Mehmet ALTAN
Partner, Türkçede, ‘eş, ortak, takım arkadaşı’ anlamına geliyor...
Önceki gün, 2011 yılının ilk dokuz ayında ihracatın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21,7 artarak 99 milyar 453 milyon dolara ulaştığı açıklandı.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da Orta Vadeli Program’da hedef olarak belirlenen 127 milyar dolarlık ihracat rakamının bu yıl rahatlıkla geçileceğini belirtti.
Açıklamayı görünce ben de ticari partnerimizi merak ettim...
***
Gördüm ki Türkiye’nin bir numaralı ticaret partneri bugün de AB ülkeleri...
Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında ise Almanya ilk sırada, ardından İtalya, İngiltere ve Fransa gelmekte...
***
Öte yandan ihracatımız artıyor ama ithalatımız ondan daha hızlı artıyor... İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 60’ın altında seyrediyor...
Nitekim TBMM Genel Kurulu’nun açılışında yaptığı konuşmasında Türkiye’nin ekonomik sorunlarını bir doktor titizliğiyle sergileyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de:
“Bir dolarlık ihracat yapabilmemiz için 82 sentlik ithalat yapmak durumundayız. Bu hepimizi rahatsız etmesi gereken ciddi bir yapısal sorundur. Dolayısıyla yüksek cari açık vermeden, hızlı büyümeyi gerçekleştirmenin yollarını bulmalıyız” diyordu...
***
Bu yol nedir?
Türkiye’nin ‘kamu maliyesi’ çok başarılı bir şekilde yürütülüyor, birçok AB üyesi ülke çok zorlanırken Türkiye AB’nin Maastrich Kriterleri’ni tutturmuş bulunmakta...
Ama ağır yapısal sorunlarımız da devam ediyor...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül durumu şöyle özetliyor:
“Yüksek oranlı büyümeyi gerçekleştirebilmek için bütün gayretlerimizi toplam faktör verimliliğini arttıracak reformlara yoğunlaştırmalıyız.
Çok tükettiğimiz ancak bir kısmını kısmen ürettiğimiz, bir kısmını da hiç üretmediğimiz hammadde ve ara mallarının yurtiçinde üretilmesi imkânlarını muhakkak sağlamalıyız.”
***
Ama kolay değil...
Gül’ün konuşmasından devam edelim:
“Cumhuriyetimizin 100’üncü kuruluş yılı olan 2023 yılına kadar kesintisiz sürdürülebilecek yüzde 10’luk bir büyüme hızının, fert başına düşen milli gelirimizi AB’nin bugünkü ortalamasının ancak yüzde 80’i seviyesine taşıyacağını gösteriyor. Söz konusu hedeflere ulaşmak için gerçekleştirmek zorunda kaldığımız yüksek büyüme oranları, maalesef kronik cari açık sorunları ve risklerini oluşturuyor.”
***
Tam beş yıl önce bugün, o dönem Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki müzakere sürecini başlatmak için Avrupa’ya uçuyordu, ben de davetlisiydim...
Ama bugün Türkiye’yi kökten değiştirecek AB uyum reformları tamamen durmuş vaziyette, önünde hiçbir engel bulunmayan ‘Rekabet Dosyası’nı bile iki yıldır açmıyoruz...
***
Avrupa Birliği ticari partnerimiz ama ‘siyasal’ partnerimiz değil...
Bu, reform sürecinin ölmesi demek...
Acaba bu durumda 2023 yılına kadar kesintisiz sürdürülebilecek yüzde 10’luk bir büyüme hızını yakalayabilir miyiz?
Yapısal sorunları çözmek için radikal reformlara hız vererek bunu yakalayamaz isek ilk sıradaki partnerimiz AB’yi ticareten de kaybedebiliriz...
Ticareten partner olup, siyaseten soğuk durmak, orta vadede aleyhimize çalışır...
Çünkü müzakere süreci hem ekonomik, hem siyasal birlik anlamına geliyor... Bu da Türkiye’nin çok daha güçlenmesi demek...
Madem AB bir numaralı ticari partner...
O halde biz de oyunu AB’nin ‘takım arkadaşı’ gibi oynamalıyız...
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025