Hasan CEMAL
Yıllar içinde çok kıskandım Mehmet Ali’yi. ‘İlklerin adamı’ydı çünkü. Bugün de farklı değil, elden bırakmıyor zirvede tutunmayı. Can Dündar’ın güzel kitabında bu tutunma ve önde kalma kavgasının tüm ipuçları var. Bizim mesleğin tabiatında kıskançlık hiç eksik olmaz. Belki bu duygu aynı zamanda rekabeti kamçılar, senin de iyi işlere imza atmanı sağlar.
İlhan Erdost bir yayıncıydı. Mamak Askeri Cezaevi’nde 1980 yılı Kasım ayında dövülerek hayata veda etmişti.
12 Eylül dönemiydi.
Yazamıyorduk.
Günlük tutmaya başlamıştım. 16 Kasım 1980 tarihli notlar şöyleydi:
“Gazetemiz kapalı. Uğur Mumcu’yla Erdostların evine gittik. Tam bir ana baba günü. Uğur, İlhan Erdost için yazdığı makalesini artık gazetede çıkamayacağı için iki küçük çocuğuyla perişan haldeki eşine veriyor. Kardeşini kaybettiği feci olayı onunla birlikte yaşamış olan Muzaffer Erdost’u dinlerken BBC’nin Türkçe haberlerinde Mehmet Ali Birand’ın sesi duyuldu. Bir yandan İlhan’ın ölümünü, öte yandan Cumhuriyet’in kapatılışını veriyordu. Mehmet Ali’nin sesi ve haberi verişte hissettirdiği duyarlık sanki bir teselli kaynağı olmuştu. Karanlıkta, çok uzaklardan da olsa bir ışık, bir an için yanıp sönmüştü.” (1986’da çıkan ilk kitabım Tank Sesiyle Uyanmak’tan)
Duygulanmıştık o zaman...
Mehmet Ali’yi böyle mi tanıdım?
Can Dündar’ın BİRAND, Bir Ömür, Ardına Bakmadan isimli son kitabı su gibi akıp gidiyor.
İlk tanışmamızı hatırlamıyorum. 1970’lerde, 1974 Kıbrıs harekatı sonrası olabilir.
Ben Cumhuriyet’te muhabirdim. Ama aynı zamanda gazetenin mutfağında çalıştığım için haberciliğe çok fazla zaman kalmıyordu.
Sevgili Mehmet Ali de Milliyet’in Brüksel temsilcisiydi. Onu fena halde kıskandığım bir dönemdi. Çünkü, 1974 Kıbrıs çıkarmasını anlattığı 30 Sıcak Gün kitabıyla sahnede ben de varım demiş, yıldızı parlamaya başlamıştı.
Doğan Avcıoğlu’nu anımsıyorum. “Kitap yazmayı gözünde büyütme, sen de otur yaz bir şeyler. Bu memlekette kitabı olan daha çok adam yerine konur” derdi bana...
Ben de kitap yazacaktım.
O zaman Ortakpazar dediğimiz ve kısa adı AET olan Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Türkiye ilişkilerini konu alan bir kitap...
Sanıyorum Mehmet Ali’yle Brüksel’de Ortakpazar vesilesiyle tanıştım, 1975 ya da 1976 yılında.
Ama gördüm ki, kendisiyle bu alanda yarışmam güçtü. Zira Brüksel’de suyun başını tutmuştu ve iyi gazeteciliğin dokusunda olması gereken hırsla o kadar doluydu ki, çeşmenin başını kimselere bırakmak gibi bir niyeti yoktu.
Ben davranana kadar o, bir ilke daha imza attı ve Ortakpazar kitabını da çıkardı.
Sonra ‘ilkler’e devam etti.
Emret Komutanım’la ilk asker kitabını yazdı. 32. Gün de bir ilkti, televizyon haberciliğimizi dışarıya taşıdı, ona uluslararası bir boyut ekledi. Milliyet’in açtığı büroyla ilk Moskova muhabiri de oldu. Can Dündar’la birlikte yaptığı Demirkırat belgeseli de bir ilkti.
Sonra başına belalar açacak olan bir başka şahane gazetecilik ilki de, Bekaa’ya giderek PKK lideri Öcalan röportajını yapmış olmasıydı.
Kısacası:
‘İlklerin adamı’ydı Birand.
Aramızdan sıyrılıp televizyona adım atarken de öyleydi.
Bugün de öyle, ayakta.
Elden bırakmıyor zirvede tutunmayı. Can’ın güzel kitabını okurken, Mehmet Ali’nin hayattaki bu tutunma ve önde olma kavgasının tüm ipuçları, bazen hüzünlü yanlarıyla da bir film şeridi gibi gözümün önünden geçip gitti.
Bizim mesleğin tabiatında kıskançlık hiç eksik olmaz. Belki bu duygu aynı zamanda rekabeti kamçılar, zamanla senin de iyi işlere imza atmanı sağlar.
Ben de kıskandım Mehmet Ali’yi.
Bir dönem neredeyse bütün gazetecilik ödüllerini o toplamıştı. Anımsıyorum, 1980’lerde Cumhuriyet’in genel yayın yönetmeniyken, Milliyet’in başına gelecek diye de epey tedirgin olmuştum.
Bazen birbirimize kızdık, birbirimizi çok sert eleştirdiğimiz zamanlar yaşadık. Hatta bazen ilişkilerimiz kopar gibi oldu. Bizim de insan olarak artılarımız, eksilerimiz vardı, her fani gibi...
Ama yıllar içinde öylesine güzel dostluk bağları kurduk ki, öylesine keyifli gazetecilik halleri yaşadık ki, dile kolay, neredeyse kırk yıldır, o bana Haso, ben de ona İblis demeye devam ediyoruz.
Sevgili kardeşim,
Bu yazıyı yazarken elbette sevgili Cemre’yi ve onun senin hayatındaki anlamlı ve büyük yerini hiç unutmadım. İnşallah o da seni bir gün Umut’la birlikte Hakiki Birand adıyla kitaplaştırır.
İyi pazarlar!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
hayri irdal
Yine bilerek yanıltıcı şeyler yazmış. Döşemenin altında "bulunan" ve suç oluşturan tek delil olan CDleri Kemalettin Yakar koymamış. Onun koyduğu kağıt evraklarda suç yok, davayla ilgisiz. Kimsenin bakmayacağı ve bir fetullahçı askerin pekala erişebileceği noktaya o CDler konmuş. Bilgisayar tarihini geriye alma konusunda da Alper Görmüşün zorlama teorisine karşı basit mantık teorisi çarpışıyor. Ve böyle bir geriye alma talimatı ortaya çıkmadığı sürece (bakarsın bir word dosyası daha çıkar)