Mehmet TIRAŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aniden bakanlar kuruluna başkanlık edeceğim demesinin altında yatan yüce divan yolunu kesmekten başka bir şey olmadığı gün ağardıkça ortaya çıkmaya başladı. Yani yüce divan oylamasının sonucuyla..
Gün ağardıkça dememizin nedeni; Cumhurbaşkanları olağanüstü bir durum olmadan Bakanlar kurulana başkalık etmemişler siyasi tarihimize baktığımızda.
Hatırlanırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi danışmanı Milletvekili Binali Yıldırım,Erdoğan’ın Bakanlar Kurulunu 5 Ocak 2015 Tarihinde Ak Saray’da toplayacağını açıklamış; BaşbakanDavutoğlu’da şuan böyle bir şey yok demişti.
Çekirdekten yetişmiş kurt siyasetçi Erdoğan siyasi havayı koklamasını bildi ve bu toplantının tarihini 5 Ocak’tan 19 Ocak 2015 Tarihine uzattı..
Erdoğan,neden 5 Ocak değil de 19 Ocak’ta toplantı yaptığını yüce divan oylamasının sonucu göstermiyor mu?
Bu süreçte Başbakan Davutoğlu’nun dört eski bakanla bir görüşme yaptığı ve kendilerinden yüce divana gitmeyi, kendiniz isteyin talep etmiş.
Yolsuzluk ve rüşvetle suçlanan eski bakanlar Başbakanın bu talebini kabul etmemişler.
Eski bakanlar aralarında karar verip Zafer Çağlayan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi için görevlendirmişler.
Zafer Çağlayan Erdoğan’a biz yüce divana gidersek, bu davanınoğlu Bilal’e kadar uzanacak demesi ile; Erdoğan’ın yüce divan yolunu kesmek için bakanlar kurulu toplantısına başkanlık edecek toplantı tarihini değiştirmeye zorladığı ortaya çıkıyor.
19 Ocak Bakanlar kurulunda Erdoğan’ın yüce divan konusunu masaya yatırdığı ve ciddiye alınması konusunda talimat verdiği iddialar arasında.
Erdoğan’da Davutoğlu’nun yüce divanda bakanların yargılanmasından yana olmasından, büyük rahatsızlık yarattığı; bir de Davutoğlu’na benden habersiz bu parti de hiçbir şey yapamazsın mesajı verdiği iddiaları var.
Kabine üyeleri aracılığıyla milletvekillerini markaja alınması konusunda taktik ver strateji belirlediği, meclis kulislerinde AKP’e grubunda bu konuların konuşulduğu yaygın bir görüş.
Bu oylamada yasa gereği partiler grup kararı alması mümkün değildi, milletvekilleri özgüriradeleriyle oy kullanacak olmaları endişeleri daha da artırdı.
Grup kararının olmaması Erdoğan’ı ürkütmüş olmalı ki;oylama sonucu da bunu gösteriyor, AKP grubundan 40 milletvekilinin fire vermesi surda gedik açsa da ,Erdoğan’ın zamanlaması yerinde.
Eğer Erdoğan devreye girmemiş olsaydı, dört eski bakandan Erdoğan Bayraktar’ın dışında diğer üç bakanın yüce divan yolu kesin gibiydi.
Şunu rahatça söyleyebiliriz; AKP’den 40 milletvekilinin yolsuzluğun olduğuna dair oy kullanması bir kararı ortaya çıkartmıştır; o da 17/25 Aralığın bir darbe değil, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olduğunu parlamento tescillemiş oldu.
20 Ocak Yüce divan oylamasının sonucu Ahmet Davutoğlu’nun emanetçi olduğu ve Haziran’da yapılacak genel seçimden sonra AKP’e iktidarda kalsa da;kesin gider gibi gözüküyor. Üç dönem yasağı olmasaydı AKP’nin başına Mehmet Ali Şahin gelecekti. Şahin gelemediğine göre en güçlü aday olarak Yalçın Akdoğan gözüküyor.
Neden böyle bir Davutoğlu analizine ihtiyaç duyduk; çünkü Davutoğlu akademisyen kökenli olduğu için,partiyede hakim değil kadrosu da yok. Partiyi fiilen imzasız Erdoğan yönetiyor, kimler milletvekili olacağı şöyle dursun, il ve ilçe teşkilatlarının başına kimin geleceğini bile Erdoğan belirliyor.
Erdoğan’ın sıksık konuşma yapması da bundan ileri geliyor, partinin bir lidersiz olduğunu Erdoğan adı gibi biliyor.
Davutoğlu il ve ilçe başkanları iki yılda bir mal beyanında bulunacaklar dedi..Erdoğan anında partiye adam bulamazsınız diye Davutoğlu’nun söylediklerini bertaraf etti.
Davutoğlu birey olarak siyasi vizyonu da yok,anlamsız bağırmaları ve efelenmeleriyle ile Erdoğan’ı taklit ediyor,çıkarttığı sesle gövdesi bütünleşmiyor ve komik birresim çıkıyor ortaya.
Yüce divan oylamasının sonucunu Erdoğan ile Davutoğlu’nun yorumlarında bir benzerlik gördünüz mü?Yok.Siyah beyaz kadar farklıydı.
20 Ocak’ta yapılan yüce divan oylaması AKP’e içinde ciddi bir çatlağın yanında,lider boşluğunu da ortaya çıkartırken, seçim saddına girince milletvekili aday belirlemesinde, bu daha da derinleşecekgibi gözüküyor.
Yazıyı AKP’e genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in yüce divan oylamasının sonucuna yönelik yorumuna, bir de soru sorarak bitirelim.
Mehmet Ali Şahin kendilerine yakın yandaş bir televizyon kanalında sorulan bir soruya; AKP’de kırka yakın milletvekilinin fire vermesini şöyle yanıtlıyor:”bir bakan 700 bin liralık saat takamaz kardeşim, asgari ücretin daha yeni bin TL olduğu ülkede siyasi olarak etik değil,bir başka bakanın bakara makara demesini, bundan dolayı arkadaşlarımız onaylamamıştır” diye yanıtlıyor.
Mehmet Ali Şahin bu yorumunu yüce divan oylamasından önce niye açıklamamış, bunu da sorsaydı ya ,tetikçi sözde gazeteci.
Şahin’in bu söyledikleri doğru ama eksik;bir bakan 700 bin liralık saat takamaz da; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaçak Ak Saray’da bin liralık bardakla su içmesi, siyasi olarak etik mi? Bir Asgari ücretlinin maaşı 947 TL,kaçak Aksaray’da su içilen bir bardak bin TL!.
Şahin bu sorunun cevabını da herhalde siyaseti bırakınca verir.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025