Erol KATIRCIOĞLU
Küreselleşme sonucu ulus devlet duvarları gevşeyince ortaya çıkan göçler bütün ulus-devletleri heterojen hale getirdikçe, ulus devletler içinde iki siyasi damar yükseldi. Bunlardan biri “milliyetçi” diğeri ise “demokrat” olarak adlandırılabilir. Ulus-devletin kendilerine ait olduğunu düşünen kesimler ulus devletin kuruluş hikayelerine sarılıp yeni bir milliyetçiliği teşvik ederlerken, bu ulus devlete sonradan gelen ya da ulus devlet kurulurken azınlık olan kesimler ise yeni bir demokratlığı aramaya soyunmuş durumdalar. Ulus-devletler arasında bugün hissedilen siyasi gerginliklerin ana nedeni de bence bu.
Sözünü ettiği bu gerilim uzun bir zamandan beri bazı ulus-devletlerde görülmekte bazılarında ise önümüzdeki yıllarda görülecek gibi. Geçtiğimiz yıllarda Brexit ile İngiltere’de yaşananlar, Amerika’da Trump’ın Başkanlığı sürecinde ortaya çıkan “White Americans” (Beyaz Amerikalılar), daha sonra Avrupa’da yükselen milliyetçilikler hep bu ulus-devlet içinde farklı kimliklerin yaşadıkları gerilimlerin sonuçlarıydı. Unutmamak lazımdır ki bu gerilimlerin dinamiği ulus devlet içinde çıkarları ve konumları farklı kimliklerin varlığı ile ilişkili.
Bu çerçeveden bize bakınca, uzun zamandan beri huzurlu bir toplum olamayışımızın arkasında benzer bir dinamiğin yattığını görürüz. Bu dinamiğin öğeleri bizde kuruluştan bu yana vardı ama küreselleşmeyle birlikte tetiklendi. Kürtler kuruluştan bu yana Cumhuriyetin kendilerini içermediğini söyleyerek tavır içindeydiler. Çeşitli isyanlarla bunu ulus-devleti yönetenlere bildirdiler, ama her seferinde olumsuz cevap aldılar. Dolayısıyla bizde ulus-devleti yöneten Kemalist kadrolarla Kürtler arasında her zaman bir gerilim vardı.
İkinci olarak, gerilimi besleyen kesim Aleviler oldular. Alevilerin Anadolu coğrafyasında Yavuz Sultan Selim zamanına kadar giden bir dışlanmışlık hikayeleri vardı. Cumhuriyet döneminde ise yaşanan Dersim olayları Alevilerin de ulus-devleti yöneten kesimle aralarını açtı ve bir gerilim hattı oluşturdu.
Ama asıl önemli gerilim hattı Siyasal İslamcılarla olan desem çok yanlış olmaz. Çünkü bu kesim, bir şekilde kendini ulus-devletin sahibi olarak gören, Cumhuriyeti kuran kadroların tarikat ve cemaatleri yasa dışı ilan etmeleri ve Hilafeti kaldırmalarına tepki olarak Cumhuriyetin başından bu yana onlarla gerginlik yaşayan kesimlerdi. Nüfus içindeki varlıkları da onların gücünü arttıran bir öğe oldu.
Şimdiye dek Cumhuriyeti kuran kadrolardan kastettiğim ise doğal olarak Atatürkçü ya da Kemalist olarak ifade edilen ve “Laik” kesim denmesinden memnun olan ve kendini Cumhuriyeti kurduklarından dolayı var olan ulus-devletin de sahibi olarak gören kesimler.
Her ne kadar bizde siyasi gerilim ulus-devletin sahibi olarak gören Siyasal İslam ve Laik kesim arasındaymış gibi görünse de asıl gerilimin dinamiği bu, her iki, “ulus-devlet bana aittir” diyen kesimlerle Kürtler ve Aleviler arasındadır. Bir başka ifadeyle bizde ulus-devletin sahipliği üzerinden de gitse Siyasal İslam ve Laik kesim “milliyetçi”, Kürtler ve Aleviler ise kendi taleplerinin de kabul edilebileceği daha “demokratik” bir siyaset arayışı içindedirler. Bizdeki gerilimin katmanlı görünmesi de bu yüzden.
Açıktır ki, bu katmanlı gerilim hatları toplumun çok daha fazla huzursuz bir toplum olmasının da nedeni. Derseniz ki “Hoca, ekonomiyi unuttun!”. Hayır unutmadım! Ekonomik huzursuzluğumuz ve derin eşitsizliğimiz bu siyasi gerilim hatlarının bir sonucudur. Eğer Türkiye bu siyasi gerilimleri çözecek adımlar atmazsa bu huzursuzluklarımız da devam edecektir.
Buradan özellikle CHP’ye söylenecek şey “daha milliyetçi” değil “daha demokrat” ve “daha kapsayıcı” bir siyasetin başarının da anahtarı olduğu.
Tabii toplum için de huzurun!
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025