Cem SANCAR
Bismillah diyorum, ışığa doğru anlatıyorum.
Uyandığımda rüyanın başını çoktan kaçırmıştım. Kafam karışıktı. Ter içinde kalmıştım.
Rüyamda şehrin yedi kat altındaydım. Kaybolmuştum.
Yosunlu bir tünelde koşuyordum. Pis kokuyordu.
Kesme taş duvarlardan sidik sızıyordu. Kazma dişli koca sıçanlar ayaklarımın altında fır dönüyordu. Yalnızdım, kimsesizdim. Yorulmuştum.
Midem bulanıyordu.
Çok uzun zamandır koşuyordum.
Nefes nefeseydim.
Kendime bir çıkış yolu arıyordum. Bir sıkıntım bir paniğim, omuzlarımda ağır bir yük, kalbimde bitmez bir endişe vardı.
Tüylerim diken dikendi, canım ağzımdaydı.
Arkamda bir ejderha vardı! Arkamda bir sürüngen.
Kovalıyordu bir canavar!
Yedi başı vardı, ateş püskürtüyordu ardımdan.
Saçlarımı yaktı yakacaktı.
Ejderhanın çürük et kokan nefesi ensemdeydi.
Dönüp bakmaktan tırstığım, iliklerimi donduran bir şeydi o. Beni bitirmeye kararlı, ödümü kopartan bir şey...
Kıl kadar kalmıştı neredeyse yakalayacaktı. O kadar yakındı ki, o dereceydi yani!
Hızlı, kıvrak, kara bir korkuydu. İnatçı bir korku... Peşimdeydi.
Yüz yüze gelemezdim onunla. Yakalanamazdım.
Koşuyordum, kemiklerim dağıldı dağılacaktı. Ciğerlerim patladı patlayacak.
Can havlindeydim, kan ter içindeydim.
Lağım kokan bir kabusta sıkışıp kalmıştım usta. Birden tünelin sonunda bir ışık gördüm! Kurtuluşu gördüm. Son gayret ışığa doğru yöneldim.
Sonunda antik kapının ağzına geldim. Kapının alnında kurşun puntoyla "Otuz yedi" yazıyordu.
Kapıyı ittim, kubbeli, kocaman bir odaya girdim. Sütunlara kandiller asılmıştı.
O anda bir şey oldu, içimde bir coşku patladı! Bir sıçradım, kendimi ışık hızında zınk diye odanın ortasındaki masada oturur buldum.
Etrafa bir göz attım. Görüntü bazen dağılıyordu:
Masada iki kişi oturuyordu.
Ak saçlı, aksakallı bir ihtiyar kulplu, alüminyum bir sahanda sıyıra sıyıra yağda yumurta yiyordu. Saçları seyrek bir yaşlı kadın, gözleri kataraktlı, sancısı varmış da düştü düşecek gibi masaya eğilmişti.
Mısır püskülüne benzeyen saçları önündeki tabağa sarkmıştı. Ayakta namaz takkeli bir kambur yan gözle beni süzüyordu.
Bitkindim. Peşimdeki adi yaratık dışarıda kalmıştı ya, o bana yeterdi! Kapı sağlamdı. Sıkı sıkıya kapanmıştı. Şimdilik paçayı kurtarmıştım.
Yorulmuştum, şöyle bir soluklanmak istiyordum artık...
Fakat o dakika nefesim kesildi!
Yaşlı kadın nasıl olmuşsa olmuş, kafamı yakalamış, boynumu koltuk altına almış, kıstırmış, sıkmaya başlamıştı.
Öyle kuvvetliydi ki böcek gibi çırpınmaya başlamıştım.
Kurtulamıyordum.
Canım çekiliyordu, gidiyordum.
Yemek yiyen yaşlı adam o sıra ayağa kalkmış, bir sütuna yaslanmıştı. Kayıtsız bir yüzü vardı. Ben orada öyle can verirken sıradan bir şey söylermiş gibi konuştu:
"Özür dile sen" dedi. "Özür dile!" 'Ne özrü, ne yaptım ki abi ben şimdi bu kadına?' şeklinde düşünürken, görüş açımın dışından bir yerden kambur, duygusuz bir sesle tekrarladı: "Özür dile, boş ver şimdi sebebi, mazereti. Özür dile, af dile..."
Sütunun dibindekini, elinde pipo mu, dolmakalem mi ne vardı, tam seçemiyordum.
Başını sallayıp: "Özür dile de hakkını helal etsin sana. Yoksa kurtulamazsın!" "Özür dilerim" dedim canım yana yana. Sesim zor, boğuk çıkmıştı. Canlı cenaze halindeydim. Artık ağlamaya başlamıştım. "Özür dilerim. Bin kere özür dilerim. Affet beni. Ne yaptımsa bilmeden yaptım, affet, hakkını helâl et, affet, affet, affet..."
Birden gevşeyiverdi kollar.
O an uyandım...
Uyanınca "Allah!" diyerekten dikildim ayağa, bir kahve yaptım. Bir daha da uyuyamadım.
Öyle oturdum sabaha kadar. Arpacı kumrusu gibi düşündüm durdum...
Sözümü bitirdiğimde karşımdaki bilge ihtiyara baktım. "Demek sana senin içinden bakan biri var" dedi. "Dua et ki var. Mühim bir rüyaymış. Kalbinde oturan direkt konuşmuş seninle..." "Bir kalp kırmışsın, bulacaksın.
Bulup onaracaksın, gönlünü alacaksın. Böyle bir işin var artık..."
Kalp'e vurgu yapmıştı. Elektrik, su paraları, faturalar, vergiler, küçük getir götür işleri yapıyordu. Bakımsız bir odayı üç kuruşa vermişlerdi. Ardiye gibi bir odaydı.
Gariban bir adamdı. Ney yontardı heveslisine. Fazla iş gelmezdi ama. Ney işi canlı bir sektör değildi. En yakın arkadaşımdı Neyzen. Tek lüksü, her sabah benle içtiği çaydı, kahveydi. Yüzümü yıkamaya tuvalete girip çıktığımda gitmişti. Böyle biriydi işte. Kuş gibi hafif bir adamdı.
Tamam da kimden özür dileyecektim ben?
Çözümü zor bir bilmece gibi kalmıştım ortalıkta. Havada bu kez, hayırdır inşallah, bir tentürdiyot kokusu vardı...
Büyüyen Ay yayınlarından, bu ay çıkacak olan Asmalımescit'te Cinayet romanından.
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019