Mehmet TIRAŞ
Kocaeli Çağdaş Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni değerli arkadaşım gazeteci Sadun Çetin ile bir telefon sohbetimizde yaşadığımız kentin sorunları üzerine sohbet ederken, sağ olsun benden şehrin sorunları üzerine bir yazı yazmamı istedi.
Ben ülkenin genel sorunları haline gelen ve Kocaeli ’ide de, bizi artarak hırpalamaya devam eden hukuksuzluktan, hayat pahalılığından, işsizlikten ve yoksulluktan bahsetmeyeceğim.
Sadece kentin toplu taşıma sorunlarına kısa değinip, Kocaeli’nin önlenmez “Plansız Göç Alma”, sorunu üzerinde durup, yerel yönetimleri aşan, Merkezi çözüm bekleyen sorunları büyüteç altına almak daha önemli gözüküyor.
Madem Kocaeli özelinde konuşuyoruz onları vurgulamalıyız; örneğin toplu taşımacılık günden güne büyük bir sıkıntı haline gelmeye başladı…
Otobüs ,dolmuş,tranvay ve vapur bilet fiyatları biz sabit gelirlilerinin her daim belini bükse de, akaryakıta yapılan zamlar karşısında makul zamlar olduğunu mecburen kabul ediyoruz.
Siyasal iktidarın halkı kasten fakirleştiren uygulamaların bizim kentimize taşımasının doğal sonucu oluyor
Toplu taşımacılıkta belediyenin otobüs hizmetleri düzeni ama otobüs sayısı çok yetersiz.
Özel halk otobüslerine gelince, başta hijyen olmak üzere çok bakımsız olduğunu, hareket halindeyken otobüslerin çok gürültü yaptığını, otobüslerin hiç birinde sıcak havalarda klimalarının çalışmadığını belirtelim.
Ancak esas problem Trafik..
.
Kocaeli’de karayolu toplu taşımacılığı tıkanmış durumda…
5-6 kilometrelik yolu en az 35-40 dakikada varabiliyorsunuz. Toplu taşımada trafik ve zaman sorunu okullar açılınca daha da ağırlaşıyor ve hayat çekilmez bir duruma geliyor.
Toplu taşımacılığın tramvay,metro gibi raylı sisteme ve deniz yoluna ağırlık vermeden trafik sorununu Kocaeli’de,tümden çözmek mümkün gözükmüyor.
Ben 46 yıldır Kocaeli’de yaşıyorum…
30 yıldır da bu ülkede yazarlık yapan, piyasada 7 kitabı bulunan,15 yıldır da internet ortamında, bir haber sitesinde haftada bir yazı yazan biri olarak;Kocaeli’nin önlenemez olan en önemli sorunu olarak ise,ardı arkası kesilmeyen göç sorununu görmekteyim.
Plansız “Göç Sorunu” sadece bizim kentimizin değil,ülkenin de en önemli toplumsal sorunlarından biri…
Ne var ki Kocaeli bu temel sorundan en fazla etkilen illerin başında gelmekte…
Tespitimi iki kentin milletvekili sayıları üzerinden kıyaslayarak somutlaştırayım:
“1977 yılında yapılan genel seçimlerde Yozgat’tan 6,Kocaeli’nden 5 milletvekili seçiliyordu…
Şimdi sıkı durun.!
2023 yılına geldiğimizde iki kentin göç alması o kadar farklılılaştı ki,seçilen milletvekili sayıları tahminlerimizin ötesinde değişti..
Yozgat 4 milletvekiline düşerken,Kocaeli 14 milletvekiline çıktı.”
Kocaeli’nin ne kadar göç aldığını gösteren en çarpıcı örneklerden biri bu…
Kentlerin aldığı göç nedeniyle değişen milletvekili sayılarından nüfus hareketlerini inceleyince,ilignç ve çarpıcı sonuçlara rastlıyorsunuz.
Örneğin…
2023 yılında yapılan genel seçimlerde ilk defa İstanbul’un milletvekili sayısı artmadı.
İstanbul’un artık göç almadığını,hatta az da olsa göç verdiğine tanık olduk.
Ülke genelinde milletvekili sayısı artan iki ilden biri Sakarya, diğeri de Kocaeli oldu.
Kocaeli şuan 2 milyon 130 bin nüfusla ülkenin 10’cu büyük şehri durumunda…
Son 35 yılda ülke genelinde 40 milyon insanın yer değiştirdiğini TÜİK rakamları gösteriyor.
Ülke nüfusunun yüzde 80’nin kentlerde, yüzde 20’sinin ise kırsal kesimlerde yaşadığını resmi rakamlardan öğreniyoruz.
Plansız göç sorunu ülkede toplumsal bir sorun haline gelmiş durumda.
Birde buna ülkede sayıları 10 milyonla ifade edilen mülteci sorunu eklenince, kentlerde,işsizlik ve barınma gibi sorunlar daha da ağırlaşmaya başladı.
Kocaeli’den yola çıkarak göç sorunu ülke de; “ivedi olarak siyasi çözüm bekleyen partiler üstü bir sorun olduğunun altını çizelim.”
Her bir kişinin kente taşınması o şehirde ;” iş,aş,eğitim,yol,su,elektrik ve konut sorununu artırıyor.”
-Büyük şehirler olmak üzere belediyeler kentin etrafında olan ekilebilir tarım arazilerini, imara açmamalı ve kentin yetebildiği kadar sebzesini meyvesini bu arazilerden karşılamalı.
-Bugün 30 büyük şehirden kaçında ekilebilir arazisi imara kapatılmış ve sebze ve meyvesini etrafındaki ekilebilir araziden temin edebiliyor?
Göç nasıl durdurulacak, var olan kentlerde plansız göçün yarattığı toplumsal sorunlar nasıl çözülecek, buna odaklanmalıyız?
İnsanları doğduğu yerde doyuramazsanız,yetiştirdikleri ve ektikleri para etmiyor ve karınlarını doyurmuyorsa, göçü önleyemezsiniz.
7 kilo buğday satıp bir litre mazot alan bir buğday üreticisine buğday ektiremezsiniz.
Bu hayvancılıkla uğraşan,sebze ve meyve yetiştirilenler için de geçerli.
İşin en tehlikesi hayvancılık,tarım,sebze ve meyve yetiştiricileri yaptıkları işi bıraktığında, bir daha bu insanlar geri dönmüyor, dönseler bile çocukları bu işi yapmıyor ve kentlere taşınıyorlar.
Şuan köylerde ortalama 50 yaşın altında insan yaşamıyor.
Gıda sektöründe yaşadığımız süt ve et ürünlerindeki fiyatlarının el yakması, tarım ve hayvancılıkta üretimin durma noktasına gelmesi ve ithalatın getirdiği sonuçlar, bunu fazlası ile göstermiyor mu?
Göç sorunu olmak üzere toplumsal sorunları çözmek için,ülkenin acil demokratik radikal reformlara ihtiyacı var.
Türkiye “Merkeziyetçilikten”, “Âdemi Merkeziyetçiliğe”,yani yerinden yönetime geçmeli.
Hatırlanırsa doksanlı yıllarda dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal yerel yönetimleri tartışmaya açmış; Büyük şehirler statüsünü hayata geçirmiş,İstanbul’un ise üç ile ayrılmasını gündeme getirmişti.
Hatta bazı siyasiler ise eyalet sistemi bile tartışılmalı diyordu.
Daha sonra Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapan Süleyman Demirel daha ileri taşıyarak artık; ”Türkiye Ankara’dan yönetilemez” duruma gelmiştir diye sistemden yakınıyordu.
Yine dönemin İstanbul Büyükşehir belediye başkanı ve bugün ülkenin tepe noktasında tek adam olan partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan;yerel yönetimler konusunda radikal önerilerde bulunuyor ve demokratik reformlardan bahsediyordu...
Erdoğan,Valiler,kaymakamlar ve il Emniyet müdürlerinin seçimle göreve gelmesini isterken,ben seçimle göreve gelmiş bir Belediye başkanıyım ama Vali’den izin almadan il dışına bile çıkamıyorum, böyle bir saçmalık mı olur diyordu, haklı olarak.
Erdoğan iktidara geldikten sonra bu söylediklerini unuttu ve geleneksel siyasetin fabrika ayarlarına döndü.
Ama artık…
Valiler,Kaymakamlar ve emniyet müdürleri iktidar partilerininim birer partili elemanı gibi çalışıyorlar,haklarını teslim edelim istisnalarda yok değil.
Yerel yönetimlerde reform kaçınılmaz artık, belediyeler kentin su, kanalizasyon ve çöpünden sorumlu olan değil, eğitiminden, sağlığa ve işsizliğe kadar tüm sorunlardan yetkili ve muhatabı olan, yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var.
İnternet çağında şehirlerde kimse muhtarlıktan bir belge almaya gitmiyor ve “e-devlet” üzerinden öğreniyor ve çözüyor.
Kentlerde sayıları 50 binle ifade edilen mahalle muhtarlıkları kaldırılmalı.
Yerini mahalle bazında seçilecek olan belediye meclis üyeleri almalı ve mahallede olan muhtarlık binaları, belediye meclis üyelerinin ortak kullanma ofis olmalı ve her ay veya iki ayda bir, mahallenin sorunları üzerine, mahalle sakinleriyle toplantılar yapmalı ve sorunları tartışılmalı ve Belediye ye taşımalı.
Yalnız Büyük şehir statüsüyle mahalle olan köylerde dahil, köylerdeki muhtarlık statüsü korunmalı, şuan buna ihtiyaç var gibi gözüküyor.
Yazımızı sonlandırmadan tekrar hatırlatalım, “Kocaeli’nin en yakıcı sorunu plansız göç almasıdır.”
Çözüm, üyesi olmak istediğimiz ve 50 yıldır kapısını çaldığımız,AB’liği standartlarında bir merkezi ve yerel yönetim reformuna acilen ihtiyacımız var.
Batı standartlarında bir demokrasiye geçmedikçe, gerçek özgürlüğün sahibi olan insanları çözüm sürecine katmadıkça:
”Olayları ve sorunları nedenleriyle değil sonuçlarıyla tartışır, bir arpa boyu yol alamaz ve havanda su dövmeye devam ederiz.”
Ülkenin göç sorununu Kocaeli üzerinden resmetmeye çalıştım.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025