Mehmet ALTAN

Mehmet ALTAN
Mehmet ALTAN
Tüm Yazıları
Basın Tarihi: Palalı hukuk…
11.07.2025
55
Bir ülkedeki hukuksal duruma, kimlerin cezalandırılıp, kimlerin cezalandırılmadığı açısından bakarsanız tabloyu çok net görürsünüz. Sadece bugüne değil… Geçmişe de bakın

Basın Tarihi’nin peşinde koşmak, hem Türkiye’nin kurumsal yapılarını değerlendirmeye imkân veriyor, hem de burada neler yaşandığını bir kere daha hatırlatıyor.

Bir süreç içinde izlediğinizde Türkiye, temel sorunlarını çözemeyen, kendi izine düşmüş, özgürlük ve toplumsal refah üretemeyen bir ülke resmi veriyor.

Gazete haberleri izlemek de bu büyük resmin küçük parçalarına bakmak gibi…

Bütün bunlara baktığınızda, hiç değişmeden karşınıza çıkan en önemli eksik gerçek bir hukuk devletinin yokluğu oluyor.

“Hukuk devleti” diyoruz ama hukuk olmayınca zaten gerçek devlet de olmuyor.

Özetle, sorun derin.

***

Geçmiş Temmuz aylarını bu açıdan anımsamak ve olaylara yakından bakmak da yukardaki tespiti somutlaştırıyor.

Örneğin, Kutlu Adalı, 6 Temmuz 1996 gecesi Lefkoşa’da faili meçhul bir cinayete kurban gitti.

29 yıldır katili ortada yok.

Bulunmasının nasıl engellediği de AİHM Kararı’nda tüm detaylarıyla anlatılıyor. Adalı’yı vuran kurşunların balistik muayenesi bile yapılmamış.

Bu cinayet zamanın karanlığında kayboldu sanılırken dört yıl önce Sedat Peker olayla ilgili çok sarsıcı bilgiler verdi.

Ama yargı bugüne kadar gene hâlâ katili bulup çıkarmadı, cinayeti çözmedi.

***

Dün de 8 Temmuz 2018’de Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde meydana gelen tren kazasının 7. yılıydı. Kazada 25 kişi hayatını kaybetmişti.

Cinayetin failleri bulundu mu? Cezalandırıldı mı?

Hayır.

***

Biz basın Tarihi’nin durduğu yere, 9 Temmuz 2013’e dönelim.

Gezi olayları, 9 Temmuz Tarihli Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde.

Manşetlerden inmeyen Gezi Olayları ile ilgili haberlerin yanında tek sütuna da  “Pala yok sayıldı” diye bir haber var.

Resmi yetkililerle  gazete yönetimleri arasında polemik konusu olan bu haber başka gazetelerde de var.

Ne olup bittiğini Hürriyet Gazetesi’nin ombudsmanının 15 Temmuz tarihli yazısından okuyalım:

Hürriyet’te geçen hafta cevap ve düzeltme konusunda iki örnek yaşandı.

Birincisi, 9 Temmuz tarihli ‘Pala yok sayıldı’ haberiyle ilgiliydi. Haberde, ‘Gezi eylemcilerine ve polise palayla saldıran Sabri Çelebi’nin mahkemeye sevk edildiği evrakta paladan hiç bahsedilmediği ortaya çıktı’ deniliyordu.

Emniyet Genel Müdürlüğü, ertesi gün yaptığı açıklamada bu bilgiyi yalanladı, ‘Ekspertiz raporu ve fezlekede pala tabirinin mevcut olduğunu’ belirtti.”

***

Tekzip sonrası neler olduğunu da sondan geriye doğru izleyelim.

2 Şubat 2024 tarihli gazetelerde bir başlık ve spot yer aldı:

“Gezi’deki ‘palalı saldırgan’ öldürüldü”

“2013 yılındaki Gezi Parkı Direnişi esnasında palayla eylemcilere saldırdığı için ‘palalı saldırgan’ ya da ‘Palalı Sabri’ olarak da bilinen Sabri Çelebi, Beyoğlu Talimhane’de uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü.”

Haberde şöyle bir bölüm de vardı:

Kadınları istismar etmek için ağ kurmak ve yönetmek, kurduğu suç örgütüyle seks amaçlı insan kaçakçılığı yapmak gerekçeleriyle 248 yıla kadar hapis cezası talep edilen Çelebi, altı ay önce beraat etmişti.”

***

Gezi Olayları sırasındaki bu olayla ilgili hukuksal süreç de haberde yer alıyordu:

“Gezi Parkı Direnişi esnasındaki palayla saldırı girişimi nedeniyle aralarında Sabri Çelebi’nin de bulunduğu dört sanık, İstanbul 53. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmıştı.

11 Mayıs 2017’de yapılan karar duruşmasında biri polis memuru dört kişiye karşı ‘silah sayılabilecek kesici aletle kasten yaralama’ suçundan 3 yıl hapse mahkûm edilen Sabri Çelebi, bir kadını zırhla yaraladığı gerekçesiyle de 9 bin TL adli para cezasına çarptırılmıştı.”

***

Ne olmuş?

9 Temmuz 2013’te palayla göstericilere saldırmak, bir kadını yaralamak sıradan bir davanın konusu olmuş.

Dava 4 yıl sürmüş.

Sanık hapis yatmamış.

Ve sonunda 9 bin TL para cezası ödemiş.

***

Bir ülkedeki hukuksal duruma, kimlerin cezalandırılıp, kimlerin cezalandırılmadığı açısından bakarsanız tabloyu çok net görürsünüz.

Sadece bugüne değil… Geçmişe de bakın.

Kimler cezalandırılıyor? Kimler cezalandırılmıyor?

Böyle bakınca ürkütücü bir yerde yaşadığınızı anlayacaksınız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar