Eser KARAKAŞ

Siyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP
15.06.2025
85
Yasallığı ve kamu yararı içerdiği kuşkulu rantların üretimi ve selektif dağıtımı konusunda müdahalenin etkinliği ancak kurumsal, yasal düzenlemeler yapmaktan, örneğin kamu alımları piyasasını küresel rekabete açmaktan geçiyor

Türkiye’nin en önemli sorunlarının en başlarında siyasetin finansmanı konusu gelir ama bu yaşamsal önemine rağmen gerektiği kadar konuşulmaz, çünkü siyasetin finansmanının çarpıklıkları, beraberinde ürettiği sıkıntılı alanlar yaklaşık tüm siyasi partiler, tüm siyasiler tarafından ortaklaşa paylaşılan alanlardır, meşhur lafı biraz değiştirerek yazıyorum, “tencere dibin kara, seninki benden, benimki senden kara”.

Teoride siyaset, alternatif siyasi hareketlerin alternatif kamu hizmetleri miktar ve kompozisyonu önerilerini yarıştırmalarıdır, liberal demokratlar başka, muhafazakâr sağ başka, liberal sağ başka, sosyalistler ve diğerleri başka alternatif kamu hizmetleri önerirler, sandıkta (demokrasi) en çok rağbet gören alternatif kazanır ve önerdiği kamu hizmetleri sepetini üretir.

Ancak, bazı ülkelerde bu işler tam da böyle çalışmıyor, bunun nedenine bu yazıda girmeyeceğim, alternatif kamu hizmetleri demeti önerisi sadece bir siyasi maske olarak kalıyor, birileri sosyal demokrat maske (söylem), başkası muhafazakâr sağ maske (söylem) ile bir diğeri de milliyetçi maske (söylem) ile  seçmenin önüne çıkıyorlar, bu maske (söylem) tercihini de çok büyük ölçüde verili bir konjonktürde seçmenin maske (söylem) talebinin yapısı belirliyor.

Peki, bu maskelerin (söylemlerin) altında yatan temel müşevvik, motivasyon nedir?

Kanımca, örneğin bizim ülkemizde, bu temel motivasyon merkezi ve mahalli düzeyde kamu rantlarının oluşum ve bölüşüm süreçlerinin musluk başına geçebilme müşevviği, motivasyonudur.

Kamu rantları da en genelinde ikiye ayrılabilir, kaçınılmaz, yasal ve yararlı rantlar, örneğin bir kentin hava kirlilik düzeyini iyi yönetişimle aşağı çekerseniz, o kent nüfus çeker, emlak fiyatları artar, herkes bundan yararlanabilir, yasaldır, olumludur, yararlıdır (kamu yararı).

Bir de kaçınılabilir, yasallığı çok tartışmalı, kamu yararı içermeyen rant üretme ve bölüştürme mekanizmaları var, siyaseti fena halde kirleten rantlar da bu son kategori rantlar ama selektif dağıtılabildikleri için maalesef siyasi partilerin kaçamadıkları rantların önemli bir bölümü bu tür rantlardır.

Yukarıda belirttiğim yasallıkları kuşkulu, kamu yararı değil kamu zararı içeren rantlarla mücadele etmek gerekiyor ama mücadele yöntemi ve mücadelenin etkinliği çok belirleyici bu işlerde.

Bizim ülkemizde siyasi sınıfın tümü bu mücadele yönteminde çok da samimiyet içermeyen bir biçimde ahlakı, dürüstlüğü öne çekiyor, özellikle muhalefette iseniz örneğin kamu alımları yolsuzlukları konusunda “biz iktidara gelirsek (yani Türkçesi musluğun başına biz geçersek) yöneticilerimiz, karar alıcılarımız çok daha dürüst davranacaklar ve kamu alımlarında yolsuzlukları sıfırlayacağız” söylemini benimsiyorlar ve esas sorun da burada çıkıyor çünkü yolsuzluklarla mücadelede ahlaki tavır çok sorunlu bir alan, matematik ölçütü pek yok ve zaten de ahlaki tavrın ortak payda olması şart.

Peki etkin mücadele nasıl olmalı?

Yasallığı ve kamu yararı içerdiği kuşkulu rantların üretimi ve selektif dağıtımı konusunda müdahalenin etkinliği ancak kurumsal, yasal düzenlemeler yapmaktan, örneğin kamu alımları piyasasını küresel rekabete açmaktan geçiyor.

AKP’nin ismi ilk başlarda AK Parti olarak geçiyordu ama kamu ihale kanunu ile oynamaya başlayıp AB müzakere sürecinde kamu alımları dosyasını müzakere açmaktan kaçınarak zaman içinde tekrar AKP oldu ve kanımca parti de telafisi olamayacak bir biçimde kirlendi ve hatta meşru siyasi ömrünü noktaladı.

Somut bir örnek vermek gerekir ise AB Komisyonunun kamu alımları konusunda 14 sayılı bir direktifi (yönerge) mevcut, AKP bu direktifi bizim hukuk sistemimize aynen adopte edebilse idi (adapte etmek değil asla) bugün bambaşka, çok daha temiz bir ülke olabilirdi ama yazının başında belirttiğim gibi AKP de muhafazakâr sağ maskesi ve söylemi ile kamu rantlarına el koyma güdüsüne teslim oldu.

Ama, yukarıda belirttiğim gibi, bu iş tüm siyasi hareketler için geçerli, bu rantlar hem merkezde hem de yerelde üretiliyorlar.

2019 yerel seçimlerinde CHP İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerini kazandıktan sonra, Türkiye’de yükselirken de bazı şeyleri çok eksik yapmasa idi Türkiye bugün yine başka bir Türkiye olabilirdi.

Mesela, CHP genel merkezi 2019 seçimlerinden sonra kazandıkları tüm belediyelere bir genelge gönderip açacakları kamu ihalelerinde Kanunun 21/b ve 22. Maddelerini asla kullanmamalarını, tüm ihalelerin açık, rekabetçi olmalarını, MUTLAKA naklen yayınlanmasını istese idi bugün yaşananların çok önemli bir bölümünü yaşamıyor olabilirdik; ama olmadı, olamıyor maalesef.

Evet, yasanın 21/b maddesi illaki o anda gerekiyor ise, ki çok ender çıkacaktır bu durum, bu ihale Genel Merkezin denetimi altında, naklen yayınlanarak ve gerekçesi topluma açık açık anlatılarak yapılmalı, bu durum yerel yönetimler üzerinde parti yönetiminin tasallutu olarak da değil, çözüm aramanın bir yöntemi olarak görülmeli.

AKP kamu alımları yolsuzlukları konusunda artık doktorun “ne yerse yesin” dediği aşamaya geldi, bu nedenden onlara bir öneri götürmek dahi anlamsız.

Bundan bir süre önce, işler bu noktaya gelmemiş idi, yönetimde olmayan ama önemli bir CHP’li arkadaşıma “Özgür Özel kazandıkları tüm belediyelere bir yazı gönderse, Kamu İhale Yasasının 21/b maddesini kullanmalarını istese nasıl olur?” diye yazdım, o arkadaşım da bana “ne Özgür ne de başka bir başkan belediyelerden bunu isteyemez” diye yanıt verdi, çok haklı idi ama aynı ölçüde de can sıkıcı.

Arkadaşım bir adım daha ileri gider ve acaba “21/b’yi yasaklarsak siyaset yapacak adam, belediye başkan adayı bulamayız” der mi diye korktum ama Allahtan demedi.

Ancak, Erdoğan, malum, bunu da söylemiş idi, “siyasi ahlak yasası çıkarsa ilçe başkanı bulamayız” demişti…

Şunu unutmayalım, yolsuzluklarla mücadele bir ahlak konusu değildir, yasal düzenlemelerle önlem alma konusudur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar