Yıldıray OĞUR
George Corley Wallace, Jr., İkinci Dünya Savaşına katılmış, yargıçlık yapmış Güneyli bir Demokrat siyasetçiydi. 1958 yılında Demokrat Parti’nin tek parti olduğu Alabama’da girdiği valilik ön seçimini, Klu Klux Klan’ın desteklediği demokrat rakibi karşısında kaybetti.
(Demokrat Parti, deyince şimdi akla Obama’nın falan geldiğine bakmayın. Partinin kölelik ve siyahlara ayrımcılık tarihi karanlıktır. 1964’te Demokrat yönetim tarafından getirilen ırk ayrımcılığını bitiren Sivil Haklar Yasası’na aralarında Al Gore’un babasının da olduğu senatodaki Demokratların yarısından fazlası karşı oy vermişti. Klu Klux Klan’ın adı Demokratların silahlı kanadına çıkmıştı.)
1962’de yeniden aday oldu, bu kez yüzde 95 oyla seçildi. Yemin töreninde ırk ayrımcılığından taviz yok vaadini “ayrımcılık şimdi, ayrımcılık yarın, ayrımcılık her zaman” diyerek yineledi.
Dünyanın Wallace’yı hatırlayacağı olay ise 11 Haziran 1963 günü gerçekleşti.
ABD Anayasa Mahkemesi, meşhur Brown v. Board of Education kararını verdi ve siyahi öğrencilere bütün üniversitelerin kapısı açıldı.
O kapılardan ilk geçmeyen çalışan Wallace’ın valilik yaptığı Alabama Üniversite’sine kayıp yapmaları engellenen Vivian Malone Jones ve James Wood adlı iki siyahi öğrenci oldu.
Vali Wallece mahkemenin kararını eyaletinde uygulatmamak için direnişe geçmişti.
İki öğrenci kampüsün kapısına bu kez JFK’nın Adalet Bakanı Nicholas Katzenbach’la birlikte geldiler.
![]() |
Vali Wallace polisleri alıp üniversitenin kapısında dikiliverdi. O anların video kaydı da, Kayzenbach’ın ırkçı valiye “bu şovu kısa kes” manasına gelen çıkışı da…
Sonra Başkan Kennedy arandı, direniş bitirildi ve siyahi öğrenciler üniversiteye girdi.
Ama o gün karizmasının çizilmesi bile Vali Wallace’ın popülerliğini bitirmedi, bir sonraki seçimlerde bu kez eşi vali seçildi.
Başörtüsü avcısı astronom, Prof. Dr. Esat Rennan Pekünlü’ye verilen ceza için ağlayan laik televizyonlardaki, gazetelerdeki haberleri görünce o görüntüleri yeniden hatırlıyor insan.
Ege Üniversitesi Astronomi Bölümü hocası Pekünlü yıllardır fakülte binasından giren başörtülü öğrencileri taciz ediyor, fişliyor, fotoğraflıyor haklarında tutanak tutuyor.
Üniversitelerde başörtüsü yasağı kaldırıldıktan sonra da durmadı astronomik faaliyetleri.
Sonunda bu sözlü tacizlerden sıkılan öğrenciler aleyhine dava açtılar ve dava sonucunda laik bekçilikten vazgeçmeyen Pekünlü’ye hapis yolu gözüktü.
Ayrımcılık yapmayı, insanların hayatlarına karışmayı, kendi kendine yasakçılık oynamayı hobi hâline getirmiş hoca bir anda mağdur ilan ediliverdi.
“Aydınlanma Hapsedilemez” pankartlarının açıldığı hıncahınç doldurulmuş bir amfide verdiği son dersi “gözyaşlarını tutamadı” haberleriyle verdi laik medya.
Yaşlı hocaya “Hocam ne yapıyorsun, artık geçti bu işler, bak sen astronomi profesörüsün, eller uzaydaki kuyruklu yıldızlara araç gönderiyor sen nelerle uğraşıyorsun” diye nasihat edecek dostları olmadığını o kalabalık ve ardından yapılan empatik haberler gösteriyor.
Tabii Türkiye’de laiklerin bir türlü aydınlanmalarını tamamlayamadığını da...
Yıllardır bu meczupluğu yapan laik bir astronomi hocası değil, üniversiteye başı açık gelen kızları durdurup onlara başörtüsünü tebliğ eden, fotoğraflayan, fişleyen bir İlahiyatçı olsaydı diye empatinin gözünü çıkarmak da gayet lüzumsuz geliyor artık.
En demokratından en saplantılı astronomuna kadar uzanan bir skalada, TSK’ya yalvarmaktan, PKK’ya “sen aslansın kaplansın, kalk o masadan” diye yalvarmaya, ulusalcılıktan, kolonyalist kurtar bizi Batıcılığına rahatça evrilebilen gerekirse bir dini cemaatle, halkını bombalayan bir diktatörle bile taktiksel iş birliğine açık laiklerin hayatta ve iktidarda kalma pratikleri, siyasetleri, tutum ve davranışları karşısında ucuz empati çağrıları da artık hükümsüz.
Siyasetin normalleşmesini, merkezî siyasetin güçlenmesini engelleyen, muhalefet etmeyi, en son barışı tehdit eden kendi hayatını mutlaklaştıran, en ufak bir anlama, ikna derdi olmayan bir dar kafalılık bu artık.
Bu konuda birtakım mesafeler alınmadı değil.
Ama bu bir iç hesaplaşmayla, hakiki bir iletişim kurarak olmadı, iktidar denklemi laiklerin aleyhine değişince oldu, taktiksel ittifaklar kuruldu.
Hâlâ laik medyada dindarlara yer yok. Hâlâ laiklerin ellerinde olan alanlarda sanatta, akademide, iş dünyasında böyle bir değişim, yüzleşme çabasından eser yok. Hatta Gezi, 17 Aralıkla perçinlenen anti-AKP siyaseti yüzünden katılaşma, farklı eğilimlerdeki laikler arasında benzeşme, bloklaşma var.
Bu katılaşmaya iktidarın da katılaşmayla cevap vermesi sürpriz değil. Buna rağmen dindar siyasetin Alevi açılımı gibi adımlarının bir benzerini laik cephede görmek zor. Olduğunda da büyük travmalar, tepkiler, istifalar, kırılmalar yaşanıyor…
Laiklerin kamusal temsilinde bu eski ayrımcı refleksler, söylemler artık ayıp kaçtığı, ikna edici olmadığı için arkaya çekildi, içe atıldı. Ama bu büyük “mağduriyet” de daha iki yıldır başörtülülere ayrımcılığın bitirildiği ülkede, ilk fırsatta “yetti be sizin mağduriyet edebiyatınız” gibi atarlarla çıkıyor ortaya…
Vali Wallace yıllar sonra yaptığının yanlışlığıyla yüzleşti, bu kez siyahların desteğiyle yeniden seçildi. Irk ayrımcılığına karşı çıkan demokratlar yıllar sonra siyahi başkan seçtiler.
Türkiye’deki laiklerin de böyle gerçek, acıtıcı, iç muhasebe gerektiren bir aydınlanmaya, hakiki bir iletişim kurma ve anlama çabasına ihtiyaçları var.
Fazla seçenek kalmadı artık. Ya meczupluk ya demokratlık…
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUOtoriterliğe dair bir hukuk manifestosu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Enflasyon düşüyor, müsterih olun’ 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUNe de çabuk unutuluyor… Hatırlatıyorum… 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.06.2025
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025