Mehmet ALTAN
24 Temmuz Basın Bayramı’nın ardında, ansiklopedilere yansıyan hâliyle söylersek, “çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren” bir hareket var
2. Meşrutiyet nasıl ilan edildi?
24 Temmuz 1908’de yayınlanan dört satırlık resmî bir bildiriyle… Bildiri, Meşrutiyetin yeniden ilan edildiğini,1876 Anayasasına göre seçimlerin yapılacağını bildiriyordu. Hepsi bu…
O tarihlerde yayınlanmakta olan dört gazete bu gelişmeyi büyük bir heyecanla haber yaptılar.
Gazeteciler 33 yıldan sonra ilk kez kendi aralarında Sirkeci’deki bir lokantanın bahçesinde toplanıp alelacele «Osmanlı Matbuat Cemiyeti»ni kurdular. Bir de daha önemli bir karar aldılar ve sansür memurlarını o gece yayınlanmakta olan dört gazeteye sokmadılar, gazeteler sansürsüz yayınlandı. Artık kendilerini çok özgür, daha da önemlisi güvende hissediyorlardı. Dört satırlık Meşrutiyet ilanı onlara çok iyi gelmişti.
***
Bilmem, farkında mısınız ama 24 Temmuz hâlâ bizde “Basın Bayramı” olarak geçiyor.
Çünkü Cumhuriyet döneminde, sansürün kalkması nedeniyle 24 Temmuz “Basın Bayramı” olarak kutlanmaya başladı.
Habersiz geçse de, geçen yılki 24 Temmuz “Gazeteciler Bayramı” benim açımdan biraz daha belirgin ve ilginçti, Silivri’deydim.
İnsan geçmişi, özellikle basın tarihini yeniden yeniden gözden geçirince ister istemez bir kez daha şu kanaate varıyor:
“Bizde özgürlükler tâlî, baskı aslîdir.”
***
Dört satırlık bir bildiriyle ilan edilen 2. Meşrutiyet bizde “1908 Devrimi” olarak da bilinir.
Evet, devrim olarak.
Nasıl bir devrim, gerçekten uzun uzadıya anlatmaya, derin ve akademik yoruma ihtiyaç yok, çünkü sıradan bir ansiklopedik bilgi bile soruya çok net ve doyurucu bir cevap veriyor :
“Merkezi Selanik'te bulunan 3. Ordu'nun gerçekleştirdiği 1908 Devrimi'ni Selanik'te bulunan İttihat ve Terakki merkez komitesi organize etti.
Bir iddiaya göre ihtilalin, Abdülhamid’in tahta çıkış günü olan 1 Eylül’de yapılması planlanmıştı.
3 Mart 1908’de İngiltere’nin Makedonya sorunu hakkında yayımladığı genelge, yöreye olası bir müdahaleyi engellemek isteyen cemiyet üyesi subayları harekete geçirdi.
3 Temmuz 1908 tarihinde Resne'de Kolağası Resneli Niyazi Bey'in 200 asker ve 200 sivilden oluşan bir çete ile dağa çıkması ile ihtilal fiilen başladı.
II. Abdülhamid'in dağa çıkanlara karşı aldığı tedbirler, subayların genellikle cemiyet üyesi olması nedeniyle işe yaramadı.
Cemiyet’in Manastır merkezi, padişaha, Kânûn-ı Esasî'yi yürürlüğe koymasını ve 26 Temmuz'a kadar Meclis-i Mebûsan'ın açılmasına izin vermesini isteyen bir telgraf çekti.
Eyüp Sabri kumandasındaki Ohri Taburu ile Niyazi Bey komutasındaki Resne taburu 22 Temmuz gecesi Manastır'da birleşti ve Manastır Fevkalâde Kumandanı olarak görevli bulunan Müşir Fevzi Paşa'yı dağa kaldırdılar.
23 Temmuz günü atılan 21 pâre top atışı ile Manastır'da Meşrutiyet yönetimi İttihat ve Terakki tarafından ilan edildi. Durum, Yıldız Sarayı'na telgraflarla bildirildi.
23 Temmuz'u 24 Temmuza bağlayan gece Kânûn-ı Esâsî'nin yürürlüğe konmasına karar verildi ve resmî ilan ertesi sabah gazetelerde yayımlandı. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hareketi, çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren ilk hareket olarak tarihe geçti.”
24 Temmuz Basın Özgürlük Bayramı’nın ardında, tarihin ansiklopedilere yansıyan hâliyle söyler isek; “çetecilik yoluyla yönetimi ele geçiren” bir hareket var.
***
Peki aynı sıradan ansiklopediler 2. Meşrutiyet’ten çok önceki 1789 Fransız Devrimi için ne yazıyor?
Birkaç satır okuyalım:
“Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulması ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanmasıdır.
Avrupa ve Batı dünyası tarihinde bir dönüm noktasıdır. Sosyal bir akımı başlatan en büyük etkendir.
Fransız halkı önceki döneme göre büyük bir evrim geçirmektedir.
Halk bilinçlenmektedir ve sarayın, kralın, seçkinlerin denetiminden çıkmaya başlamıştır.
Şehirlerde yaşayan pek çok burjuva, büyük bir atılım içindedir.
Kitaplar yaygınlaşmakta, aileler çocuklarını üniversitelere göndererek sağlam bir gelecek kurma yolunu tutarak kültürel seviyeyi yükseltmektedir.
Bağımsız yayıncıların çıkardıkları gazete, bildiri ve broşürler, kitlesel bilinçlenmeye yol açmaktadır.
Bu koşullar da toplumsal değişim taleplerinin olgunlaşmasına yol açmıştır.”
***
Osmanlı’da Kolağası Resneli Niyazi Bey'in 200 asker ve 200 sivilden oluşan bir çete ile dağa çıkması 2. Meşrutiyet’e giden yolu açıyor.
Fransa’da ise kalıcı, köklü, tarihsel bir dönüşüm var, o dönüşümün baş aktörü ve öncüsü de burjuva sınıfı.
Bizde ordu içinde örgütlenen askerler, Batı’da sanayi üretimi için kolları sıvayan, teknolojik gelişmeyi pusula edinmiş, katma değer üretmeyi varlık nedeni hâline getirmiş, o zamanın devrimci bir sosyal sınıfı var. Tarih sahnesine yeni çıkan burjuvalar…
Bu toprakların özgürlükler konusunda bir kalıcı “oh” çekememesin nedeni bu fark.
Bu doğum hatasına dönüşen tarihsel fark kapanmadı gitti.
***
İkdam, Sabah, Tercüman ve Saadet.
Geri dönsek ve bu gazetelerdeki haberleri şimdi bir daha okusak.
Büyük bir coşkuyla Meşrutiyet’i ve özgürlüğü öven ateşli yazıları yeniden gözden geçirsek.
Baskı makinelerinin bütün gün çalıştığı,10 paraya satılan İkdam’ın o gün «karaborsa»ya düştüğü ortamın heyecanını gözümüzde canlandırsak.
Ve o korkunç İttihat ve Terakki baskısından bugüne olup biteni soğukkanlılıkla anımsasak.
Kendi izimize düşmüş olmamızın buruk hüznü bizi mânen yakar mı acaba?
***
Neden yol alamıyoruz ?
Çünkü devrimlerin oralardaki oluşum biçimi ile buralardaki oluşum biçimi çok farklı da ondan…
1908 Devrimi ile 1789 Devrimi arasındaki kapanmayan fark hâlâ buralarda karabasanımız.
Başka türlü Silivri’de özgürlük bayramı kutlamak gibi absürd bir durum gerçekleşebilir mi?
***
Ha, şunu da unutmadan ilave edeyim:
Pazartesi günü 3. ölüm yıldönümünde andığımız babam Çetin Altan’ın Beybaba adlı piyesinin mottolarından biri, “Bizim kıyılarda uskumrudan başka bir şey çıkmaz” idi.
İçerde de, dışarda da bu sözü o kadar çok hatırlatıyorum ki…
Belki sarsıcı bir özlemin etkisidir.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025