Mehmet TIRAŞ
7 Haziran seçim sonuçlarıyla başlayıp 1 Kasım seçimleriyle zirve yapan Güney Doğu’da devlet;HDP’nin güçlü olduğu bazı ilçeleri abluka altına almış günlerce sokağa çıkma yasağı getirerek, asayişi sağlamak adına bir savaş başlatmış durumda;askeri darbelerde olmayan, savaşlarda bile rastlanmayan bir şekilde devlet abluka altına aldığı ilçelerde, yaşayan halkı aç-susuz bırakarak,temel ihtiyaçlarından mahrum ederek terbiye etmeye çalışarak bir halka vahşet uyguluyor.
Bu ilçelerde özel timin kurşunlarıyla 132 sivilin öldürüldüğünü rapor ediyordu İnsan Hakları Derneği ve Mazlumder’in raporları. Asker ve polis baskısı hız kesmeden sürüyor, abluka altında olan ilçelerden çevre il ve ilçelere toplu göç başlamış, bölge milletvekilleri bu ilçelere sokulmuyor, bölge halkı ise diken üstünde büyük bir tedirginlik yaşarken,garip olan ülkenin batısı da seyrediyor.Bu yöreden doksanlı yıllarda olduğu gibi göç batıya değil de, yine o bölge içinde kalması ve bölgeyi terk etmemesi dikkat çekici bir durum!.
Bu savaş görüntüleri ve uygulamalardan çıkarttığımız ilerisi için bir karamsarlık tablosu çizmek anlamında söylemediğimiz gibi, felaket tellallığı da yapmıyoruz, bölge halkının zalim devletten bir kopuşu yaşanıyor.
Toplumu kucaklamak isteyen, vatandaşının can ve mal güvenliğinden sorumlu olan demokratik hukuk devletinde olmayacak, bir insanlık dramı yaşanıyor sokağa çıkma yasağı ilan edilen ilçelerde.
Devletin güvenlik politikası adı altında bölgedeki uygulamaları, bir daha bu bölgeye gelmeyecek ve uğramayacak işgal kuvvetleri gibi vahşet işlemesi de,bunu doğrulamıyor mu?
Bölgeyi ziyaret eden olayları yerinden takip eden HDP ve CHP Milletvekillerinin gözlemleri ve raporları bunu teyit ediyor.
Bölge insanlarında,devletten kopuş olayını açık bir şekilde dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcı İstanbul milletvekili eski insan hakları savunucusu avukat Sezgin Tanrıkulu: ”bölgede devletten ciddi bir kopuş yaşanıyor,diyerek iktidarı uyarıyordu.”
Bölgedeki halka yapılan vahşeti yerinden takip edip ve önlemek için giden milletvekilleri, o ilçelere sokulmuyor hatta güvenlik güçlerinin şiddetine maruz kalıyor, hem de hastanede müşaade altında tutulacak kadar. Dokunulmazlığı olan Milletvekiline böyle davranan bir güvenlik güçlerinin sivil halka nasıl davranacağını siz düşünün.
Bölgede yaşanan çatışmalı ortamı ortadan kaldırmak için HDP ve CHP milletvekilleri,TBMM’ne araştırma komisyonu kurulmasını öneriyorlar, fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun emanetçisi Başbakan Davutoğlu bir tek terörist kalmayana kadar operasyonlar sürecek diyerek, CHP ve HDP’nin önerilerini AKP’liler çoğunluk sayısıyla reddediliyor.
Beyaz Torosların yerini alan kendilerini de ‘Eseddullah’(Allah’ın aslanları) olarak tanıtan kar maskeli Özel Timler,beyaz Torosları aratan yargısız infazlar yapıyorlar.
Kendilerini “Eseddullah” olarak tanıtan Özel Timlerin Cizre’de ve Silvan’da Kürtlerin evlerinin kapısına ve duvarlarına yazdıkları yazılara bir göz atalım, nasıl bir katliam işlediklerini duvarlara ve kapılara yazılan yazılar ele veriyor.
İşte Esedullahçıların yazdıkları yazılardan:”Esedullah burda”,Devlet geldi”,”Türksen Övün değilsen itaat et”,”Kızlar geldik derininize ineceğiz”,”ne mutlu Türküm diyene”,”Türkün gücünü göreceksiniz”,”Kanımız aksa da zafer islamındır” gibi, ayrıca bir partiye ait olan ‘üç hilallerin’ duvarlara çizilmesi var.Şırnak’ta çatışmada ölen bir PKK’lının cesedini zırhlı araca boynundan ip bağlayarak sürükleyen de,Varto’da PKK’lı bir genç kızın cesedini soyarak sokağa atanların da bu Esedullahçılar olduğu tartışılmaz bir vaka.
Bölge de asayişi sağlamaya giden kar maskelilerden oluşan sayıları yüze yakın olan, bir operasyon dönüşü bir ilçe emniyetinin önünde, havaya bir dakikaya yakın mermi sıktılar ve ardından da tek bir getirerek tamamladılar.Attıkları sloğan IŞİD’in sloğanıydı idi,ya Allah bismillah, Allah’u Ekber gibi.Bu zihniyetle Kürtleri tahrik ederek ve katliam yaparak,burada yaşayan insanları yerinden yurdundan göçe zorlayarak, bölgeye huzur mu getireceğinizi sanıyorsunuz?
Devletin,Cizre’de,Silvan’da,Nusaybin’de uygulamalarını ve ortaya çıkan manzaraları seyrederken birden gözümün önüne; Yugoslavya dağıldıktan sonra Sırp askerlerinin Bosna’da halka yaptığı katliamın görüntüleri ve izleri canlandı.
İnsanlık suçu işleyenlerin yaptıkları cezasız kalmaz,şu da iyi bilinmeli ki özgürlük mücadelesi veren halkları da hiçbir güç yolundan çeviremez.
Eğer devlet aklı devreye girer; bölgedeki bizi de içine saran Suriye iç savaşından bir ders çıkartılmazsa şu kaçınılmaz görünüyor;Türkiye Cumhuriyetinin Güney doğudaki güvenlik ve asayiş adı altında yaptığı insanlık dışı uygulamaları cezasız kalırsa,devlet bir daha o bölgeye giremez, Kürtlerde devletle köprüleri atar.
PKK,devletin Kürtler karşı uyguladığı politikalarının sonucu, 29.isyan olarak ortaya çıkmış, bunu Genelkurmay belgelerinden okuyoruz. Kürtlerin içinden doğmuş devletin diliyle savaş veren iki buçuk milyon insanın Abdullah Öcalan ’benim siyasi iradem dediği’ bir kitlenin üzerine oturan bir örgüttür PKK.PKK’nın böyle bir gücü olmasaydı Oslo’dan İmrallı-Kandil üçgeninde Dolmabahçe mutabakatına uzanan bir barış görüşmesini devlet yapar mıydı?
PKK ile masaya oturan devlet neden,TKPML,THKPC ve Dev-Sol gibi silahlı sol örgütlerle niye görüşmedi?Tabanı olmadığı için.
Zülfi Livaneli’nin köşesinde okumuştum Vatan gazetesinde yazdığı süreçte:”eğer devlet Kürt sorununu çözemezse, bir gün BirleşmişMilletlerinin mavi bereli askerini, Türkiye’nin belli bir sınırına dikerlerse “ kimse şaşırmasın diyordu.
Demirel,doksanlı yılların ortasında Güney doğuda PKK ile güvenlik güçlerinin zirve yaptığı çatışmalı süreçte, başbakan iken şöyle demişti: “bir halkı yanınıza almadan sorunları çözemezsiniz.”
O halkta belli,Kürtler.
Kürt sorunu siyasi bir sorundur;Kürt sorunu Türkiye’nin de sınırlarını aşıp bölgesel bir sorundan da çıkıp, evrensel bir soruna dönüşmüş; Kürtler Orta Doğu’da IŞİD’e karşı karadan savaşan en etkili bir güç olarak ABD ve Batının güvenilir tek müttefiki konumundadır.
Ya Kürtlerin demokratik eşit vatandaşlık haklarını vererek barışçı bir ortamı yaratırız, ya da Kürtler kendi yollarını belirler.
Artık Küreselleşen dünyada egemenlik safsatasına sığınarak,toplumun asayişini sağlayacağız diyerek bir halkı günlerce ev hapsinde tutamazsınız; ‘İnsan Hakları’ bir ülkenin içişleri sorunu olmaktan çıkmış ve tüm insanlığın ortak sorunu haline gelmiştir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları














































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025