Mehmet CAN
Sovyetler Birliği'nin dağılması, Doğu Bloku'nun çökmesi, dünyanın siyaseten tek kutuplu bir dünya hâline gelmesini sağlamıştır, kısa dönemde. Kısa dönem diyorum çünkü özellikle Rusya’nın Yeltsin’den sonra devlet başkanı olan Putin ile birlikte Sovyetlerin o şatafatlı günlerine dönmese bile ABD’yi, NATO'yu zorlayacak bir şekilde güçlenmesi, kısmi de olsa dünyanın tekrardan çok kutuplu bir dünya hâline gelmesine sebebiyet vermiştir.
Biz burada, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurgulanan 15-20 yıl gibi bir zaman zarfında, ABD’nin tek başına hareket ettiği dönemden doğru hareket edersek, dünyanın ve özellikle bölgenin günümüzde ne şekilde dizayn edildiğini anlayabiliriz. Çünkü ABD, Sovyetlerin dağılmasından sonra Ortadoğu ve Asya’nın bir bölümüne hızlı bir giriş yaparak askeri müdahalelerde bulunmaya başlamıştır. Bu askeri müdahaleler, ortaya muazzam siyasal boşluklar çıkararak, ABD müdahalesinden önce var olan devlet sistemlerinin, bürokrasilerinin çökmesine neden olmuştur.
Özellikle Afganistan ve Irak devlet sistemlerinin emperyal müdahalelerle çökmesi, bürokrasilerinin dağılması, günümüzde dahi bölgeyi etkileyecek siyasi ve politik sonuçların ortaya çıkmasını beraberinde getirmiş; Ortadoğu’da, bölgenin etkilerini daha uzun yıllar hissedeceği bir kriz ortamının yaşanmasına neden olmuştur. Sovyetlerin Afganistan işgali ile başlayan süreç, ABD’nin başını çektiği Pakistan merkezli cihatçı akımların desteklenmesi, Pakistan’ın Sovyet işgali karşısında karargah olarak kullanılması, Pakistan’da medreselerde yetişen cihatçı gençlerin Afganistan’a geçerek Taliban’ı kurması, ileriki dönemlerde Ortadoğu’yu da içine alacak İslami-selefi radikal hareketlerin büyüyüp genişlemesinin de önünü açacaktır.
İşin tarihçesini başka bir yazıya bırakmak şartıyla, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bu sefer ABD’nin Sovyet’e karşı Pakistan merkezli desteklediği bu selefi, cihatçı radikal hareketlere karşı cephe aldığı, özellikle 11 Eylül saldırısından sonra, bu yapıları terör örgütü ilan edip Ortadoğu’ya ve Afganistan’a müdahalesini bunlar üzerinden meşrulaştırdığı yeni bir döneminde içine giriyoruz. Bu yeni dönem, Ortadoğu ve Afganistan’a fiziksel işgalin başladığı bir durum aynı zamanda. 2. Dünya Savaşı ile bölgeyi fiziksel olarak terk eden, askerlerini çeken Batılı güçler, 1990’ların başındaki 1. Körfez Müdahalesi ve bu tarihten 10 yıl sonra gerçekleşen 11 Eylül saldırılarından sonra tekrardan bölgeye girmeye başlamıştır askeri ve fiziksel olarak.
Ortadoğu’ya, Afganistan’a bu şekilde bir giriş, yerleşik devlet kurumlarının çökmesini beraberinde getirerek bürokrasilerinin de çökmesine neden olmuştur. Özellikle Irak’ta ABD’nin müdahalesi ile birlikte bir gecede Baas Partisi'ne bağlı devlet yöneticileri, polisleri, askerleri işsiz kalmış, kendilerini sokakta bulmuşlardır. Bu durum Irak’ta mevcut krizin daha da büyümesine neden olmuştur. El Kaide ortaya çıkan bu siyasal boşluk ve kriz ortamından kendi çıkarı doğrultusunda yararlanarak, Ürdünlü Zerkavi'nin öncülüğünde Irak El Kaide'sini oluşturmuştur. Irak El Kaidesi daha sonra eski Baas Partisi üyeleri ile ittifak yaparak IŞİD’e dönüşmüş, evrilmiştir. Dolayısıyla Irak’ın dağılan bürokrasisi, Afganistan’ın dağılan bürokrasisi ve devlet sistemi, ortaya muazzam bir otorite boşluğu çıkararak sürecin IŞİD’e evrilmesinin zeminini döşemiştir.
Ortadoğu’da kısacası devlet sistemleri tek tek çözülüp çökerken yerine istenilen düzeyde bir siyasal sistem konulamamıştır. IŞİD ve diğer radikal örgütler, bu çöküşü kendi lehlerine çevirmeyi bilerek, kendileri ile birlikte bölgede yeni bir dönemin başlamasının da startını vermişlerdir. Bu yeni durum kaos, terör, vahşet ve daha fazla kanın aktığı yeni bir dönemdir. Dolayısıyla iç dinamiklerden, bölgenin yerel halklarından gelen bir iktidar değişimi, gerçek bir değişimin önünü açacaktır ancak. Bunun dışında, dış dinamiklerin müdahalesi ile gelen değişim, ancak işgal ve talan olur. Günümüzde bir kez daha görülmüştür ki bölgede dış müdahaleler ile gerçekleşmiş olan sözde değişimler, eski diktatörlerin yerine yenilerini getirmiş, bölgedeki krizin daha bir derinleşmesine neden olmuştur.
Ortadoğu’da devlet sistemleri çöktü… Henüz halkları kucaklayan, kapsayıcı olan; hiçbir inancı, ideolojiyi, ırkı, milleti, mezhebi dışarıda bırakmayan yeni bir siyasal sistem kurulamadı. Yaşam, yeniyi var etmek üzerine inşa edilecekse, işe eskiyi reddetmek ile başlayabiliriz… Halkların sınıfsal bir temelde; devlet sistemlerini, rejimlerini çökertmeleri, kendi çıkarları doğrultusunda sönmeye hazır devlet sistemlerini kurması ve Ortadoğu devriminin sürekli bir hâl alıp diğer bölgeleri de kapsayacak şekilde genişlemesi, Ortadoğu ve onun şahsında eşitlik temeline dayanan, barışın ve özgürleşmenin gerçek anlamda tesis edileceği bir dünyanın da önünü açacaktır.
Unutulmamalıdır ki Ortadoğu; kapitalist, eşitsiz bileşik gelişimin en zayıf halkası, çelişkilerin gerek ulusal gerek ise sınıfsal anlamda en fazla düze çıktığı bir bölgedir!
Yazarlar
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2018
4.02.2017
13.10.2017
15.09.2017
1.02.2017
2.02.2017
18.07.2017
3.02.2017
10.06.2017
4.02.2017