Erol KATIRCIOĞLU
Solun geçmiş günahlarını konuşmanın solun geleceğini konuşmaktan çok daha önemli olduğunun düşünüldüğü bir dönemde eksik olan muhalefet alanını sol doldurabilir mi diye bir soru sormak ve tartışmak abes görünebilir kimilerine. Ama yine de mevcut siyasi partilerin ve bu arada iktidarın “tüm toplumu” değil de kendi yaslandıkları “kesimleri” düşünerek siyaset ürettiği bir ülkede neden olmasın diye sormak da doğrusu bana o kadar da anlamsız gelmiyor.
Türkiye’de sınıfların değil içlerinde doğup büyüdükleri “kimliklerin” taleplerine odaklanmış bir siyasi iklim var. CHP’nin “laik”, AKP’nin “İslamcı”, MHP’nin “milliyetçi”, BDP’nin de “Kürt” kimliği etrafında siyaset yapıyor oluşları Türkiye siyasetinin çıplak yüzü değil mi? Doğrusu bir ülkede“kimliklerin” “kimlikler” olarak karşılanmayan talepleri varsa o ülkede siyasetin de “kimlikler”üzerinden oluşuyor olması anlaşılabilir ve meşru bir durumdur.
Ama ulus-devlet çatısı altında “kimlikler” üzerinden yapılan siyasetin kaçınılmaz olarak“çatışmacı” bir siyaset olacağı da açıktır. Açıktır çünkü her “kimlik” diğerini “ötekileştirerek “kimlik” olur. O nedenle de farklı kimliklerin olduğu bir toplumda “ulus-devleti yönetmek”kimlikleri aşan bir siyaset ihtiyacını gösterir. Ama ne var ki bugünün “temsili demokrasisi” ve zihniyet dünyası böyle bir siyaset ihtiyacını karşılayamadığından siyaset de “çatışmacı” bir siyaset olarak varolmaya devam ediyor.
Dolayısıyla siyasetteki “çatışmacı” iklim “kimliklerin” varlığından değil, “kimliklerin” “kimlikçi” siyasetlere yönelmeleriyle oluşuyor. (Aslında bu sözlerimi “cemaat” ve “cemaatçilik” terimleriyle okumak da mümkün.)
Türkiye’de sol siyasetler, bu ülkenin kendi gençlerini “deli” “kanlı” olarak görmesinin nedenleri her neyse öyle bir insan ve zihniyet malzemesinin üzerine oturur. Burada bu siyasetlerin içindeki insanların ne yaşta oldukları da farketmez. Bugünün sol siyaseti olarak adlandırılan dernekler, siyasi partiler ve platformlar, yaşları bugün altmışları geçmiş 1970’ler ve 1980’lerin gençlerinin düşünce ve duygularının izlerini taşır ve onlar üzerinden yükselir.
Bu nedenle de hâlâ “uzlaşmazlık”, “tavizsizlik”, “bağımsızlık” gibi sözler onlar için çok önemlidir. O yüzden de hayat onları ne kadar birbirlerine yaklaştırsa da onlar kendi farklılıklarını sürdürmek isterler. İşte soldaki “birlik” lafının bıktırıcı bitmez tükenmezliği bu nedenledir.
Kimlikler üzerinden oluşan bir siyasi iklimde aslında herkesin ihtiyaç duyduğu siyaset bir tür“kimliksizlik” siyasetidir. Tersten söylersem bir “çok kimliklilik” siyasetidir. Yani böyle bir siyaset kimliklerin talepleri üzerinde yükselen ama onları aşarak “herkes” için anlamlı olan bir siyasettir. Böyle bir siyasetin de “sol” değerlere daha yakın düşecek bir siyaset olacağı açıktır.
Çünkü sol mevcut düzenlere hayır diyen bir tutumdur. Yani sol, mevcut düzenin şu ya da bu biçimde mağduru olan herkesin içinde yer alabileceği ahlaki ve vicdani bir duruştur. Bu nedenle de “kimliksizliği” ima eder (kişiliksizliği değil!) ve “kimliksizliği” ima ettikçe de “herkesi” kapsar. Herkesi kapsadıkça da “temsili demokrasi”yi değil “katılımcı demokrasiyi”çağırır.
Bu nedenle de kendi “cemaat” yapısını kırabilmeye en yakın olan siyaset aslında “sol”dur ama bu durum solun bunu hemen yapacağına değil yalnızca yapması gerektiğine işaret eder. Bu da solun ne derece basiretli davranacağına bağlı bir konudur.
Yazarlar
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025