Hasan CEMAL
Diyarbakır Suriçi’nde sokağa çıkma yasakları 87. gününe girdi. Yaklaşık 200 kişinin bodrumlara sığındığı tahmin ediliyor.
Bir grup aydın, yazar, sanatçı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Mazlumder, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası ve KESK önceki gün, Suriçi’nde yeni ölümler olmaması için ortak çağrı yaptılar.
Bugün köşemi; günlerdir Suriçi’nde bodrumlara sığınan insanların kurtarılması için çaba harcayan Nurcan Baysal’dan aldığım mektuba ayırıyorum. Bu sese kulak verin...
* * *
Şu an Suriçi’ndeyim, size şiddetli bombardıman altında yazıyorum.
Suriçi’nde sokağa çıkma yasağının 86. günündeyiz. Çatışmalar Savaş, Fatihpaşa ve Hasırlı mahallelerinde dar bir alana sıkışmış durumda. İnsanlar, bu üç mahallede parçalı halde bodrumlara sığınmış durumdalar.
Bodrumlara sığınanların aşağı yukarı 150-200 arası insan olduğu tahmin ediliyor. Bu insanların 20-30’unun YDG-H’lı gençler, geri kalanların siviller olduğunu tahmin ediyoruz.
Bu insanların en az 15’i 10 yaşın altındaki küçük çocuklar. Bunlar bodrumla yapılan telefon görüşmelerinde bilgisi alınan çocuklar, ama çocuk sayısı bu rakamların çok üzerinde olmalı.
Ara ara bodrumlara sığınmış bu insanlarla telefon görüşmeleri yapılabiliyor, bir kısmına ben de tanıklık ettim. Tam da size bu mektubu yazdığım sırada Reyhan adlı bir kadınla görüşme yaptık, Reyhan 2 çocukla bodruma sığınmış, çocuklardan biri 10, biri 11 yaşında. Çocuklardan biri kafasından yaralı, havan topu geldiği sırada yaralanmış, diğeri ise kolundan yaralı, ağlıyorlar. Tam biz telefonla görüşme yaparken bulundukları binaya top isabet etti, camları kırıldı, evleri delik deşik etti, Reyhan telefonu kapatarak arka tarafa koşmak durumunda kaldı.
Yaklaşık bir haftadır bodrumlardan bu insanların sağ salim çıkabilmesi için yetkililerle görüşme halindeyiz, ancak henüz somut bir adım atılamadı. Bodrumdaki insanlar çıkmak için güvence istiyorlar, sağ salim çıkabilecekleri konusunda devlete güvenmiyorlar, çünkü önlerinde Cizre örneği var. Bir de tabii eğer kadınlar ve çocuklar çıkarsak, geri kalanları öldürecekler endişesi taşıyorlar.
Biz bu nedenle sokağa çıkma yasağına 24 saatlik bir ara verilmesini yetkililerden talep ettik. Böylece sivil, yaralı herkes çıkabilir, devlet sağ salim bu insanlar çıktıktan sonra suçlu gördüklerini hukuk mekanizmasına teslim edebilir.
Yaklaşık 13 cenaze yerde, hâlâ kaldırılamadı, 1 aydan fazladır yerde olan, çürümeye yüz tutmuş cenazeler var. Böyle bir ara verilirse, cenazeler de yerden kaldırılabilir.
Ancak bu isteğimiz kabul görmedi. Yine bu insanlar bodrumlardan çıkarken alanda bir sivil “gözetim” heyeti olsun talebimiz de maalesef kabul görmedi.
Tüm şehrin ruh hâli bozulmuş durumda. Herkesin yüreği Sur’da atıyor. Bu insanların Cizre’deki gibi katledileceği endişesi taşıyoruz.
Biz Kürtler, çok büyük acılarda “gotin sar bû” deriz, “söz soğudu” demektir. Söz soğuyor, kelimeler gittikçe kendini gömüyor, artık konuşulamayacak, geri dönülemeyecek bir noktaya doğru gidiyoruz. Şehri acı ve öfke kaplamış durumda. Her gün onlarca genç dağa gidiyor, gençler hızla silahlanıyorlar. Gelecek karanlık görünüyor.
Sadece 6 ay önce sokaklarında dolaşıp, kafelerinde oturduğumuz bu mahalleler yerle bir edilmiş durumda. 5 bin yıllık memleketim, onlarca istilaya, savaşa, yıkıma direnmiş, ayakta kalmış bu kadim şehir yerle bir edildi. Çocukluğumun geçtiği sokaklar yok artık. Henüz 6 ay önce dolaştığım sokaklarda, evlatlarımızın cansız bedenleri yerlerde.
Bodrumlardaki bu insanların, çocukların, bebeklerin öldürülmesinin bu ülkeye hiçbir yararı yok, Kürt sorununun çözülmesine, barışa hiçbir yararı yok.
Kürtler yeni bir Cizre’yi kaldıramazlar! Bu insanların katledilmesine izin vermeyelim. Herkesten bu insanların sağ salim o bodrumlardan çıkabilmeleri için seslerini yükseltmelerini bekliyorum. Sesinizi yükseltin, bu insanlık suçuna ortak olmayın!
Doğrusu yazarken şunu fark ettim, hiçbir kelime burada yaşananları anlatmaya yetmiyor.
Nurcan Baysal
25.02.2016, Diyarbakır, Suriçi

Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024