Yıldıray OĞUR
2010’lara kadar Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri askeri vesayetti. Dört kere darbe yaparak doğrudan iktidarları deviren askerler, aralarda ise sık sık bildiriler yayınlayarak , uyarılarda bulunarak, isimsiz açıklamalarla manşet olarak siyasete müdahale ederlerdi.
Harp okullarının mezuniyet törenleri askerlerin o sırada zorunlu olarak hazır bulunan siyasilerin gözünün içine bakarak siyasi mesajlar verdikleri kriz anlarıydı.
Paşalar fırsat buldukça içinde bolca şeriat, bölücülük, hainler, laiklik, Atatürk ve çağdaşlık geçen ezberlenmiş nutuklar atmayı çok severdi.
Nihayet bu çağdışı devir kapandı.
2010’lardaki sivilleşme adımları ama özellikle 15 Temmuz darbesinden sonra artık konuşan paşa kalmadı.
Hatta Genelkurmay Başkanı’nın adının bilinmediği liberal ütopya gerçek oldu. Bu Türkiye’yi otomatik olarak demokratikleştirmedi, o kısımda liberaller yanıldı.
Ama siyasete müdahale eden ve sürekli siyasi çıkışlar yapan paşaların “Eski Türkiye”sini özleyen Celal Şengör dışında herhalde kimse yoktur.
Uzun yıllar sonra bugünlerde Türkiye’nin yeniden çok konuşan bir paşası oldu.
Her ne kadar asker olmasa da rütbesi Korgeneral.
Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Korgeneral Prof. Dr. Erhan Afyoncu.
“Rektör ve tarihçi işte neden konuşmasın” diyenler herhalde Milli Savunma Üniversitesi’nin tam olarak ne olduğunun farkında değiller.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminden 15 gün sonra aralarında Harp Akademileri, Kara
Deniz, Hava Harp Okulu, Kuleli, Maltepe, Işıklar gibi ünlü liselerin de olduğu bütün askeri okullar kapatıldı.
Yerine Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Milli Savunma Üniversitesi kuruldu.
Kara, Deniz ve Hava Harp Okulları ve lisans üstü bütün eğitimler Maslak’taki eski Harp Akademileri binalarındaki bu üniversiteye bağlı.
Türkiye’deki tüm askeri okulların başına da 2016 yılında bir sivil atandı: Tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu. Ekim 2016’da da Afyoncu’ya korgeneral rütbesi verildi.
Erhan Afyoncu Tarih Öğretmenliği mezunu bir tarihçi. Bütün akademik kariyeri Marmara Üniversitesi’nde geçmiş, Türkiye sınırlarının hiç dışına çıkmamış.
Türkiye onu Habertürk’ün ünlü tarih programı Tarihin Arka Odası ile tanıdı.
Tarih bilimine yaklaşımını ya da isyanını “Ben tarihçi adamım, tarihçi adam milliyetçi olur” özdeyişi yeterince anlatıyor.
Fikirlerini kamuoyuna ifade etmek konusunda istekli ve tecrübeli de bir isim. Afyoncu, uzun yıllar köşe yazarlığı da yaptı.
En uzun süreli olanı 2008’den 2014’e kadar Bugün gazetesindeki yazarlığıydı.
Bugün’den Nisan 2014’de gazete yönetimine teşekkür ederek bir veda yazısıyla ayrılmıştı.
O gazetelere abone olmanın bile FETÖ üyeliğine delil olarak kullanıldığı bir ortamda, 17-25’den epey sonra, iktidar paralel yapıyla mücadele ederken hala bu gazetede yazmış birinin Milli Savunma Üniversitesi rektörlüğü gibi bir pozisyona atanması için çok güçlü referansları olmalı.
Çünkü bugün MSÜ’ye kantinci olarak başvuran biri, iki yıl Bugün gazetesi abonesi olduğu tespit edilse güvenlik soruşturmasından geçmez.
Ama o güçlü referanslar acaba Türkiye’nin konuşan korgenerallerden epey çekmiş bir ülke olduğunu unuttular mı?
Çünkü uzun yıllar epey sessizce bu görevi yürüten Afyoncu, son birkaç aydır sürekli televizyonlarda ya da aktif olarak kullandığı Twitter hesabıyla tartışmaların içinde.
En son artık sadece bir milliyetçi tarih profesörü değil, Türkiye’nin tüm askeri okulların başındaki korgeneral olduğunu unutarak durup dururken katıldığı televizyon yayınında Yunanistan’ı tehdit etti:
“Bizim en kötü zamanımızda milli mücadelede Anadolu’yu işgale kalktınız. Atatürk sizi Ege’de denize döktü. Biz savaşmak istemiyoruz, düşman değiliz. Ama gerektiğinde savaşırız, bunu Kıbrıs’ta da gösterdik. Bizim 16 fırkateynimiz var, Yunanistan’da 16 fırkateyn. Biz 85 milyonuz, Yunanistan 11 milyon. Yunan halkına yazık; bu kadar silah aldığınızda kendi halkınızın katma değerini silaha harcıyorsunuz ve kazanamayacağınız bir savaşa hazırlanıyorsunuz. Biz savaş istemiyoruz, oturalım ve problemlerimizi konuşalım.”
Şu anda Yunanistan ile Türkiye arasında böyle açıklamalar ve hatırlatmalar yapmayı gerektiren bir kriz yok.
Hatta ilişkiler son yıllardaki en iyi zamanlarında.
Zaten böyle bir kriz olsa, bu tehditleri Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı zaten yapardı.
Peki neden Milli Savunma Üniversitesi rektörü yapıyor?
Çünkü yapabiliyor, mikrofonlar ona uzatılıyor.
Afyoncu, sadece dış değil, iç politik tartışmalara da müdahil.
Türkiye çözüm sürecini, Terörsüz Türkiye’yi konuşurken, Fenerbahçe’ye sponsor olan Chobani’nin sahibi Hamdi Ulukaya’nın konuşmasında Türkiyeli kavramını kullanmasıyla başlayan “ Türkiyelilik” tartışmasına Oğuz Han resmiyle sosyal medya hesabından müdahil oldu:
“Bu kelimeler tarihi temeli olmayan, tarihte kullanılmamış ifadelerdir. Türk'üm, Türk milliyetçisiyim veya Türkçüyüm denir. İspanyol İspanyalıyım, Fransız Fransalıyım diyor mu?”
Halbuki biraz Cumhuriyet tarihi okumuş herkes bilir ki Türkiyeli kavramı 19’un yüzyılın başlarından beri vardır. Tunalı Hilmi tarafından kullanıma sokulmuş, 1921’de Atatürk’ün de konuşmalarında kullandığı, hatta 24 anayasasının taslağında geçmiş, uzun yıllar Türkiye’de azınlıklar, 90’lardan sonra da Kürtler tarafından kullanılmış bir kavramdır.
Biraz yabancı dillere aşina olan biri de Fransız demenin zaten Fransalı demek olduğunu, İspanyolun bir etnik grubun adı olmadığının farkındadır.
Ayrıca Türkiyeli gibi etnisiteye değil, ülke adına atıf yapan Amerikalı, Suriyeli, Iraklı, Çinli, Cezayirli, Mısırlı, Arjantinli… gibi onlarca kullanım olduğunu bilir.
Ama ilk okul kitaplarından aşina olduğumuz bir Oğuz Han çizimi eşliğinde bu çıkışı yapan Afyoncu, galiba böyle ayrıntılarla ilgilenmiyor.
Zaten o günden beri de çözüm sürecinden rahatsız olan çevrelerin kahramanı.
Ama devlet terörsüz Türkiye ile Türk-Kürt-Arapların güçlerini birleştirmesinden bahsederken, bu konudaki hassasiyetleri yönetmeye çalışırken, olmadık bir Türk-Türkiyeli tartışmasına kömür atan kişi artık sadece bir tarih profesörü olmadığını unutmuş olmalı.
Artık o Milli Savunma Üniversitesi rektörü bir korgeneral.
Daha bir yıl önce Afyoncu’nun rektör olduğu MSÜ’ye bağlı Kara Harp Okulu’ndaki bir mezuniyet yemini yüzünden beş teğmen ordudan ihraç edilmişti.
Galiba teğmenlere yasak olan, korgenerale serbest.
O teğmenlerin sadece sosyal medya hesaplarına bakınca nasıl bir dünya içinde yetiştikleriyle ilgili bir fikir sahibi olmak mümkün.
Yunanistan’a ayar vermek, nüfus artışı uyarısı yapmak ve Türk değil Türkiyeli çıkışı yapmak yerine, askeri okullardan neden yine siyaseten öfkeli bir teğmen kuşağının yetiştiği, değişmeyen okul müfredatları gibi bir MSÜ rektörünün üzerine düşünmesi gereken çok daha ciddi meseleler var.
Afyoncu’nun çıkışları ve temsil ettiği ideolojik çerçeveye bakılırsa bunları dert etmiyor olabilir.
Ama bundan çok çekmiş iktidarın dert etmesi beklenir.
Çünkü bu formatta yetişmiş bir asker kuşağının gelecekte Türkiye’ye maliyetini düşünmesi gereken onlar.
Ama galiba ne de olsa elde sopa var, başını kaldırana vururuz diyorlar.
Ne de olsa sadakatin her şeye yettiği ve her türlü kusuru örttüğü bir zamandayız.
Zaten bir korgeneralin konuşmasından eskisi gibi pek de kimse rahatsız görünmüyor.
İktidar rahatsız değil, muhalefet korgeneralin hassasiyetlerini kendisine yakın görüyor, o yüzden rahatsız değil.
Anlaşılan tarihten kimse çok fazla ders çıkarmıyor.
Tarihçiler bile…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları



















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025