Bülent KORUCU
Avni Özgürel'in KCK/PKK Başkanı Murat Karayılan'la mülakatı Silvan-Dağlıca parantezine sıkışıp kaldı. "Silvan saldırısı hakkındaki şüphe ve provokasyon ifadeleri samimi miydi?", "Dağlıca saldırısını biliyor muydu?" soruları anlamlı olsa da yayınlanan görüşmeyi anlatmaya yetmiyor.
Karayılan'ın bir söyledikleri var, bir de ağzından kaçırdıkları. En azından bu intiba oluşuyor, zira bir tarafı kurtarmaya çalışırken başka yerleri yıkıyor.
Karayılan'ın ifadeleri içinde Oslo görüşmeleri önemli yer tutuyor. Karayılan belki sadece ilgililerin bildiği 'hakem ülke'yi deşifre ediyor. Hem de Kürt kartını başından beri kullanan ve çözümü istemeyen ülke olarak ilan ediyor. "Kürt sorununu aslında zamanında İngilizler çözmemişse sürekli bir kart olarak kullanmak için çözmemişlerdir. Günümüzde de halen o konumda tutmak istiyorlar. Aynı pozisyonu sürdürmek istiyorlar." diyor İngiltere için. Ayrıca, Türk tarafında siyasi irade ile görüşmeci bürokratları net çizgilerle birbirinden ayrıştırıyor. Müzakereci bürokratları iyi niyetli ve uzlaşmacı şeklinde anlatırken, Başbakan Tayyip Erdoğan'dan pek hazzetmedikleri anlaşılıyor. Protokol taslağının 10 Mayıs'ta teslim edildiğini ve Başbakan'ın birdenbire değiştiğini ileri sürüyor, Karayılan. Erdoğan'ın kendilerini oyaladığını ve sonunda Silvan'ı bahane ederek süreci tamamen bitirdiğini savunuyor. Burada BDP lideri Selahattin Demirtaş'ın dün Taraf'ta Neşel Düzel'e verdiği röportaja bakalım. Demirtaş, 'askerlerin PKK'nın önüne atıldığını' iddia edecek kadar ileri gidiyor. Abdullah Öcalan'a ılımlı mesajlarına rağmen, PKK'nın barış çabalarını sabote ettiği eleştirisine cevap üretmeye çalışıyorlar. PKK'nın liberal kesimdeki desteğini zayıflatan Silvan saldırısını tevile kalktıkça yeni açmazlar ortaya çıkıyor. Karayılan, PKK içindeki provokasyonu dillendirdi; ama kendisinin saldırıyı savunduğu hatırlatıldı. Yetmedi kısa süre sonra son Dağlıca saldırısı yaşandı. O tutmayınca şimdi 'askerler PKK'ya yem yapıldı!' tezine sarılıyorlar. Demirtaş demişken başka bir çelişkiye dikkat çekelim: Hükümetin protokolü reddettiğini belirterek tekrar yürürlüğe girmesini istiyor. Protokolle ilgili epey detay verip ardından onu görmediğini savunuyor. Şerafettin Elçi'nin okuduğu hatırlatılınca da 'o bizim yazdığımız tahmini metindi' diye açıklamaya çabalıyor. Görmediği metne bu kadar vâkıf olabilmek için insanüstü yeteneklere sahip olmak gerekir!
Dönelim Karayılan'a; protokolün Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan (MİT) çalındığını ileri sürüyor. Bizdeki nüsha emin ellerde iddiası ve MİT'in kendilerinden daha güvenliksiz olduğunu savunması ilginç. Karayılan da, Demirtaş da protokolün hükümet tarafından reddedildiğini dile getirip eleştirilerini Başbakan'a yoğunlaştırıyor. Ancak Özgürel, MİT krizinde asıl hedefin Başbakan Erdoğan olduğunu Karayılan'a söyletiyor. Türk hukuk sistemindeki başbakanın yargılanma prosedürü onları tekzip ediyor. Daha önemlisi kendi tanıklıkları bu konudaki iddiaları yalanlıyor. Başbakan'ı hem uzun çabalar sonunda uzlaşılan metni çöpe atmakla suçluyorlar, hem de o metinden dolayı hedefte olduğunu söylüyorlar.
Karayılan bu sene başında Uludere'den önce PKK'nın yediği darbelere farklı bir izah getiriyor. Üç buçuk yıldır süren görüşmelerin militanlar arasında rehavete sebep olduğunu bu yüzden kayıp verdiklerini anlatıyor. Hâlbuki o süre zarfındaki eylemler ve son günlerde yaşadıklarımız hiç de rehavet içinde olmadıklarını gösteriyor. Sözü burada Orhan Miroğlu'na bırakalım: "O röportajlarda aktarılan barış söylemlerine rağmen bu savaş hâlâ sürüyor ve o noktada da kafalar karışıyor işte... Madem bu insanlar barış istediklerini söylüyorlar, o halde Bingöl, Silvan şimdi de Dağlıca, bu eylemler neyin nesidir diye, röportajlarla hakiki olmayan bir PKK tarihi yaratmaya çalışanlar zor durumda kalıyor doğrusu... Her neyse, bir başka röportaja kadar Allah kerim diyelim. Diyelim ama PKK'nin devrimci savaş stratejisi kapsamında gerçekleşmiş hiçbir şeyin tesadüfî ve merkezin inisiyatifi dışında olmadığını da görelim artık. Görelim de ikide bir fol yok yumurta yok, durup dururken 'barış manipülasyonu' yapmayalım, hayal kırıklığı yaratmayalım. Manevi bedeli ağır oluyor çünkü."
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016