Erol KATIRCIOĞLU
Ulus devletler çağında cumhuriyeti kuranlar, ümmetçi önerilere kulak vermeyerek yeni bir Osmanlı yaratmaktansa Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak yeni bir başlangıç yapmayı yeğlemişlerdi. Ancak bu başlangıç için ortada “homojen” bir ulus olmadığından, etnik köken ve inanç bakımından oldukça karmaşık bir sosyal dokuyu “Müslümanlık ve Türklük” ekseninde, deyim yerindeyse “uluslaştırmaya” zorladılar, vs.
Böylelikle oluşan sosyal ve siyasi yapılar arasındaki farklılıklar kararsız bir siyasi denge yaratarak zaman içinde iniş-çıkışlarla bugüne geldi. Bugüne gelindiğinde ise bu yapıların örtüşmeme hali küreselleşme sürecinin yarattığı etkilerle daha da büyüdü. Bugün Türkiye toplumunun geldiği yer çok daha karmaşık bir yer.
AKP iktidara geldiğinde devraldığı yapılar bugünkü yapılar değil. AKP iktidarı 12 yıl boyunca iyi-kötü, olumlu-olumsuz bir çok şey yaptıysa da, o zamanın başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği güçlü imaja rağmen güçlü bir iktidar olamadı.
Örneğin, daha düne kadar AKP iktidarının başardığı en olumlu adımın “vesayet rejimini” gerilettiği, hatta kimilerine göre de tarihe gömdüğü tespiti idi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçenlerde askerlere yaptığı konuşmada “Aldatıldım!” demesi bu başarının kime ait olduğu sorusunu da gündeme getirdi. Çünkü, vesayet rejimi dediğimiz rejim askerin etkisinin olduğu bir rejim ise ve bu rejimin değişmesinde “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi askerin de içinde olduğu davalar rol oynadıysa ve bu davaları açanların da “cemaatin” adamları olduğu doğru ise ve Erdoğan “cemaat” tarafında “aldatıldım” diyerek askerden özür diliyorsa, bütün bunlardan nasıl bir sonuç çıkarılabilir ki? Güçlü görünen bir lidere rağmen, el yordamıyla ilerleyen, neyi nasıl yapması gerektiğini dahi bilmeyen, kadrosu olmayan titrek bir siyasetten başka...
Sanırım AKP iktidarının sona erme olasılığının dahi konuşulduğu Haziran seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde her şey biraz daha netleşiyor. AKP’nin yaptığı en önemli hatanın bütün mağdur kimliklere sahip çıkmak yerine yalnızca İslami kimliğe ve onun mensuplarına sahip çıkmış olması, diğer mağdur kesimlerin dertlerine çare bulamamış olması olduğu daha bir netleşiyor.
Evet, AKP yanlıların dediği gibi “tarihi bir parantez” kapanıyor. Ama henüz kapanmadı. Cumhuriyetin homojenleştirici ulus devlet yaratma çabasıyla açılan parantezin kapanabilmesi için bu coğrafyada yaşayan herkesin özgürce kendini ifade edebileceği bir duruma geçmek gerekiyor. On iki yıllık AKP deneyimi bu parantezi kapamayı başaramadı. Başaramadı çünkü gerek vizyon olarak, gerek kadro olarak (varmış gibi olmasına rağmen) yeterli hazırlığı yoktu. Tabii en önemlisi o tarihi parantezin başında önerilen ümmetçi bir Osmanlı fikrine kapılarak bir zamanların Kemalist kadrolarının yaptıklarının tam tersi yola gitti (Kemalist siyasete benzemesi de o nedenle).
Oysa bugünün Türkiyesi çok farklı bir Türkiye. Farklılığı bütün gidiş-gelişlerine rağmen Gezi’de ortaya çıktı. O nedenle de artık “ümmetçi”, “ne olursan ol gel!” çağrılarının gerçekçi olmadığı ortada. Bugünün Türkiyesinde herkes kendi “hakkını” istiyor. “Artık haklarımızı konuşalım” diyor. Eğer bir cemaat toplumundan, söz konusu tarihi parantezi kapatarak, post-modern bir demokrasi ve yeni bir başlangıç yaratmak istiyorsak böyle bir siyasete destek vermek gerekiyor.
Böyle bir siyaset yalnızca HDP’de ortaya konduğuna göre HDP’ye destek vermek, onun barajı geçmesini sağlamak sanırım barış ve demokrasi yanlısı herkesin yapması gereken bir iştir.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025