Fehmi KORU
Dışişleri bakanlığı son günlerde fazla mesai yapıyor.
Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesinden çıkması ve hemen yürürlüğe konulması beklenen yaptırımlar dört ay sonra yapılacak zirveye ertelendiği için hükümeti rahatlatması gereken sonuç belgesine cevap dün dışişleri bakanlığından geldi.
“1-2 Ekim AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’nden bu yana ülkemizle diyalog ve temas yönünde çaba gösteren Dönem Başkanı dahil birçok AB ülkesi olsa da, bir-iki ülkenin dar siyasi hesapları nedeniyle Türkiye-AB ilişkilerinde henüz pozitif gündem yaratılamamış ve AB hiç bir yararı olmayan kısıtlayıcı önlem alma arayışından çıkamamıştır. Özellikle Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Ege ve bölgesel konularda, esasen AB’nin büyük kesiminin de benimsemediğini bildiğimiz, ancak dayanışma ve veto baskısıyla 10 Aralık AB Zirvesi Sonuçlarına konulmak zorunda kalınan yanlı ve hukuka aykırı tutumu reddediyoruz.”
Bildirgeden fazla hoşlanmadığımız belli.
Amerikan Senatosu da bir gün önce Temsilciler Meclisi’nin kabul ettiği Türkiye’ye yaptırımlar öngören karar tasarısını onayladı.
Ülkemizle ABD arasında bayağı bir saat farkı olduğu için bu gelişmeye cevap verilmişse bile henüz kamuoyuna duyurulmadı. Duyurulacaktır.
Buna karşılık, yine dün, dışişleri bakanlığı İran’ın Ankara büyükelçisini çağırarak kendisine tepki iletti.
O haberi de okuyalım:
“Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, İran’ın Ankara Büyükelçisi Ferazmend bu akşam Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Büyükelçi Ferazmend’e, İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in tweetine, sonrasında Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Derya Örs’ün İran Dışişleri Bakanlığına çağrılmasına, Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik mesnetsiz iddiaların ortaya atılmasına ve böylece İran’da Türkiye’ye yönelik nefret kampanyasının açılmasına tepki dile getirildi.”
Gelişmeden haberdar olduğumda, kendimi tutamadım, “İran’la da mı?” diye söylendim.
İlişkilerimizin düzgün gittiği nadir ülkelerden biridir İran…
Oradan gelen tepkiye tepki verecek duruma gelmemizin sebebi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir gün önce Bakü’de yapılan ‘zafer töreni’ sırasında okuduğu kısa bir şiir imiş.
Şu şiir:
“Aras’ı ayırdılar
Kum ile doldurdular;
Ben senden ayrılmazdım
Zor ile ayırdılar,
Ay Lâçin, can Lâçin,
Men sene kurban Lâçin”
Bir gün önce, yani sıcağı sıcağına, Türkiye’nin Tahran büyükelçisini kendi dışişleri bakanlığına çağırmış İran yönetimi ve şiire tepkisini iletmiş; o kadarla da kalmamış, İran dışişleri bakanı da sosyal medyadan hoş olmayan bir mesaj yayımlamış…
Ne oluyor arkadaşlar?
Bu soruyu durduk yere sormadığımı tahmin edersiniz. Türkiye ile İran arasındaki gibi sıcak ve samimi ilişkilere sahip ülkeler türküye de dönüşmüş iki kuplelik bir şiir yüzünden tepki alış-verişinde bulunmazlar.
İki taraftan biri yanlış bir iş yaptığında diğerinin dışişleri bakanı diğer ülkedeki mevkidaşını arayarak bu durumun düzeltilmesini -veya tekrarlanmamasını- rica eder ve olay hiç kimse duymadan kapanır.
Olayı kapatması için devreye girmesi beklenen İran’ın dışişleri bakanı konunun başkaları tarafından duyulmasına aracılık etmekte…
Ne olduğunu merak etmekte haklıyım sanıyorum.

Araya bir karikatür koydum. Suud gazetesi Şark’ul Avsat’ın İngilizce versiyonu olan Arab News’tan aldım Amjad Resmi imzalı bu karikatürü. Onların gözünde Türkiye ile İran ayrılmaz ikili görüntüsünde. Araplar bölgede barış çemberini genişletirken onların aracını frenleme görevini üstlenmiş iki ülke var karikatüristin gözünde: Türkiye ile İran…
Dışarıdan bakanlar açısından bu kadar yakınız.
Şiir yüzünden aranın bozulacağını bu sebeple aklım almıyor.
Ne oluyor gerçekten.
Bizde dışişleri bakanlığı AB ile İran’a tepki vermek üzere fazla mesai yaparken İsrail dışişleri bakanlığı da Rusya’nın büyükelçisini bakanlığa çağırıp tepki bildirmekteydi.
Hem de Arap ülkelerinden Fas’ın da İsrail ile diplomatik ilişki kuracağının açıklandığı gün.
Rusya’nın İsrail büyükelçisi Anatoly Viktorov iki gün önce Jerusalem Post gazetesine “Bölgedeki sorunların kaynağı İran değil, İsrail” ve “Hizbullah İsrail’e saldırmıyor, esas saldırgan İsrail, Hizbullah’a saldıran sizsiniz” cümlelerinin de içinde yer aldığı uzunca bir mülakat vermişti. Bakanlığa çağrılmasının sebebi o mülakat.
Mülakatı okuduğumda da “Allah Allah, ne oluyor?” sorusu dilimin ucuna gelivermişti.
Büyükelçi İsraillilere “Sözlerim yanlış aktarılmış” demekle yetinmiş…
Acaba Türkiye ile İran arasında kendini hissettirmeye başlayan soğukluk ile Rusya’nın İsrail’deki büyükelçisi yoluyla İran’a ve Hizbullah’a sahip çıkması arasında bir bağ olabilir mi? [Büyükelçi Viktorov’un sözlerinin muhatabı İsrail gibi görünse bile, o sözler esas İran’a sevgi mesajı gibi okunabilir görüşündeyim.]
Donald Trump gitti gidiyor, yerine Joe Biden geliyor ve galiba herkes kendini bu yeni duruma göre yeniden konuşlandırıyor.
Ne olduğuna bir daha bakalım: AB liderleri bu zirvede vermeleri beklenen kararı Biden’ın Beyaz Saray’a taşınması sonrasında yapılacak zirveye erteliyor… Amerikan Kongresi yeni başkanı beklemeden Türkiye kararını Trump’a onaylatma acelesi içine giriyor… Rusya İran’a ve Lübnan’daki Hizbullah’a sahip çıkarken, İran, türküleştirilmiş şiire aşırı tepki verme ihtiyacı duyuyor…
Cumhurbaşkanı Erdoğan o şiiri İran’la arayı açmak için okumamıştır herhalde; öyle olsaydı onu da yukarıdaki listeye eklerdim.
Hatırlatmam gerekmez, fakat ben yine de o görevi de yerine getireyim: Böyle dönemler her adımın olağanüstü dikkatle atılması gereken dönemlerdir.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025