Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanlığı meselesi gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Adaylar netleşene kadar bu konuyu tartışmaya devam edeceğiz anlaşılan. Ancak cumhurbaşkanlığı meselesinde Erdoğan’ın kararı belirleyici olacak, başkalarının düşüncesi değil.
İktidar partisinin bir numaralı cumhurbaşkanı adayı –henüz ilan edilmemiş olsa da- Erdoğan. Başbakan’ın adaylıkta öne çıkması kişisel otoritesinden kaynaklanmıyor, halkın 30 Mart’ta partisine ve kendisine verdiği güvenoyuna dayanıyor. Bu güçlü destek, Erdoğan’a Köşk’e çıkmak için birileriyle “müzakere” etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Elbette bu, parti teşkilatı ve yol arkadaşlarıyla görüş alışverişi yaparak karar almasını yadsımaz.
Erdoğan’ın kritik konularda sağlam bir karar oluşturma mekanizması kurduğu biliniyor. Ciddi meselelerde karar almak için belirli bir zaman sürecini işletiyor. “Ben söyledim, oldu” havasında değil. Araştırmalar, kamuoyu yoklamaları yaptırıyor. Yakın çalışma arkadaşlarının, teşkilatın ve muhataplarının düşüncelerine önem veriyor. Ama etki altında kalmıyor. Dayatmalara ve şantaja ise boyun eğmiyor. Kararlarını sinsi ve kurnazca hazırlanan tuzaklara düşmeden almasını biliyor. Ne oldum delisi değil, egosuna yenilmiyor. Fevri çıkışları olmasına karşın gerçekleri göz ardı etmiyor, doğrulardan taviz vermeye ise asla yanaşmıyor. Öğretilmiş liderlik kalıplarına göre davranmıyor; özgün siyasi deneyimi ona yol gösteriyor. Derin çevrelerde pişirilen, önüne getirilen hazır formüllere itibar etmiyor. Derin güç merkezlerine göz kırpmıyor, seçmen desteğine dayanıyor.
***
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı konusundaki kararını sermaye çevrelerinin, merkez medyanın ve değişik güç merkezlerinin oluşturduğu yapay dengelere göre değil, somut gerçeğe göre verecek. Cumhurbaşkanlığı, eski Türkiye’nin vesayeti koruma merkezi olarak kurgulandı. Cumhurbaşkanı’nın nitelikleri arasında “tarafsız olma” zorunluluğunun şart koşulması, vesayeti koruma kaygısından ileri geliyordu. Yere göğe sığdıramadıkları Süleyman Demirel’in tarafsız olmadığını sanırım hepimiz iyi biliyoruz. Okurlar hatırlayacaktır; Demirel’in çıktığı Çankaya Köşkü, 28 Şubat’a vesayet sistemini sürdürme adına yapılan askeri balans ayarının merkezi durumundaydı. O zaman bu çevrelerden “bu nasıl bir tarafsızlık” diyen yoktu. 2007’de Abdullah Gül’ün Köşk’e çıkması sırasında da aynı fırtına koparıldı; eşi başörtüsü giyen bir siyasiyi Çankaya’ya çıkarmamak için Genelkurmay’ı bile devreye soktular. Muhtıra yayımlattılar. Bugün askerin yerini paralel devlet almış durumda. Cemaat kılığındaki derin devlet, Erdoğan’ı Köşk’e çıkarmamak ve siyasette denklem dışına atmak için 17 Aralık’ta darbe yapmaya kalktı. Sonrasında yaşananlar herkesin malumu. Yarattıkları tsunami, 30 Mart’ta halkın ördüğü dalgakırana çarparak kırıldı. Paralel devlet, geride kalan enerjisini ise Erdoğan’ı Köşk’e çıkarmamak için kullanmaya hazırlanıyor. Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması, paralel devletle mücadeleyi zaafa uğratmayacak, aksine, paralel devlete stratejik bir yenilgi tattıracak. Derin güçlerin sisteme müdahale edebileceği bütün boşluklar giderilecek; cumhurbaşkanlığı yeniden kurgulanarak askeri vesayetten sonra yargı ve polis vesayeti de tarihe karışacak. Başbakan Erdoğan’ın buradaki önemi, vesayetçi güçlere karşı verdiği mücadeleden ileri geliyor. Bu savaşı -kabul edelim ki- neredeyse tek başına ve büyük bir kararlılıkla o verdi, liderlik örneği gösterdi. Bu yüzden Cumhurbaşkanlığı konusunda Erdoğan’ın kararı daha belirleyici olacak, bu savaşı izlemekle yetinenlerin düşüncesi ise sanıldığı kadar önemli değil.
Yazarlar
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019