Mehmet TIRAŞ
Günlük kullandığımız sözcükleri bizden önce yaşayanların kullandığı sözlerle karşılaştırdığımızda yaşamın ne kadar değişken olduğunu far kederiz.
Tabi birde çağ değişimlerinde kullandığımız teknolojiyle kıyaslamamız yaşamın rengini ve farkını ortaya koyduğu gibi tartışmalara da, başka bir zenginlik katar.
Ayakkabının icat edilmediği dönemlerde insanlar yaşamlarını özetleyen bir deyim gibi bir sözle açıklarlarmış;güneş çarığı sıkar çarıkta ayağı,diye..
Başka bir söz daha vardır benim beğendim atalara ait olduğu söylenir ama Köroğluna ait olduğu iddia edilir:’delikli demir çıktı mertlik bozuldu’ sözü de silahın cesurluğu devre dışı bıraktığını anlatır bu söz.
Ayna olmadan önce insanlar saçlarının siyah mı-beyaz mı tartışmalarını yapar ama birbirlerine kanıtlayamadıkları zaman derlermiş ki;berberin önüne oturunca görürsün saçın siyah mı-beyaz mı,olduğunu.
Aynayı ilk defa kocasının cebinde gören kadın ayna da kendini görünce, komşusuna kocasının kendisini bir kadınla aldattığını, aldattığı kadının da;çok çirkin olduğunu, gül gibi bir kadının üstüne bu yapılır mı, diye de ağlamış.
İnsanoğlu tarih boyunca en çok zaman kavramını çok önemsemiştir,sanayi devrimi ortaya çıkmadığı dönemlerde; ben de hatırlarım harmanın üzerine kar yağardı.Tarım işleri o kadar ağırdı ki;her şey insan ve hayvan gücüyle yapılıyordu.
Mevsimine göre hasatını kaldıran aile çok nadir olurdu,mutlaka mevsimlerden birisine yakalanır,yakalayan da hava muhalefeti olur ve hayallerini yok ederdi.İnsan oğlu hava raporunu da bilmiyordu günlük veya haftalık olarak nasıl geçeceğini.
İnsanoğlu doğanın sırrını çözdükçe ona göre de düşünce ve teknoloji icat edip zamanı iyi değerlendirip daha rahat bir hayatı elde etmiştir.Feodal dönemde yüz dönümlük bir araziyi ekip biçme 7-8 ayını alıyordu, şimdi yüz dönümlük bir araziyi ekip biçmenin aldığı toplam süre on saat bile, değil.
Günah işleyenler ortaya çıkmasaydı bizler hala ağaç kovuklarında,mağaralarda yaşıyor,ateşin etrafında ısınıp,çam çırasıyla da gecemizi aydınlatmaya çalışacaktık.
Hepimiz geçmişimizdeki yaşadığımız çileli günleri bizden sonra daha iyi bir hayat verdiğimiz çocuklarımıza hep koz olarak öne sürmüşüzdür.Siz,neler gördüğünüz,bizler neler yaşadık.Çocuklarına yaşadığı fakirlik ve yoksulluk yaşamını her defa dile getiren bir babaya kızı;baba, yaşadığın hayatı ben ve kardeşim mi yaşattı ki,her ortamda dile getiriyorsun,der.
Fakat her insan yaşadığı çağının eseri çevresinin de ürünü olduğunu hatırlarız ama bir türlü kabullenmekte de zorlanırız.
İnsan oğlu zamanı kısalttıkça heyecanı da artıyor ve zamanı önemsemeyenlerle karşılaşınca da; ilkel adam,çağın gerisinde kalmış dünyadan bi habersiz gibi sözlerle kendini teselli ediyor.
Bu çağın vaaz geçilmezi olarak hepimizin hayatına sirayet eden kuşkusuz cep telefonudur,bu çok fonksiyonlu teknoloji, o kadar çok yönlü ki;telefon görüşmesinin dışında,saat,kalem-kağıt,pusula,hesap makinesi,bilgisayar, radyo,fotoğraf makinesi ve kamera gibi hiç bir şey taşımanıza gerek yok hepsini içinde taşıyor.Ama bu kadar mükemmel düzeydeki bu cihaz aynı zamanda özel hayat,diye de bir şey kalmıyor burası da kabul edilir bir durum değil.Özel hayat deyince de akla aşk ve cinsellik geliyor.
Tabi bu çağın aşklarında geçmişe göre duygu değişikliği yok ama teknolojinin nimetleriyle inanmayacağınız olumlu ve olumsuz sürprizlerle de dolu bir dönemi de,yaşatmıyor diyemeyiz.
İnternet üzerinden tanışarak yapılan çetleşmelerle yaşanan sanal aşkların gerçeğe dönüşmesi ve hayallerinizin alt-üst olmasından tutunda; rüyanızda görseniz inanmayacağınız duygularınızı uçuran aşklarda yaşatıyor.Kız istemenin,aile tanımanın da bir gün bir anlamı olmadığını yakında tartışırsak şaşırmayalım.
Aşkın hazını ve inceliğini teknolojiyle öğrenemezsiniz,toprakta yetişmeyenin bitki olmadığı gibi.
Aşkın beden dilini,sinyalini ve psikolojisini okuyamazsanız hayatın inceliğini kavrayamazsınız.
Yazıya topuğunda diken çıkarttırmak isteyen kadının fıkra gibi öyküsüyle sonlandıralım.
Tarlada birlikte çalıştığı adama kadın cilve yapar ama adam hiç oralı olmaz, kadında şeytanın aklına gelemeyecek bir yöntem dener aşk duygularını ve cinselliğini yaşamak için..
Kadın, adama topuğuma diken battı şunu bir çıkart,der..Adam kadının topuğuna eğilince, kadın derki;bacağımı yukarı kaldır da öyle bak daha iyi görürsün,adam kadının dediğini yapar,destek için diğer bacağımı da yanına tut daha iyi çıkartırsın dikeni,der ve tam bir aşk pozisyonuna gelir,kadın.
”Adam kadının diğer bacağını da kaldırır hiçbir şey göremiyorum”,der, kadına!..
Kadın,adamın şafağına katır gibi bir tekme vurur adam sırtüstü uzanınca bağırır; “ben ne yaptım sana”,diye?
“Ulan geri zekalı hala topuğumda diken arıyorsun, benim pozisyonumu hiç fark etmiyor musun abdal; işaretten anlamıyorsun onu geçtim,bir kadın nasıl Düzülür bunu damı bilmiyorsun” der.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025