Mehmet TIRAŞ
Din, her türlü olumsuzluğu ve kötülüğü önlüyorsa Erdoğan ve bakanlar kurulu başkanı Ahmet Davutoğlu’na göre;o zaman şu soruyu sormadan geçemeyiz,niye hırsızlık ve yolsuzluk yapanları etkilemiyor?
Din, bütün dertlere deva ise, AKP’nin 12 yıllık iktidarında 14 bin işçi ölmüş bu iş cinayetlerine sebep olanlara neden etkisi omuyor?
İnançlı insanlar her şeyi din üzerinden yorumlayan ve yol gösterenler bu dünyayla ile ahireti farklı anlatırlar.Bundan da doğal bir şey olamaz ama o kadar dini öne alırlarki,anlattıkları dinin içinde sadece kendi dini, mezhebleri ve çıkarları vardır, başka dinler ve mezhepler ve çıkarlar yozlaşmadır onlara göre.
Eski bir imam hatip çıkışlı ve marksist biri olarak yirmi beş yıllık fabriakada işçilik hayatımda,farklı tarikatlara mensup arkadaşlarla çok yönlü tartışmalamalarımzı olurdu ,din,sosyoloji,teknoloji ve insana bakış, insanın kutsallığı konusunda saatlerce tartışmalar yapardık..
Az da olsa dini yönden kendini yetiştirmiş arkadaşlar vardı ama insanı ikinci plana atan, dini öne alan bir anlayış hakimdi bu arkadaşlarda bugünde aynen devam ediyor.
Hepsi ahirete yönelik konuşur ama iş paraya ve karşı tarafın hakkına hukukuna gelince mutlaka bunu kendi çıkarlarına uyarlarlar;tabi çoğunluk olmaları kendilerinin doğru yaptıklarına inandırmanın telaşı içinde hareket ederlerdi.
Aslında doğru söylermiyorlardı ama farklı düşünce,inanç ve mezhep gündeme geldi mi karşı tarafı etkisiz hale getirmek için çoğunluk sayılarını haklılık olarak gösterirlerdi.
Bana hoş görüyle yaklaşırlardı çünkü ben Sünni bir aileden geldiğim için solculuğumu çok önemsemezlerdi ama alevi ve esmer arkadaşlara aynı hoş görüyü göstermezledi, onların inancını ve sosyal yaşantılarını çok aşağıladıkları olurdu.
Dindar geçinen arkadaşların en çok çuvalladıkları soru; neden Tanrı dört kitap göndermiş diye sorulduğunda,herkesin bir işi çıkar kaçmanın yollarını ararlardı.Namus ve ahlak anlayışları da hep kadın üstünden di.
Dünya ahiretin tarlası herkes bu dünyaya sınanmaya geldi mal-mülk ve inanç boyutunda derlerdi..
Ben de ‘dünya ahiretin tarlası ama tatlıdır parası’ diye mizahi bir karşılık verdiğim de hemen savyunmaya geçerler, gerçekle yüzleşmekten çok kendilerini haklı çıkartmanın yollarına girerlerdi,tıpkı bugün Erdoğan’ın yaptığı gibi.
Yani Erdoğan bugün din,mezhep ve baş örtüsününden yola çıkarak, din eğitimini,başörtüsünü sık sık gündeme getiriyor ve adım atıyorsa;kendine muhalif olanları ve kendi gibi yaşamayanların, sosyal hayatını din üstünden zapturap altına almaya çalışması, çoğunluk algısından ileri geliyor.
Nedense dünyanın gündemiyle bizim gündemimiz bir türlü örtüşmez.
Elbette birebir dünyanın gündemiyle örtüşecek değil ama bu kadar da uçlarda dolaşılmaz ki.
Bizim bölgemizde hem de bin 250 km kara sınırımız olan iki ülke de yıllardır süren iç savaş var ve ülkeye bir buçuk milyon mülteci gelmiş ve gelmeye de devam ediyor; buna yoğunlaşmamız gerekirken,tam tersi bir yönde dünya gündemiyle örtüşmeyen yolda ilerliyoruz.. İç sorunlarımızdan dolayı,dünyanın gündemi Orta Doğuyla yatıp kalkerken biz bize bernzeriz misali,başörtü ve din eğitimine takılı kaldık,gündemin buraya takılı kalması da bilinçli olarak Erdoğan’ın taktiği.
Orta doğu da süren savaş, kartların yeniden karıldığı ve sınırların yeniden çizildiği bir süreçten geçiyor.
Orta öğretime giden 9 yaşındaki kız çocukları isterlerse baş örtüsü takabilirler özgürlüğü oluyor da;nedense aynı yaşta olan çocukların ana dilde eğitim talebi bölücülük,rüştüne ermiş üniversiteli kız ve erkeğin aynı evde kalması ahlkasızlık olarak Erdoğan’da karşılık buluyor.
Erdoğan,AİHM mahkemesini zorunlu din dersini herkese mecbur tutamazsın kararı üzerine; evlere şenlik yüryüzüne ülke itibarını sıkınıya sokan, kendini de mizahlaştıracak bir çıkışla bu karara karşı çıktı.
Neymiş; fiziği,matemetiği ve kimyayı niye zorla veriyorsunuz diye sormuyorlar, demesin mi?
İnsanın inanası gelmiyor ama maalesef aynen;fiziği,matematiğ ve kimya derslerini niye kimse sorgulamıyor diyerek aynen böyle söyledi.
Aynı Erdoğan partisini Cumhuriyet baş savcısı anayasa mahkemesine kapatma davası açtığında,AİHM kararlarını ve Avrupa İnsan Hahları Sözleşmesini(AİHS) iç hukukun ve anaysanın üstündedir diyordu, 16 Haziran 2008 yılında.
Şimdi de AİHM kararlarını tanımamaya kalkıyor değerlerimiz ve inançlarımıza ters diye.
Neymiş efendim, din eğitimi verilmeseymiş gençler uyuşturucuya,alkole ve kumara yönelirmiş, bu kötü alışkanlıkları din eğitimi önlüyormuş..
Allah korkusu herşeyin önüne geçiyormuş.
Bakanlar kurulu başkanı Ahmet Davutoğlu;imam hatip liseleri, bizde çıkacak olan IŞİD gibi terör örgütlerin önünü kesti,diye basına açıklamalarda bulunuyor.
Din, bütün kötülkükleri ve ahlaksızlıkların ilacıysa, Erdoğan ve Bakanlar kurulu başkanının dediğine göre;o zaman hırsızlık ve yolsuzluk korkusu bu inanançlı insanlara niye tesir etmiyor?
Erdoğan, din üzerinde bu kadar durur da;DİB’nı geri kalır mı,hırsızlık çok günahmış ama manevi hırsızlık ondan daha fazla günahmış diyor,cemaati kastederek..Diyanet işler başakanının bu açıklaması Erdoğan’ın dini yönden konuşmalarını zenginleşitrmek için yapıyor, yoksa dinle söylediklerinin bir alakası yok.
17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluğunu ortaya çıkarttı hem de belgeleriyle,milyonlarca evde ayakkabı kutularındaki dolarları,para sayma makinelerini;Erdoğan’ın evdeki milyon eroları sıfırladın mı oğlum,iddialarını dinle ortadan nasıl kaldıracaksınız,bunu yargı mı karar verecek,ahirete mi havale edeceksiniz?
Maşallah hırsızlık ve yolsuzlukla suçlananlar,kamu ihaleleriyle zengin olan havuz medyasına milyon dolarlar akıtmak için sıraya girenlerin hepsi dilinden duayı eksik etmiyor ama deveyi de hamutuyla yutuyorlar.
Anayasayı yok sayarak, yargıya darbe yaparak, yolsuzlukların ve hırsızlığın üstünü geçici olarak örtebilirsiniz ama inançlı veya inançsız olmanız sizi kurtaramaz;küreselleşen dünyanın geldiği internet çağında bunların hepsi karşınıza bir gün er geç çıkacak, yargıdan aklanmadığınız sürece..
Din ve ideolojik düşünceleri evrensel hukukun ipine bağlamayan ve yargıyla denetlenemeyen toplumlar yolsuzlukları ve hırsızlığı önleyemez, para adamı kafi küf dağının arkasına savurur.
Dünya ahiretin tarlası diyorsunuz ama ortadaki yolsuzluk ve rüşvet iddiası ayyuka çıkmış.
İşte DİB’nını bile para üzerine Erdoğan’ın yanında yer alarak, hırsızlığı, manevi hırsızlıktan daha fazla günah diye paralel devlet tartışmalarına katıldı.
Para,mevki ve iktidar hırsının insanları nasıl savurduğunun manzarası bunlar.
Sen, neye kadir değilsin para..
Cennetin de cehenneminde,dünyanın da anahtarı sensin.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları













































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025