Melih ALTINOK
Kılıçdaroğlu’nu hep birlikte tedavi etmeliyiz
25.05.2016
1377
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun ve kurmaylarının ağzından haftalardır küfür ve mide bulandıran ifadelerden başka bir şey çıkmıyor. Bugünlerde gözde kelimeleriyse "kan!"
Kılıçdaroğlu'nun bu belaltı tarzının başarısızlığından kaynaklanan duygusal bir patlama değil siyasetin asgari diyalog zeminini ortadan kaldırmayı hedefleyen sistematik bir plan olduğunu düşünüyorum.
Kılıçdaroğlu "istediğini" katıldığı her şehit cenazesinde yumurtalarla ve yuhalamalarla alıyor. Bereket vatandaş sağduyulu, adaplı ama anlaşılan onun istediği daha fazlası. Zira dünkü grup toplantısında da yine mide bulandırıcı kan retoriğine sarıldı.
İktidar partisinin programında ilan ettiği meşru bir hedefini parlamentonun onayıyla yaşama geçirme olasılığına karşı kan dökme tehditleri savurdu.
Bu esnada grupta kendisini dinleyenler de Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eden Erdoğan'a Kılıçdaroğlu'nun bile anlayabileceği bir dille küfrediyorlardı. CHP Genel Başkanı ise, ev sahipliğinde gerçekleşen, en hafif tabirle terbiyesizlik karşısında gülümsemekle yetindi.
Yazık, hakikaten yazık! Ne siyasetin ne de asgari ahlak ve insanlığın kaldırabileceği bu tablodan medet uman Kılıçdaroğlu'na kimse "istediğini" vermemeli.
Siyasi temsilcilerine küfür edilen AK Partililer de; eğrisiyle doğrusuyla bir geleneği temsil eden partilerinin adı bizzat oy verdikleri Genel Başkan tarafından yerlere düşürülmüş CHP'liler de...
Zira tedavisinin ilk aşaması bu.
Kılıçdaroğlu, o koltuktan kalkınca kocaman bir hiç olduğunu anlamalı. Anlamalı ki, milyonlarca seçmenden ülkenin gerçek sorunlarıyla ilgilenmek ve iktidar olmak için aldığı krediyi, partisinin kurduğu Cumhuriyet'te demokrasiyi dinamitlemek için kullanmayı usulca terk etmeli.
Evet Kılıçdaroğlu artık bir Türkiye problemidir.
***
CAN'IN PUSULASI ARTIK AYAR TUTMUYOR
BM Dünya İnsani Zirvesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirildi. Dev bir organizasyondu. Türkiye'nin öncülüğünde 60'a yakın devlet ve hükümet başkanının katılımıyla başta Suriye olmak üzere insan yardım alanındaki sorunlara çözüm arandı.
Zirveye Daniel Craig'den Sean Penn'e kadar pek çok ünlü isim de destek verdi. Bu prestijli zirve tüm dünya basınında geniş yer bulurken, ev sahibi ülkede çıkan Cumhuriyet gazetesinin manşeti gelecek nesillere bile yetecek kadar ibretlikti: "AB'den hızla uzaklaşıyorsunuz!"
İlahi...
***
UYUM VE İCRAAT KABİNESİ
Binali Yıldırım Başbakanlığı'ndaki 65. Hükümet kuruldu. Kabine'de ciddi değişiklik yok. Kabine'ye siyasi açıdan baktığımızda, partideki eğilimler ve tabandaki tüm Cemaatler de dahil siyasi dengelerin gözetildiği açık.
Kabine'de ekonomi yönetimine de uluslararası piyasalarla dengeleri koruyacak şekilde ağırlık verildi. Bunun yanı sıra Ulaştırma, Enerji ve Sağlık bakanlıkları gibi Ak Parti'nin alametifarikası sayılacak alanlara başarılı icracı isimler atandı.
Piyasalar da bu tabloyu anında satın aldı. Dolar düşerken, borsa yükseldi. İş çevreleri yaptıkları açıklamalarla memnuniyetlerini belirttiler.
Nihayet! Zira nefes nefese bir yarışta koşan Türkiye'nin daha fazla duraklama şansı yok. Bir an önce kaldığı yerden koşmaya devam etmeli.
Bölgesel politikalarda tekrar etkili ve güçlü bir aktör konumuna yükselerek içeride refah ve huzur bekleyen kitleleri tatmin etmeli.
Yorum Yap
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yorumlar (1)
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Eger o toplantida darbe delili olacak bir soz duydu ise, Mahcupyanin suc duyurusunda bulunmasi gerekir, diyorsunuz. Mahkemede delil olarak kabul edilmez, bir kisinin soyledigi bir cumle. Kaldi ki gercekten darbeyi ima eden bir soz soylendiyse bile, ispat da edilemez baska sahit yoksa. Yani Mahcupyanin yaptigi dedikodudan baska bir sey degil. Ote yandan cemaatin de ozelestiri yapmasi gerekir. Kavga baslayana kadar AK Parti ile birlikte hareket etti cemaat. Bu yolsuzliklari da kavga basladiktan sonra ifsa etti. Madem bu kadar dogrucusunuz, neden bunca zaman yolsuzluklara ses cikarmadiniz? Bir de cemaatin Kurt Sorununda milliyetci bir gorusu oldugu ve bu insan haklari sorununu vicdani bir sekilde cozmeye niyetli olmadigi gercegi var. AK Parti ile olmaz tamam da cemaatle de bu ulke bir yere varamaz.