturmalara doğrudan müdahale ediliyor, yargı görevi yapanı etkileme suçu işleniyor. Övünülecek tek icraat olarak atadığı Anayasa Mahkemesi üyelerini söyleyebilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni paketi de onayladı.
Bakanlarla ilgili suçlamalara tatmin edici cevaplar verilebilmiş değil. Zafer Çağlayan’ın kolundaki 700 bin liralık saat, Muammer Güler oğlunun evindeki çelik kasaları ve milyon dolar izah edilemedi. Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki iddialar ortada duruyor. Meclis’te kurulan Yolsuzluk Komisyonu, AK Parti’nin 15’te 9 sandalye üstünlüğüne rağmen çalıştırılmıyor. Yüzlerce savcı binlerce polis görevden alındı, sürgün üstüne sürgün yaşanıyor. Yetmiyor, mevzuatı ve adliyeyi dizayn etme girişimleri de son sürat devam ediyor.
Anayasa açıkça ihlal edilerek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na müdahale edildi. Yargıtay’a da aynısını yapabilmek için kanun çıkarıldı. Aynı ‘paket’ ile soruşturma süreçlerini kontrol altına alacak adımlar atılıyor. Soruşturma aşamasında hâkim kararı ile yapılacak işler için sulh ceza hâkimliği getirildi. Yakalama emri, tutuklama, el koyma, adli kontrol ve vücut muayenesi gibi kararları bu hâkimler verecek. İtiraz da yine aynı görevi yapan diğer yargıca gidecek.
Bu ‘paket’in amacını hükümetin kontrolündeki medyadan öğreniyoruz. Öncelikle Başbakan Erdoğan’ın projelerini uygulamak. Erdoğan Fransa dönüşü uçağına aldığı seçilmiş gazetecilere, “Şimdi yaptığımız bazı yasal düzenlemeler Cumhurbaşkanı’nın önünde. Onaylanınca, hızlı adımlar atılacak. Binlerce dava açılacak.” demişti. Bu tam bir hukuksuzluk itirafı. Belli kişilere dava açabilmek için kanun çıkardığınızda 27 Mayısçılardan farkınız kalmıyor. Onlar da Yassıada mahkemelerini kurabilmek için kanun yapmışlardı. Başbakan’ın ‘açılsın’ dediği davaları açmamakla suçlanan bir adliyemiz var! Demokrasi tam da bu değil mi? Yargının bağımsızlığı böyle bir şey değil mi? Göstere göstere ‘majestelerinin yargıçları’ düzeni kurulmak isteniyor. Sulh ceza yargıçlarına biçilen ikinci misyon kapatılmakta zorlanılan yolsuzluk soruşturmalarıyla ilgili. Savcıların tamamı sürüldüğü ve yeni görevlendirmeler yapıldığı halde takipsizlik kararı verilemedi. Artık takipsizlik kararları da yeni yargıçlara gideceği için rahatlıkla verilebilir.
Biraz güncelden uzaklaşıp normal vatandaş nasıl etkilenecek, ona bakalım. Taha Akyol’un dikkat çektiği üzere eski sistem, soruşturma süreçlerini değişik hakimlerin denetimine açtığı için daha iyiydi. Ceza yargılamalarında şüpheli/sanık mağduriyetini önleme adına savunma, savcı ve yargıçla eşdeğerde tutulmuştur. Başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşmelerde savunma hakkı öncelikli ele alınmış. Savunmanın en önemli enstrümanlarından biri, tedbir kararlarına karşı etkin, tatmin edici ve çoğulcu itiraz yolunun açık olması. Yeni düzenleme adil yargılanma hakkının açık ihlali. Aslında yeni dönemde, adı yargıç olan ikinci bir savcı ataması yapılacak. Sulh ceza yargıçları, kabahat diyebileceğimiz, üst ceza sınırı iki yıl olan suçlara bakarken, birden soruşturmanın süper yetkili ikinci savcısı haline geliyor. Nitelikli ve ağır cezayı gerektiren suçlarda itiraz yolunun ACM’ler olarak belirlenmesi hukuk mantığının gereği. En azından itiraz mercii olarak ağır ceza mahkemeleri kalmalıydı.
17 Aralık soruşturmaları bütün hukuk sistemini ters yüz ettirecek derecede önemli belgeler içeriyormuş demek ki! Yoksa ver takipsizliği çık işin içinden bu kadar tekellüflü işlere ne gerek vardı.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016