Mehmet TIRAŞ
30 mart 2014 yerel seçimleri nasıl geçti diye ileride bir çocuk soru sorarsa bir gün, her halde aklı başında bir kişi cevap verirken yutkunacak ve bazı yerlerini bipleyecektir başka türlü nasıl anlatırsınız.
Yaşı gereği beş altı seçim görmüş her deneyimli vatandaş, ülkesinde böyle bir seçim sürecini hatırlaması mümkün değil.Geçmiş seçimlerde çatışmalar, gerginlikler yaşadık, yasaklarla karşılaştık ama hakaret ,iftira ve küfre rastlamamıştık bunları bize Erdoğan yaşattı.
Seçimlerde liderler arasında gergin tartışmalar salvolar yapılırdı ama hiç birisi hakkını teslim edelim,hakaret,iftira ve küfür gibi böylesi hiç olmamıştır.
Başbakan Erdoğan’ın gezi olayları ve 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra başlattığı hakaret,iftira ve gerginlikten beslenen bir toplumsal dil kullanarak, adeta seçimi seçim olmaktan çıkartıp bir savaşa gider dil kullanmaya başladı.
Çay içmeye uğradığım bir çay ocağında bir grup emeklilerden oluşan,kış mevsiminde havanın güzelliğinden faydalanıp çay ocağının dışına çıkmış, küçük bir sehpanın etrafında plastik taburelerle oturmuş aralarında,seçim sürecinin tartışıyorlardı, bende arkam dönük çayımı yudumlarken kulak misafiri oldum konuşmalara.
Bir tanesi şöyle diyordu: kendini önce tanıtarak Bingöllü olduğunu söylüyordu, ben milli eğitimden emekliyim seçim süreçlerini hep yakından takip ettim, keskin sola da keskin sağa da oy vermedim hep merkez sağ veya sol partilere oy verdim,Erbakan’ı hiç sevmedim ama Erdoğan kadar siyasette seviyeyi düşüren insanlara hakaret eden,iftira atan,mezhepçi ve dinci,toplumu ayrıştıran bir devlet adamını hiç görmedim..Dinci ve mezhepçi demesi dikkatimi çekti emekli memurun söylemesi, bende yazılarımda çok vurgulamışımdır,Erdoğan’ın dinci ve mezhepçi olduğunu.
Emekli memur, boşuna dememiş atalarımız ‘gelen gideni aratır’ diye,en nefret ettiğimiz siyasetçiye rahmet okuttu Erdoğan.Kaybetmeden kıymetini bilmeyi öğrenemedik,Allah Erdoğan gibi terbiye yoksunu bir siyasetçiyi başımıza göndertmeseydi değerli olanları nasıl fark edecektik.
Bunları konuşan emekli devlet memurunu herkes itiraz etmeden dinliyor ve onaylıyorlardı,sözünün kesilmediğinden ve sözlerinin itibar gördüğünü anlayan memur kendisini seçim kürsüsünden hissedercesine devam ediyordu;bu nasıl bir ahlak diye Erdoğan’ı kastediyor hiç Demirel’den Ecevit’ten,Türkeş’ten,Erbakan’dan,Özal’dan Mesut Yılmaz’dan,Çiller’den hatta darbeci Kenan Evren’den hiç böyle rakiplerine hakaret ve iftira atan bir söz duyduk mu,ben duymadım.
Muhalefete hain,dış güçlerin uşağı,PKK ile görüşüyorsun diyenlere,görüşen de görüştü diyen de şerefsiz, alçak namussuz gibi kavgada söylenmeyecek sözlerle karşılık veriyor;dış politikasını eleştirenlere de vatan hainleri,diyerek meydanlarda yuhalattırıyor diyerek, konuşmasına devam ediyordu..
Bu konuşmalara canlı tanık olduktan sonra çay ocağından ayrılıp,eve gelip yazı yazmak için bilgisayarın başına oturunca başbakan rakipleri için ne demiş diye kısa bir internette turladım,geçmişte yazdığım yazılara baktım.
Aman Allahım ne dememiş ki Erdoğan rakipleri için,bu sözleri seçimle iş başına gelmiş bir devlet adamı değil de, sanki darbeyle yönetime el koymuş, muhaliflerini düşman gören tam bir diktatörlerin dilini çağrıştırıyor.
Hiçbir siyasi rakibini ayırt etmeksizin 2011 yılından yani ustalık döneminden başlayarak, tüm muhalif olanlara,sivil toplum örgütlerine,iş çevresine,muhalif yazarlara, gazetecilere ve muhalif olan her birey nasibini almış, Başbakanın bu ahlaksız terbiye yoksunu sözlerinden.
Bu sözleri yazıya almayı düşündüm ama sonra vaaz geçtim, yukarıda bir emekli memurun hatırlatmalarını yeterli diye girmedim.. insanlar başbakanın bu sözlerini her gün en az 15 televizyon kanalında hem de canlı olarak ekranlarında dinliyor, birde benim köşemden okurlarımın asabını bozmaya hakkım yok diye düşündüm,gerçekten bu ahlaksız sözleri insan yazarken bile çok geriliyor.
30 Mart yerel seçimlerine damgasını vuran 17 Aralık “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” oldu.
Başbakanın kimyasını Gezi olaylarından sonra 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu iyice bozdu, ama ne bozma, Başbakan her önüne gelen hakaret ve iftira atmayı yaşam biçimi seçti.
Seçim meydanlarını Erdoğan tam bir küfür pazarına dönüştürdü.
Bu operasyon olmasaydı seçimlerde ne konuşulacaktı gerçekten çok merak ediyoruz,yerel yönetimlerin yetkileri ve kentlerde yaşayan inananların sorunları konusunda bir düşünce ve projeler etrafında geçerimiydi,tartışmalar!.
İlk önce parti içi demokrasinin işlemesi gerekiyor ve bütün adaylar ön seçimle belirlenmeli.
Bunların başlaması için ilk önce AB standartlarında bir demokratik anayasaya ihtiyaç var.
Yerel seçimlerde belediye başkanlığında yüzde 51 barajı uygulanmalı.
İlk tur seçiminde yüzde 51 oy alan belediye başkanı olmalı..Yüzde 51 bulunmadığında en fazla oy alan iki aday arasında ikinci tur seçimi yapılmalı.
Yine Belediye meclis üyeleri formülü mutlaka mahalle bazında temsil edilmeli,muhtarlar belediye meclis toplantılarının birer üyesi sayılmalı,oy kullanma hakkı verilmeli.
Yine önemli olduğunu düşündüğümüz ama merkezi yapıdan memnun olanların asabının bozulduğu, adem-i merkeziyetçiliğin hayata geçmesi için, valiler ve kaymakamlar seçimle iş başına gelmeli,seçimle de görevleri sonlandırılmalı.Atanmışların değil de seçilmişlerin yönettiği bir döneme geçmeliyiz.
Bizde bunların tartışıldığı ciddi bir televizyon programlarını gördünüz mü?
Yok.
Ülkenin başbakanın muhaliflerine hakaret,iftira,yasaklar,tehdit ve toplumu geren,öteleyen ayrıştırıcı dilinden bunlara zaman kalmıyor ki!.
12 yıldır yönettiği devlete çete diyen,yargının görevini yapmasını kendisine yapılmış darbe gören bir başbakan,dünyanın neresinde görülmüş?
Yargıyı kendisine bağlayan,harcamalarını denetlettirmeyen,hırsızlığı ve suçu yargı da değil de sandıkta aklanmaya çalışan bir siyasetçi gördünüz mü hiç?
İşte biz bunları yaşayarak bir seçim dönemini daha kapatacağız iki gün sonra ama seçimden sonra ne olur ,gerçekten kimse bir şey kestiremiyor.Yargısı olmayan bir devletle toplum nasıl yönetilir?
Gidişat hayra alamet değil,bizleri toplum olarak çok zor günler bekliyor.
Savaş tam tamcılarının sesleri gelmeye başladı bile.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025