Yıldıray OĞUR
Hoş tesadüflerle dolu bir haziran ayı bu.
Her şey CHP-AKP arasındaki ani Kürt sorunu balayıyla başladı. Başbakan’ın en fena Uludere açıklamalarını yaparken bile İmralı’yla görüşmekten, PKK’yı dağdan indirmekten bahsetmeye başlaması da aynı zamana denk geldi.
Faili hâlâ meçhul bir kasetle değiştirildiğinden beri yenisinin eskisinden en büyük farkının Kürt meselesinde ortaya çıktığı görünen CHP’nin yaşadığı bu hayırlı ani aydınlanma ve aldığı inisiyatif, AKP’nin uzun süredir yok muamelesi yaptığı CHP’ye birden kucak açmasını fazla kurgusal ve çalışılmış bulmak için kötü niyetli bir komplocu olmaya gerek yok.
Tam bu günlerde Avni Özgürel de Kandil’e gidip Karayılan’la görüşmüş. Daha sonra da Ankara’ya gidip bazı görüşmeler yapmış. Bu çok ciddi gazetecilik başarısının (Ankara’ya gitmek değil tabii) ürünü olan röportajı henüz okuyamadık. Ama anladığımız kadarıyla Karayılan gazeteci Özgürel’e “silahlı mücadelenin devri bitti” mesajı vermiş.
Bu, Ankara’nın kasım ayından beri PKK’dan duymak istediği tek cümle. Geçen temmuzda Öcalan’la anlaşılmasına rağmen devirdiği masaya yeniden oturmak isteyen PKK’ya Ankara, silah bırakmasını değil, silahlı mücadeleye son verdiği açıklamasını şart koşuyordu. Sadece Ankara değil başta Erbil olmak üzere bütün dünya bekliyor PKK’dan bunu. Belki Esed hariç bütün dünya.
Hatırlayın Barzani, Kürt Konferansı’nı PKK silahlı mücadeleyi bitirdiğini ilan etmediği için iki kez erteledi, bunu diyene kadar da toplamayacak.
Neçirvan Barzani’nin her ay Türkiye’ye gelmesi, Suriyeli muhaliflerin başına PKK-Esed aşkına yönelik bir hamle olarak muhalif bir Kürt’ün getirilmesini de tesadüfler zincirine ekleyelim.
Tesadüf bu ya geçen hafta ABD Kongresi’ne de ilginç bir tasarı sunuldu. Tasarıyı sunan John McCain ve Lieberman birkaç ay önce Türkiye’de uzun uzun temaslar yapmıştı. Eğer tasarı Kongre’de kabul edilirse ABD, PKK'ya “silah bırakma, şiddeti terk etme ve Türk hükümetiyle barışçıl diyaloga girme” çağrısında bulunacak. Daha doğrusu kapalı kapılar ardından aylardır yaptığı bu çağrıyı ilk kez resmen ve aleni olarak yapacak.
Haziran ayında yaşanan hoş tesadüfler bununla da bitmiyor. Talabani, dün sözcüsü aracılığıyla PKK’yı ateşkese ikna etmeye çalıştığını açıkladı. Resmen. Talabani daha önce de defalarca arabuluculuk için nabız yoklamıştı. Ama ilk kez resmî bir açıklamayla bu rolünü deklere etti.
Bölgemizdeki haziran tesadüfleri ise bununla da sınırlı değil. Maliki’yi devirme planı yürürlükte. Toplanan imzalar son anda İran’ın Güneş Motel hamlesiyle yetersiz kaldı. Ama Maliki’nin koltuğu fena hâlde sallanıyor. O düşerse Esed’in üzerine düşecek. Tam tersi de geçerli Esed düşerse, Maliki’nin üzerine düşecek.
Tesadüflerin ardı arkası gelmiyor. Hafta sonu şu âna kadar “Esed giderse İslamcılar gelir” endişeli modern pozisyonunu koruyan İsrail’den hem de Peres, Netanyahu ve Mofaz gibi üç büyüklerden net “Esed gitmeli” mesajı gelmesin mi...
Sanki gizli bir el haziran ayında dünyanın en çok kanayan bu bölgesindeki soğuk savaş kalıntılarını temizlemek için harekete geçti.
Eğer bir aksilik çıkmazsa PKK silahlı mücadeleyi bitirme kararını açıklayabilir. Türkiye Kürtçe anadilde eğitim için ciddi bir adım atabilir.
Ama bir aksilik çıkmazsa...
PKK ile devlet arasındaki üç büyük barış görüşmesi devlet ya da PKK içindeki yapıların provokasyonları sayesinde çöktü çünkü.
1990’ların ilk kuşak PKK-Devlet görüşmeleri MGK’dan şimdi bile hayal edilemeyen bir af yasası çıkmasından bir gün sonra PKK’nın 33 eri öldürmesiyle bitmişti.
2009 yılında PKK’nın ateşkes ilan etmesinden birkaç gün sonra ilk KCK operasyonunun düğmesine basıldı. Yine 2009’da Erdoğan- Ahmet Türk zirvesini iptal ettiren mayın saldırısının arkasından askerler çıktı. 2011’de Öcalan’ın Barış Konseyi’nden bahsetmesinden günler sonra PKK Silvan’da saldırdı, sabahında Aysel Tuğluk Diyarbakır’da daha sonra fos çıkacak demokratik özerkliği ilan etti.
O yüzden Kılıçdaroğlu-Erdoğan arasındaki tarihî Kürt sorunu zirvesinden birkaç gün sonra Van’daki KCK operasyonu sürpriz değil.
En tehlikelisi bu savaşın 30 yıldır bitmemesine neden olan Kürt meselesinde ustalaşmış istihbarat oyuncularının hoş olmayan sürprizleri olacaktır.
1990’lı yılların başında devlet-PKK temaslarının gazeteci-arabulucu arası aktörü iken birden ortadan kaybolan İsmet İmset yazmıştı bir yazı dizisinde.
1992 yılının ağustos ayında Jandarma’da görevli dört üst düzey subay peşmerge kıyafetleriyle Irak Kürdistan’ına geçip, bir dizi görüşme yapmış.. Aylar sonra Ankara’da hükümetin önüne istihbarattan bir rapor gelmiş.. Raporda Talabani’nin üçü Kırmançi lehçesiyle konuşan dört PKK lideriyle yaptığı gizli bir toplantıdan bahsedilmekte ve “Sakın Talabani’ye güvenmeyin” denmekteymiş.
İstihbaratın dört PKK’lı lider diye Ankara’ya raporladıklarının Jandarma’da görevli subaylar olduğunu altyazı geçmeye gerek yok herhalde.
Neyse ki Kürt meselesinde inisiyatif artık sadece Ankara ve PKK’nın elinde değil.
Tesadüflerin sürmesi dileğiyle...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Son konuşan Korgeneral!
27.08.2025 - Mete Tunçay mı yanılmıştı?
23.08.2025 - Şam-SDG uzlaşmasının alternatifi var mı?
20.08.2025 - Fidan’a TikTokçu diyerek dış politika açığı kapanır mı?
18.08.2025 - Diyanet, devleti hedef alan faiz hutbesi irad edebilir mi?
16.08.2025 - Rojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar…
13.08.2025 - Üzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor
11.08.2025 - Mehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor?
9.08.2025 - Hayır, bu Türklük Sözleşmesi değil!
4.08.2025 - Netanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü?
2.08.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası.. 31.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSurvivor entelektüel! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇözüm Süreci’nin künhüne vakıf kaç kişi var? 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBir uğraktır sevgili… Bir durak olsa bile! 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yol temizliği için harekete geçmeli 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokratların çilesi 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCezaevinden yükselen çığlık: Yaşamak istiyorum! 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuAnkara neden huzursuz? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın kaçınılmazlığı… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTasarruf edilecek makam aracı bulunamamış mı yani? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANSiyaset kulislerinde konuşulan baskın seçim senaryosu… 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBüyük hesaplaşmaya doğru 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSıfır oranlı gelir vergisi neden uygulanmıyor? 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYATürk futbolunun acı gerçeği: Kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz 29.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluGerçekten “adrese teslim” kadro ilanı, memurken başka yerde okuma rahatlığı ve yandaş medyanın “ezbe 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Baba Evi’nde Yarenlik… 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİR"KILIÇ KININDAN ÇIKARSA!" 28.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİslam ülkelerinin liderleri de acaba bir gün utanır mı? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTefeci faizi gerçek ama nedeni ne? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden çürüyor ve çürüme neden durdurulamıyor? 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKKM kasıtlı bir uygulamaydı, kastı da zengine servet transfer etmekti 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgünİsrail hedefine ulaşırken… 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNHepimize Yetecek Evrensel Bir Utanç 27.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam düşüncesi nereye? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİsrail masasında HTŞ’ye Rus ruleti 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUAKP+MHP ‘koalisyonu’ da bozuluyor mu? 26.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
selim adıgüzel
Hrac Madooglu adlı yorum yapan arkadaş,..tüm Mahçupyan yazılarının altına yorum yazıyorsun,..demek ki Mahçupyanı okunmaya değer buluyorsun,..bu güzel.....Mahçupyanın son paragrafında yazdıklarıyla ,..şu senin örnek verdiğin Aziz Nesin Jakoben - Toplum Mühendisliğinin bu halkın 0/0 60 ı aptaldır söylemini karşılaştır ve bi,r kez daha düşün ,..aptal olan ezberci sol mu ,...yoksa gelişmelere göre eğilip bükülmeyi beceren ve kendisini yaşadığımız yüzyılın belirleyici gücü o0larak hergün daha çok hissettiren sıradan - göbeğini kaşıyan halk mı......hadi düşün bakalım sevgili Madooğlu.......
el kürdi
akpnin hayal ettixi tasavur ettixi hizmeti yahut zan ettixi hizmeti yazarken izzeti nefsini sattixini yazinda siritiyor otuz iki dishini gösterib sonrada akpyi uyarman öyle yapmacikki sen yagercek akpyi görmüyorsun yahut bizi hoyratin karamanin cizdixi akpyi reklam vari telal mantixiynan duyurmada bayada basharili oluyorsun mah-cub-yan acab böyle akil yoksunu yazmak baya rahat layici oluyordur hem cok para almak hemide keyif cakmak böyle keriz parali parti nerde bulunur ancak TCde bulunur
Hrac Madooglu
Selim Bey, Mahcupyanin Erdogan hakkinda soylediklerini cok abartili ve gulunc buluyorum. Aziz Nesinin romanlarina malzeme olabilecek yorumlar bunlar, onu soylemek istedim. Mahcupyanin AK Partiyi elestiren herkese saldirmasi, hakaret etmesi de davranis bozuklugudur. Zaten solcu ve liberallere karsi asiriya kacan bir hosnutsuzlugu var. Solcu derken, kendislerini solcu diye tanimlayan milliyetcilerden ya da Kemalistlerden soz etmiyorum. Bugun Turkiyede onuru ile kose yazarligi yapan birkac aydin var. Bunlar kimsenin parali askeri degil, dalkavuk degil. Bu degerli insanlara "fikirsiz, parazit, bilincsiz",vs diye hakaret etmek bir entelektuele yakismaz. Mahcupyanin Bati ile de arasi hic hos degil, anlamadigim nedenlerle. ABnin AK Parti iktidarinin hukuku ve insan haklarini hice sayan uygulamalarini elestirmesi "psikolojik ihtiyaclar" nedeniyle yapilan bir seymis Mahcupyana gore. Neymis bu psikolojik ihtiyaclar onu aciklamamis. ABnin Turkiyeye karsi duydugu bir eziklik veya asagilik kompleksi mi var ki, kendini tatmin etmek icin olur olmaz nedenlerle Turkiyeyi elestirsin? Batinin Turkiyedeki ic siyaseti ve sosyolojiyi anlamadigini ve bu konuda cahil oldugunu da iddia ediyor. Bu da cok talihsiz bir yorum. ABnin Turkiye ile ilgili raporlarini okursaniz, adamlarin Turkiyede olup bitenler hakkinda ortalama bir TC vatandasindan cok daha bilgili ve gercekci oldugunu gorursunuz.
Hrac Madooglu
AK Patiyi elestirenler, Erdoganin kirdigi potlari, isledigi suclari tasvib etmeyenler ahmak. Cemaat darbeci, Solcular parazit, Ermeniler palyaco, Kurtler cigirtkan, Bati medyasi da cahil, Turkiye hakkinda hicbirsey bilmiyorlar ama "psikolojik ihtiyaclar yuzunden" dogru olmayan seyler yazip iftira atiyorlar. Ama neyse ki Mahcupyan var. Herseyin dogrusunu Mahcupyan biliyor ve sagolsun bize ogretiyor. Kafamiza vura vura, hakaret ede ede, bazen de masal anlata anlata ogretiyor; "...Erdogan palasini eline almis, ormana dalmis. Kesip bicerek ilerliyor. Memleketi icin yapiyor bunu, kendisi icin degil ha. Caliyor ama calisiyor" vs...Aziz Nesin sag olsaydi keske. Tam ona gore konular bunlar.
Nihat Taştan
Teşekürler sayın Mahçupyan; Hükümetin sadece yanlışlarını ele alıp, bunları da liderin kişiliğine bağlayarak siyaset yaptıklarını, hatta belki de Türkiye analizi yaptıklarını sanıyorlar. Bu cehaletin toplumda bir karşılığının olmaması, ancak bir duygu cemaati üretebilmesi şaşırtıcı değil. Ahmaklığın bir tercih haline gelip cemaatleştiği noktada, artık bir zihni yozlaşmayla karşı karşıyayız demektir ve bunun kişilikleri etkilememesi düşünülemez. işte bu yüzden milyonlarca İnsan bu basiretsizler mi? bu ülkeyi idare edecek diyerek AK Partiye verdikleri oyu onaylamakta tereddüt etmiyorlar, ve yola devam; bazen iktidar sarhoşluğuna kapılarak yapılan yanlışların düzeltilmesini çürüklerin ayıklanmasını da zorlaştırıyor.