Bülent KORUCU
Ergenekon ve Balyoz davalarında kumpas kuruldu, aldatıldık’ korosuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
Daha önce sözcüsü konumundaki kişilerin açıklamalarına benzer ifadeleri Harp Akademileri’nde sarf etmiş. “Bu operasyonlarla şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı.” cümlesi ona ait. Konuşmanın ilerleyen bölümlerinden, bu ‘gerçeği’ 17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarından sonra fark ettiği anlaşılıyor. ‘Vesayeti bitiren demokrasi kahramanı’ hikâyesinin alıcısı artık kalmamış galiba. Ya da başka konularda olduğu gibi ihtiyaç halinde tekrar eski söyleme dönülebilir. Yarını bilemeyiz, biz bugüne göre konumlanmayı deneyelim.
Evet aldatıldık, daha ileri giderek söyleyeyim, Inception filmindeki gibi zihnimize girmişler, gerçekte olmayan şeyleri yaşadığımızı sanmışız. Mesela Danıştay’a saldırı olmadı. 2. Daire üyesi Mustafa Özbilgin, ülkeyi yeniden darbe ortamına sürüklemek isteyenler tarafından öldürülmedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, korumalar arasında arkasına bakmadan Kocatepe Camii’nden kaçmadı. Hrant Dink de öldürülmedi. Gazetesinin önünde balkondan düşen bir saksının kafasına isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Onu, yargıçlar eliyle ‘Türk düşmanı’ diye yaftalayıp öfkeli kalabalıkların önüne atmadılar. Duruşmaları basıp mahkemeyi tehdit eden de çıkmadı, katiliyle bayrak önünde poz veren devlet görevlileri de olmadı. Bunların hepsi halkı ve yetkilileri kandırmak için fotoşopla üretildi.
Genelkurmay’ın internet sitesine konan e-muhtıra geç kalmış bir 1 Nisan şakasıydı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale anlamı taşıyan ‘Sözde değil özde laik cumhurbaşkanı isteriz’ açıklaması da şakanın devamından ibaretti. 367 skandalı, hukuk kitaplarında geçen çok sayıdaki dava simülasyonundan biriydi. Hakiki ve sahici bir olgu hiçbir zaman olmadı. AK Parti’ye kapatma davası da açılmadı. Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya’nın iddianamesi, iktidarı komutan tutuklamaya ikna için üretilmiş sahte belgeydi. Haşim Kılıç kılığında kararı okuyan da ona çok benzeyen bir aktördü. Ha bu arada halkın vergileriyle Genelkurmay Başkanlığı’nda kara propaganda siteleri kurulmadı. Darbeye giden yolun taşlarını döşeyecek yayınlar yapılmadı.
Balyoz darbe planı tamamen uydurmaydı. Dış tehdit örtüsü altında iç tehdit senaryoları görüşülmedi. Orada pek çok siyasetçi ve bürokrat gerçek ismiyle hakkından gelinmesi gerekenler olarak yer almadı. “İstanbul’un üzerine çökerim… Böyle kararlı olan bir halka karşı da acımasızca hareket etmek bizim görevimizdir.” türü konuşmaların geçtiği ses kayıtları öylesine profesyonelce üretilmişti ki sanıklar bile reddedemedi. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın ‘Zor Yılların Sessiz Tanığı’ kitabı da yalan. Öyle bir kitap olmadığına göre şu cümleler de hayal mahsulü: “Kıvrıkoğlu, Çetin Doğan hakkında aldığı bilgilerden sonra onu Kara Kuvvetleri Komutanı yapmaktan vazgeçmiş. Doğan atanamayınca ihtiraslarının esiri olup emre itaatsizlik yaparak, arkadaşlarının hayatını karartmıştır. Balyoz davasının aslı budur. Doğan, niçin Genelkurmay 2. Başkanı ya da MGK Genel Sekreteri olamadı? Bunun cevabını dönemin komutanları net ve açık verebilir.” Yalman Paşa’nın kitabı sizi yanıltmasın, Çetin Doğan yakın tarihimizin gördüğü en demokrat askerdir. AK Parti milletvekili Şamil Tayyar’ın yazdığı darbe kitaplarını da yanlış anlamışız. Onlar aslında bilim kurgu romanı; hayali bir ülkede geçiyor orada anlatılanlar.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sansür VAR!
10.07.2016 - AYM kavgasının perde arkası
4.02.2016 - 28 Şubat'ın konuşulmayanları
1.02.2016 - 28 Şubat deyince kızmayın o halde!
23.02.2016 - Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
5.02.2016 - Bülent Arınç'ın özgül ağırlığı var mı?
2.02.2016 - Paralel avcılarına bir öneri!
29.01.2016 - Küfürlü siyaset!
22.01.2016 - Güvenlik zafiyeti yoksa…
15.01.2016 - Anayasa değil baba yasa!
1.02.2016
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
gülcan
Sayın Bayraktarın kendisi gibi başörtülülere yapılan ayrımcılığa duyduğu tepki gerçekte karşılığını bulmuyor. Çünkü dünyaya baktığı pencere kendi gibi düşünmeyenleri esfele safilin (düşüğünde düşüğü) gören ve ebedi azaba mahkum eden bir penceredir. Nerde kaldı üç günlük dünyada bir kanalda iş bulamayarak ayrımcılığa uğramış olmak...