Mehmet ALTAN
Epeydir Recep Tayyip Erdoğan, ‘faiz sebep, enflasyon neticedir’ diye ifade ettiği muhteşem teorisini seslendirmiyor.
Acaba neden bu teoriyi epeydir dillendirmiyor, sadece merak etmiyorum, buna üzülüyorum da…
Böylesine emin olduğuna göre keşke ‘faizleri’ zorla indirtse, hatta kaymakamlara yaptığı gibi Merkez Bankası yönetimini çağırıp ‘iktisat teorisini bir yana koyun’ tavsiyesinde bulunsa…
Ne güzel olur.
Daha önce hiç duyulmamış iktisat teorilerinin pratikteki etkilerini görme imkânına kavuşuruz.
***
Acaba bu etkileyici teorisinden, fazla ısrar sonunda doların fiyatı patladığı için mi vazgeçti, yoksa bu teorisine muadil ‘yeni’ buluşları ‘siyaset bilimin’de de yapmakla meşgul olduğu için mi eskisini dillendirmeyi savsaklıyor?
Doğrusu, siyaset bilimindeki ‘güçlerin uyumu’na dayalı ‘Türk tipi anayasa’ teorisini de ben en az ‘faiz-enflasyon teorisi’ kadar değerli hatta biraz daha kıymetli buluyorum.
***
Bakın, Erdoğan bu ‘yeni teorisini’ nasıl ifade ediyor:
“Yargı organlarıyla yasama ve yürütme arasında eskiden beri süre gelen sıkıntıların temelinde mevcut anayasanın, güçlerin uyumunu değil, çatışmasını esas alan anlayışı vardır. Yeni anayasanın ruhu çatışma yerine uyum ve denge, birbirilerini yıpratma yerine birbirlerini destekleme mantığıyla oluşturulduğunda bu sıkıntı kendiliğinden ortadan kalkacaktır.”
Montesquieu’den bu yana anayasa hukukunda görülmemiş, duyulmamış, işitilmemiş hatta Ekvator Ginesi’nde bile akıl edilememiş bir yenilik olabilir bu yaklaşım.
***
Ama sanırım bu çok etkileyici teori girişimlerinden önce sıradan genel bilgilere bakmak da bilinç açısından faydalı olabilir.
Öyle koca koca kitaplar okumaya gerek yok, şu herkesin rahatlıkla ulaşıp bakabileceği Vikipedi’deki ‘kuvvetler ayrılığı’ maddesine de bir göz atılabilir mesela… Neticede iki tık tık yaptın mı madde karşına çıkıyor.
Ben bir iyilik yapıp, bir bölümünü hatırlatabilirim:
“Kuvvetler ayrılığı, devlet organları olan yasama, yürütme ve yargı güçlerinin birbirinden ayrılmış oldukları bir devlet yönetim modelidir. Devletin her biri birbirinden ayrı ve bağımsız güçlerdeki kol ve sorumluluk alanlarına ayrıldığı ve böylece her bir güç ve kolun bir diğeri ile güç ve sorumluluk alanları bakımından bir çatışma yaşamadıkları bu model ilk olarak antik Yunan ve Roma’da geliştirildi. Kuvvetler ayrılığı sistemi; yasama, yürütme ve yargı olarak tanımlanan kuvvetlerin değişik yollardan göreve gelen ve aralarında denetleme ve denge mekanizması bulunan farklı organlara verilmesi olarak tanımlanmıştır. Devletin yasama ve yargı dışındaki faaliyetleri yürütme işlevidir. Yasama kural koymak; genel, sürekli, objektif, kişisel olmayan işlemler yapabilmektir. Yargı; yasama ve yürütme organından ‘bağımsız’ mahkemelerce görevlerin yerine getirilmesini ifade etmektedir. Yargıçların bağımsızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar.”
Erdoğan teorisi tüm bu insanlık birikiminin geldiği noktanın tam tersini ifade ediyor… Üniversitelerin ilgili bölümleri açsından yeni bir maden sayılabilir adeta…
Türk tipi başkanlığın uyum teorisi…
***
Tek endişem var, keşke bu orijinal yaklaşım 17-25 Aralık öncesi daha vurgulu bir şekilde ifade edilseydi…
Şimdi kalkıp, denetim istemeyen ve yargıyı kendine bağlamayı amaçlayan bir ‘teori’ diye karalayabilirler, ne de olsa münafık bunlar…
Hatta bakarsınız, ‘kuvvetler ayrılığını ayak bağı’ olarak gördüğünü söyleyebilir, bu yeni model teoriye yanlış manalar verebilirler.
Hâlbuki Türk modeli başkanlıkta her şeyi ‘tekleştirirken’ güçleri de ‘tekleştirmekten’ daha doğal ne olabilir?
‘Yasama, yürütme, yargı’ uyum içinde tek adama bağlanır… Güçler birliği olur.
Güçleri ayırmaya kalkanların da bacağını ayırır, gücü bir iyice gösteririz.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025